Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Fuller'e mi Kızayım Yoksa?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
9 Şubat 2011 Çarşamba

Fuller'e mi Kızayım Yoksa?

Daha bir ay dahi olmamış, 10 Ocak’ta Graham Fuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabını irdelemişiz. Mısır ve Tunus olayları sonrası gelişmeleri ile ilgili olarak Akşam’da Şenay Yıldız, Fuller’le bir röportaj yapmış, Pazartesi ve Salı yayınlanan röportajda bizim değerlendirmelerimiz sonrasında ilginç sonuçlar çıkmış. Konuya ilişkin zamanlamamız iyi olmuş. Biz ABD’nin bir kesiminin (Tek bir ABD yok) Türkiye’de “ılımlı” bir İslam ve demokrasi istediğini bunun için ordusu, yargısı ve diğer kurumları ile tepki veremez bir duruma getirdiğini belirttik. Şimdi ise Ortadoğu’da “model ülke”nin Türkiye olduğu belirtilerek Ortadoğu’da radikal İslami hareketler henüz ortaya çıkmadan “demokratikleşme” ayarlaması yapılarak yeni bir dönem başlatılıyor.

Fuller röportajı çok şey anlatıyor. Osmanlı’nın “Hürriyet” sloganı ile kandırıldığını hiç unutmadan bu röportajın tümünü okuyun. Lütfen parti siyaseti yapma duygusallığına da düşmeyin. Aklınız, imanınız ve vicdanınız galip gelsin.

Ben röportajdan bazı yerleri sizin için buraya aldım ve bazı sorular sordum. Bir ay önceki yazımı ve yorumlarınızı da ihmal etmeyerek yeniden değerlendirelim. Hakikaten çok önemli.

Şenay Yıldız Mısır’ı kast ederek soruyor; “Geçiş dönemi sonunda İran'daki gibi İslamcı bir harekete dönüşmesini bekliyor musunuz?” cevap; “Ben iki hareket arasında yakın benzerlikler görmüyorum. Bu olayda da tıpkı İran Şahı Rıza Pehlevi gibi iktidarda kalma hedefinde olan bir lider (Mübarek) olduğu gerçek. Ama onun dışında daha çok farklılıklar görüyorum. Mesela şu anda ortada Humeyni gibi çok karizmatik ve birleştirici bir figür yok. Sanırım Mısır'ın doğası İran'daki kadar siyasi açıdan şiddetli değil. Ama bekleyip görmemiz gerek tabii ki.”

Yani İslamcı bir harekete dönüşme ihtimali yok diyor. Mısır gibi Ülkeler Türkiye gibi olacak, Türkiye ise Mısır gibi. Yani ne demokrat ne Müslüman. Yada yarı, demokrat ve Müslüman. İzin verildiği kadar. Bunu akıl, iman ve vicdanınızla hazmediyor musunuz?

Şenay Yıldız ABD’nin Obama’nın müdahalede neden geciktiğini soruyor, cevap;

“…bu olayın nasıl sonuçlanacağını bilemezsiniz. Eğer sadece 1-2 gün sürse, sonra Mübarek tarafından bastırılsa ve ABD hükümeti başından 'Mübarek'in çekilmesini istediğini' söylese, gelecekte çok zor bir durum yaratırdı. Bu nedenle, hükümetlerin mevcut hükümetin çekilmesini istemeden önce bu konuda çok temkinli olmalarına şaşırmıyorum. Özellikle de kendilerinin 30 yıldır destekledikleri bir hükümetten bahsediyorsak...”

ABD dünya süperi temkinli davranıyor, Obama bizi arıyor, o zaman kadar sessiz olan biz Mubarek’in çekilmesi gerektiğini söylüyoruz, temkinli olmaya gerek duymuyoruz. Bu bizim mi yoksa Obama’nın politikası mı?

Bölgesel güç olmak süper gücün maşası olmak mı?

Mubarek çekilmese biz zor durumda kalmayacak mıyız?

Fuller röportajda yine model ülkenin Türkiye olduğunu belirtiyor. Kitabında eleştirdiği Türkiye’nin neden model ülke olduğunu, neden “Kemalist Lobotomi”ye rağmen bu kadar güçlü olabildiğini

açıklayamıyor. Tüm istediği seçimlerin olduğu “demokrat” ve radikalizme kaymamış “Ilımlı” İslami bir Türkiye…

Fuller, yaptığı planlamadan ise öylesine emin ki planlamasını değerlendirme gibi anlatıyor;

“Evet, kesinlikle yeni bir çağa doğru gidiyoruz. Burada dört dönem var: Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı ile mevcut sorunlara askeri çözüm bulma dönemlerinin ardından ABD ile Sovyetler arasında iki kutuplu dünyayı yaşadık. Sonra da Sovyetlerin yıkılışıyla beraber ABD'nin tek güç olduğu dönem vardı. Ama, şu anda bu dönem bitiyor ve dünyada pek çok güç merkezinin olduğu çok kutuplu bir dünyaya gidiyoruz. Bence, bu çok olumlu bir durum. Gelişmekte olan pek çok ülkeden yeni oyuncular sahneye geliyor. Çin birkaç yüzyıl önce de uluslararası bir güçtü ama özellikle son 15-20 yılda çok gelişti. Hindistan, Türkiye ve Latin Amerika'daki uzun zaman diktatörler tarafından yönetilen ve ABD'nin kontrol etmeye çalıştığı ülkeler değişiyor. Ben ABD veya Batı emperyalizmini bugünkü pek çok sorundan dolayı tek başlarına sorumlu tutmuyorum ama onlar sorunların artmasına neden oldu. Bugün Washington ve Avrupa çok farklı bir dünya ile karşı karşıya. Kesinlikle yeni bir dünya düzeni kuruluyor.”

Kuran kim?

Kim için?

Kime rağmen?

Fullerin “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” kitabını bu röportajla birlikte okumalısınız.

Ve akıl, vicdan ve iman ile…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 -AB-
 14 Şubat 2011 Pazartesi 13:14
Sevgili Hasan abim, hoşgeldiniz. Ben de tüm bu yaklaşımlara tepki göstermemiz gerekir, zira bunlar yüce dinimizi siyasi enstrüman olarak kullanıyorlar diyorum. ILIMSIZ nedir hep beraber soralım, katılıyorum. Soralım da kime soralım, tartıştığımız bu değil mi? Mesela Fuller'e soralım, mesela ılımlı islamcı tezleriyle verilen ödülleri alanlara soralım. Soralım, abi bence de soralım. Talebinizde haklısınız, sonuna kadar yanınızdayım. Sevgiler. A.B.
 Misafir
 12 Şubat 2011 Cumartesi 23:14
Sevgili AB,üç günlük kısa bir seyyahatte olmam hasebi iele yorumuna,cevap veremedim.Yalnız,benim sorum, "ILIMLI" olan değilde, "ILIMSIZ" olanı soruyorum.Hani ılımlı-ılımlı deniyor ya,ben de ILIMSIZ olanı soruyorum.Ilımlı sıfatını kullananlar,ılımlı nın anlamını bilerek kullanıyorlar ki,ILIMSIZ olanın da anlamını mutlaka biliyorlardır,diye düşünüyorum.Bu talebimde haksızmıyım?. H.Tahsin.
 Misafir
 12 Şubat 2011 Cumartesi 04:46
Kıymetli turktıme okurları sizi bilmem ama bendeniz usmame bin ladin denen adamı ve 11 eylül günü gerçekleşen olayda ;o zaman bana sorulan sen ne düşünüyorsun sorusuna 1-A.B.D Kendi yapmıştır2- Usame hiçbir zaman yakalanmaz çünki öyle biri yok demiştim.Zaman herkese bir biçimde cevap veriyor.Türkiyenin model ülke oluşuna sevinmemek mümkün değil,muasır medeniyetler seviyesine muazzam bir süratle gitmekte olduğumuzdan işsizlik ve ekonomik zorlukları bizim görmediğimiz gibi chp de GÖ RE Mİ YOR..
 Misafir
 11 Şubat 2011 Cuma 22:08
Bu bizim yorumcularda cok uyanik, Misir´dan Mubarek gitmeden el birligi yapmislar yorum yazmamaya, belkide burda yorum yazmayip Mubaregi bizim yorumcular tahtindan yapmislardir, sizden ve fikirlerinizden korkulur.Dikkatli bir izleyici
 Misafir
 10 Şubat 2011 Perşembe 18:37
Allah Allah,kimler basmis yeni Dünya düzeni icin dügmeye acaba?Her halde Dünyayi alemde sorunsuz HALK arzu yapan odaklar var.Olmiya Marsa yönelik calismalari hizlandiracaklar, bu arada onlar yukarida iken birileri asagida kavga gürültü samata yapmamalari icin dügmeye basmis olabilirlermi diyede düsünmüyor degilim.Capanoglu
 Misafir
 10 Şubat 2011 Perşembe 10:15
Halä bir seyin idrakinde olamiyoruz ve olamadik.O.Dogu ve Müslüman Cografyasinda bu kadar monarsi ile yönetilen Devletlerin fazlaligi demekki derin Devlet Israil´in bekasini ve rahatligini saglamak icin varmis.Misir´da halkin cok partili ve demokratik gecmesi icin verdigi ugrasin yaninda Israil´in hummali bir calisma ile bunu sabote yapmiya kalkmasi bunun en acik delilidir.Misir´da hapis yatan Türk´lerin durumu icler acisi,dikta yönetim isyancilara karsi bunlari kullanma planlari var,acil yardim
 -AB-
 10 Şubat 2011 Perşembe 00:21
"Türk Dış Politikası MİLLİDİR,ve iç politikaya da asla alet edilemez." Sevgili Hasan Tahsin abim, bu yorumunuza katılabilmeyi ne çok isterdim. Ben üzüntüyle ifade etmek isterim ki sadece ülkemizde değil, hemen tüm ülkelerde bunun aksi geçerlidir. Çünkü oyu, dolayısıyla sürecek iktidarı halkın oyları belirler. Bu yüzden içeriyi, dış amaçlarla riske etmek mümkün değildir. Ve doğal olarak dış hamleler içerdeki kazanç için kullanılabilecek nemalardır. Kullanılırlar da. İstesek de istemesek de. A.B.
 -AB-
 9 Şubat 2011 Çarşamba 23:35
Ilımlı İslam tezi kelimesini kullanıp, Hasan Tahsim abimi kızdırdığıma göre, konuya görüşümce bir açıklama getirmem doğru olur galiba. Öncelikle bence Ilımlı İslam, yüce dinimize dair bir olguyu değil, bir siyasi zorlamayı ifade eder. Patenti de AKP politikalarını eleştirenlere değil, tam aksine dünya çapında AKP politikalarını destekleyenlere aittir. Fuller'in de çalışmış olduğu RAND kuruluşu bu ifadeyi inşa edenlerin başında gelir ve evet hepsi top yekün sonuna kadar eleştirilmelidir. A.B.
 Misafir
 9 Şubat 2011 Çarşamba 21:59
Yorumlarinizi okumak firsatim oldu, tek kelime ile enfes,sizlerden sonra yorum yazmak benim icin cok zor oluyor, bazen yazdiginiz bir cümle ile bir kitapta ihtiva edilen bilgiler kadar bizi bilgilendiriyorsunuz.Bir reklamda ben sapkasiz konsere cikmam diye bir pasaj vardi, bundan sonra sizlerden sonra yorum yazmamaya dikkat edicegim dostlarim.Bu arada cok kiymetli yazarimiza tesekkür edemeden yapamiyacagim.Iyiki varsiniz, iyiki sizi tanima firsati bulduk.Türkiye sizden cok seyler bekliyor.
 Misafir
 9 Şubat 2011 Çarşamba 20:43
Ahhh ki ne ah H.Tahsin Bey,bir Dis Isleri Bakani cakma medyanin yazdiklarindan hareket ederek bu kadar Türk kimligine ve Türk kültürüne bu kadar zarar verebilir.Bu Ülkede bu tür etki Kültürü yaratmak icin bir sürü özel Kolejler kurmuslardi,bunlarin hepsini burda yazmak mümkün degil sadece bir tanesini yaziyim"Fransiz Koleji" Bu Okuldan mezun olan biri Ülkemizde Basbakanlik yapmistir,iyi yada iyiye yakinmi hareket etti bunuda sizlerin taktirine birakiyorum.Büyük düsünmek gerekiyor büyük.BG
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime