Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bir Kitap; “Çağdaşlaşma Sancıları”
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
24 Ocak 2011 Pazartesi

Bir Kitap; “Çağdaşlaşma Sancıları”

İlk yazımda söz vermeme rağmen bir süredir kitap tanıtımı yapamadım. Yazılarıma başlayalı yaklaşık 5 ay olmasına rağmen iki kez kitap tanıtımı yapmışım zaten. Galiba güncel konular daha ağır basıyor. Bu gün izninizle size pek tanımadığınız bir yazardan ve onun bir eserinden bahsetmek istiyorum. Aslında onu bende son bir kaç yıldır tanımaya başladım ve henüz yeterince de tanımıyorum. Ancak tanıdıkça, eserlerini okudukça benim gibi daha çok seveceğinizden eminim.

Hiç Doğan Kuban okudunuz mu? Beni son dönemde en fazla etkileyen birkaç yazardan, düşünce adamından biridir; Irvin Yalom, İhsan Eliaçık, Turgut Cansever, Alain de Botton gibi… Doğan Kuban aslında bir mimar. Paris doğumlu, İTÜ mezunu ve yılları Avrupa’da geçmiş. 85 yaşında. Zaman ve çalışmaları onu her konuda tutarlı fikirleri olan bir düşünce adamına dönüştürmüş. Çok sayıda ve konuda eserleri var. Ben bu yazımda onun “Çağdaşlaşma Sancıları” adlı eserinden bir bölümü size sunarak tartışmamıza zemim hazırlayacağım.  Çağdaşlaşma Sancıları” 2. baskısını yapmış ve ben ilk baskıyı kaçırmışım. Üzüldüm. Bizim e-dergahın tartıştığı konuların hemen hepsi Doğan Kuban’ın tutarlı kaleminden geçmiştir. Kitabın özellikle “Türkiye’nin Sorunu İslamın Sorunudur” başlıklı bölümden bir derleme yapmak istiyorum. “Çağdaşlaşma Sancılarını” okursanız sizde benim gibi çok şey öğreneceksiniz. İnanın bu tür eserleri okumak size sıkıcı gelmiyorsa çok hoşlanacağınız, cümleleri, paragrafları tekrar tekrar okuyup, güncel olan çok şeyi öğreneceğiniz müthiş bir eser.(Cumhuriyet Kitaplığı, 2.baskı, Mart 2010)

Doğan Kuban tüm İslam toplumlarında bir kimlik arayışının olduğunu ve Müslüman aydınların 19.yüzyıl sonundan bu yana Batı’ya siyasi, bilimsel, teknolojik, ekonomik olarak bağımlı kalmaktan kaynaklanan bir kavganın tarafı olduklarını anlatıyor.

Müslümanlar kendilerini hala ortaçağda sanıyor yada öyleymiş gibi davranıyorlar.”                “Batının İslam dünyasına üstünlüğü Hırıstiyan olduğu için değil, tersine kavgayı din ideolojisi dışında bir alana taşıdığı için gerçekleşmiştir. Bu bilimsel öğretim ve bilgi ve ona bağlı teknoloji alanıdır. Biz neredeyse üç yüz yıldır her şeyi ithal ediyoruz. Batı’ya karşı çıkmanın bile sözlüğünü Batı’dan alıyoruz”

“21.yüzyılın bilim ve teknoloji dünyasıyla 12. Yüzyıl İslam ideolojisinin harekete getirdiği bir İslam karşılaşıyor”

Kuban daha sonra Batı’nın islamı, İslam toplumlarından daha iyi analiz ettiğini ve İslam toplumlarındaki yanlış İslam anlayışından hiçte şikayetçi olmadıklarını anlatıyor ve zamanımızdaki İslam kimliğinin sömürüye uygun bir İslam kimliği olmasından dolayı Batılıların bu kimliğin sürmesini istediklerini “ılımlı İslam” gibi projeleri bu nedenle piyasaya sürdüklerini belirtiyor.

Kuban, laiklik konusunda da gerçekçi bir yaklaşım sergiliyor; “…toplumun laik üyelerinin unutmaması gereken bir tarihi gerçek vardır;Türkler İslam dinini temel alan bir kültür dünyasının önemli üyeleridir.”

Ben yukarıdaki tespiti çok sevdim. Çok sorunu hallediyor. Ne kadar laik olsanız da, Türk olmayı, Cumhuriyeti veya her hangi bir Osmanlı dönemini din veya laiklik karşıtı görseniz de sonuçta Türküz ve İslamız.

Doğan Kuban’dan bazı cümleler aktararak sizlerin yorumlarına güzel malzemeler vereyim. Kuban Hoca’yı severseniz bundan sonra da yazı konusu yaparım.

Çağdaş Batı dinden vazgeçmedi. Devletin laik oluşu ne Fransızları Katolik yada Protestan ne de Rusları Ortodoks olmaktan ayırmıştır.”

“Çağdaşlığa giden yol tekdir. Bilimsel ve teknolojik üretimde dünya ile eşitlik”

“Sabahtan akşama kadar laikçilik üzerine safsata üretenler dünyanın politik tarihinde ve bugün İslam ve Yahudiler dışında, dine dayalı devlet görmüyorlar. Kaldı ki Yahudi devlet çağdaş olmanın bilimsel, teknolojik ve özgürlükçü boyutlarını bilinçlendirip yerine getirdiği için, dinciliğe karşı çağdaş bir görünümü var. İsrail’in adam başına geliri Batı’nın petrolcü ortaklarından daha fazla”

“İslam aydınlarının bütün dertleri kendi halkların modernleşmenin Kuran’a karşı olmadığını, bunun için de İslam’ın ve Kuran’ın şöyle yada böyle yorumlanması gerektiğini söylemek olmuştur. Oysa sorun İslamın çağdaşa göre yeniden yorumu değildir. Çağdaş denilen olgu bilimsel, teknolojik ve dine referans vermek zorunda olmayan bir özgür düşünce hakkının kabul edilmesinden ibarettir.”

“Bugün bilimsel düşünce odakları olması gereken kurumlar, devletin çağdaşlık gösterisi diyebileceğimiz çerçeveler içinde gerçek işlevlerini yerlerine getiremiyorlar. Eğitim, sanat, araştırma, kentleşme, teknoloji çağdaş evrensel yaşamın varlığını zorunlu kıldığı kurumlar sadece kalıp olarak vardır. Fakat içerik olarak kurumdan kuruma farklı olsa da, gelişmelerini tamamlayamamışlardır.”

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 10:49
Bende Dogan Kuban gibi yillarini Avrupa´da gecirmis bir Türk vatandasiyim, Dogan Kuban Beyin ismini ve yazar olan kisiligini ilk sizden duydum, burada yazilanlar ile yazara ve kitaba elestiri getirmek ilime bilime ve emege saygisizlik olur diye düsünüyorum,kitabi ancak okuduktan sonra daha genis bir bilgi ile yorum getirebilirim.Ayriyetten kitabi ve yazari bizle tanistirdiginiz icin sag olun.Capanoglu
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 02:43
aramakla bulunmaz,bulanlar arayanlardır.. bülent bey'in hakikat arayıcılığına ve bu arayışındaki namusuna şahit bir adam olmaktan mutluyum.. doğan kuban konusundaki iştahına da hayran oldum.. kuban'ın söylediklerine söyleyeceklerimiz elbet var; daha sonra...doğan kuban'ın "anadolu türk kentleri" konusundaki belki de tek çalışmanın da sahibi olduğunu ekleyeyim.. hürmetler, ahhmed...
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 01:33
Sabriye:İkinci paragrafıma düşük puan verenler SİZLERİ SEVİYORUM;DİNİMİ PEYGAMBERİMİ AŞAĞILAYANLARI REDDETMEM,BARIŞÇIL olmam sizi neden gerdi?Yazında bari karşılıklı fikir teatisinde bulunayım,ha ne dersiniz?
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 00:35
Bülent Beyin köse yazilarina yazilan yorumlarin sayisi bir iki tane konunun disinda elliler lie yüzlerle ancak ifade yapilabilinir,sapotajcilar hic sevinmeyin bizler yine burdayiz, kalemimizde sizin tasavvur edemiyeceginiz kadar mürekkep var.
 Misafir
 26 Ocak 2011 Çarşamba 00:24
Bati yalancidir ve inkärcidir.Orada her sey kurallara baglidir, sokaga adimini attigin andan itibaren kanunlar ve yasalar ile karsi karsiyasin.Halk Polisten korktugu kadar yüce yaratandan korkmaz.Niye bu devletler her seye kanun ve yasa cikariyorlar bunun nedenini bilmiyenlere ben burdan söyliyeyim cünkü bunlar aslinda cok barbardir, cikarilan yasalar ile bunlarin barbarligini frenlemek icin.Bizde ise kanunlardan önce örf ananeler gelir, halkimizda kanun ve yasa yerini tutar.Cilgin demokrat.
 Misafir
 25 Ocak 2011 Salı 23:45
Sabriye:Özellikle bu köşeye yazmak isteyen dostlarım,yorumların yayınlanmadığından şikayetçi oldukları için YORUM yazmayarak protestolarını belirtmemi rica ettiler.DUYURULUR!!!:)
 Misafir
 25 Ocak 2011 Salı 21:26
Türkler tarihi misyonunu ve ihtisamini bati tipi bir rejimi benimsedigi icin kaybetti.Kendinin asimile olmasini sagliyarak kendini ve kimligini sistematik olarak kaybettirildi.Baskalarinin bizim icin düsündügü cokta önemli degildir,önemli olan kendimizi kendimizin düsünmesidir.Sultan Abdulhamit´e sormuslar siz bu Ülkeyi nasil 33 sene bu kadar badireye karsi yönettiniz? Hakan´nin cevabi cok manidardir;Ben onlarin dediginin hep tersini yaptim.Capanöglu
 OWLEYE
 25 Ocak 2011 Salı 17:39
Arkeik dönemini, islam yerleşik kültürünün gelişmesinden 1000 yıl kadar önce gerçekleştirmiş olan batının enstrümanlarıyla yaptığımız müzik için en güzel musiki notaları ibn i haldundan gelmektedir.Şehirlilik olgusu doğu insanı için her zaman nedametli bir olgudur..Şehire ananeleri ile gelen neslin şehirlilik gergekirlilikleri ile çatışma içinde olması doğal bir süreçtir ..Ancak adına çağdaşlık denen şeyin kapitalizmin doğu milletlerine uyguladığı yapay aşılama olduğunu da atlamamak gerekir....
 Misafir
 25 Ocak 2011 Salı 09:32
Sabriye 2:Çağdaşlaşma dediğimizde acaba bu karamda daha neler anlıyoruz,bunu irdelemek lazım.Çağdaşlık batılılarca bir ülkenin diğer bir ülkesini SAVAŞLA bitirmeye çalışmaksa,teknoloji diyerek İNSANLIĞI TEHDİT EDEN NÜKLEER ENERJİYİ DESTEKLEMEKSE,FAKİR ÜLKELERİ YOK SAYMAKSA,batının hertür AHLAKSIZLIĞINI almaksa,sözüm ona Dinler arası diyaloğuluyla KARDEŞLİK martavalıyla MUKADDES DİNİMİ ve peygamberimi(sav)EN AĞIR şekilde AŞAĞILAMAKSA YERE BATSIN!!!Sn Kuşoğlu emeğinize yüreğinize sağlık.syglr...!!
 Misafir
 25 Ocak 2011 Salı 09:19
Sabriye 1:Sn Kuşoğlu öncelikle KILIÇTAN KESKİN,KINDAN İNCE olan İSLAMIN ortası olmayacağını düşünerek,ILIMLI İSLAM gibi bir yakıştırmayı ve LAİKLİK ilkesinin DİNSİZLİK olarak LANSE edilmesini ASLA kabul etmiyorum;Kabul etmesemde Laiklik ilkesini kendi düşüncelerine göre empoze edenler VE sürekli her olguda DİNİMİZİ kullananlar yüzünden ÜLKEMİN GELDİĞİ NOKTA BELLİDİR!Halkımızın çoğu ise bilim ve teknolojiden hariç BATININ hertür AHLAKSIZLIĞINI örnek alarak çağdaşlaştıklarını sanıyorlar YAZIK.!
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime