Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Başkenti Halka Sormak, Maaşı Dondurmaya Yatırmak!
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
26 Ocak 2011 Çarşamba

Başkenti Halka Sormak, Maaşı Dondurmaya Yatırmak!

Pazartesi günü medyaya aşağıdaki haber düştü. Fark ettiniz mi? Bana çok ilginç geldi. Sizlerle paylaşmak ve tartışmak istedim. Önce haberi okuyalım sonra tartışalım;

Anayasa Mahkemesi eski Raportörü Doç. Dr. Osman Can, Diyarbakır’da katıldığı ‘Anayasa Paneli’nde izleyenleri Kürtçe ‘Amed halkı hoşgeldiniz’ diye selamladı.
Konuşmasında bugüne kadar yapılan anayasaları eleştiren ve bazıları için “Konuşmaya değmez” diyen Doç. Dr. Osman Can, “Anayasayı eğer toplum sözleşmesi olarak değerlendiriyorsak, kimler tarafından yapıldığını çok iyi biliyoruz. Kimler tarafından yapıldıysa bu anayasalarda onların çıkarlarına hizmet edilmek üzere üretildi. Bize soruldu mu? Örneğin Anayasanın değiştirilemez maddeleri diye ilginç şeyler var. Ya başkentin
Ankara olmasını kim bize sordu. Babalarımız ve dedelerimiz karar vermedi bildiğim kadarıyla” dedi.

Burada beni ilk olarak rahatsız eden üslup…  Şimdiye kadar yürürlüğe giren Anayasalar üzerinden devletle dalga geçme, bu ülkede yapılanları küçümseme hissediyorum. Zannederim yanlış da değil. Amaç tam da bu. Düşünüyorum, hangi ülkede başkent halka sorularak tespit edilmiştir, bulamıyorum. Amerika’da mı, Almanya’da mı, İngiltere’de mi, Arabistan’da mı, Asya’da mı, Afrika’da mı?

İkinci olarak rahatsız olduğum konu ise mantık… Bir devletin kurulması devrimci bir süreçtir. Bir devlet kurulurken birilerine rağmen, birileri ile mücadele edilerek kurulur. Bu aşamada hemen hiçbir şey için halka müracaat edilmez. Başkentin neresi olacağı konusu da halka sorulmaz. Cumhuriyet kurulurken de Ankara’nın başkent olmasının halka sorulması kadar saçma bir şey olamazdı ve sorulmadı. Başkentler öyle sık sık değişemeyeceği içinde Ankara hep başkent kaldı. Durum bu iken Osman Can’ın “Ya başkentin Ankara olmasını kim bize sordu. Babalarımız ve dedelerimiz karar vermedi bildiğim kadarıyla  demesini inanın anlayamıyorum. Eğer, Can bu ifadesi ile halka sorulmayan konuların demokratik olmadığını anlatmak istiyorsa yine saçma geliyor.

Demokrasi her şeyin halka sorulması mıdır?

Bu yöntem her zaman doğru mudur?

Örneğin, halka Kürtçe televizyon kurulsun mu diye sorulsaydı TRT Şeş kurulabilir miydi?

Halka sorulsaydı geçmişte üniversiteler kurulabilir miydi?

Halka sorulsaydı geçmişte futbol oynanabilir miydi?

Her şey halka mı sorulur?

Demokrasi her şeyi halka sormak mıdır?

Hiç unutmuyorum, 3 çocuklu bir arkadaşım, “Ailede demokrasi olsaydı tüm maaşım çikolata ve dondurmaya giderdi” demişti. Demokrasi ve halka gitmenin bir mantığı olmalı. Bu konular istismar edilmemeli…

Osman Can, sevelim veya sevmeyelim bu ülkenin aydını… Dedikleri dinlenen, medyada yer alan, kamuoyunu etkileyen biri… 

Biz galiba, bu toplumun aydınları olarak şirazemizi yitirdik. Aklımıza ne gelirse, her yerde, her ortamda söylüyoruz…

Yazık değil mi bu topluma, bu ülkeye, bu devlete!

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 29 Ocak 2011 Cumartesi 10:37
"Her şeyi halka sormayacaksınız(!)".Yargısında devam eden Davaların bir milyon seküzyüz binleri bulan bir Yargı sistemine sahip olacaksın.2010 Yılında ZAMAN AŞIMINDAN düşen davaların sayısı Onyedi bini aşıp,onsekiz bine dayanacak.Birileri bu yargı sistemi değişmeli diye ortaya bir "ABSÜK FİKİR(!)" attığı zaman,hemen ayağa fırlayıp,"bunlar kendi yargısını yapacaklar" diye cır cır bağıracaksın."kendi yargını yapamazsın EY MİLLET",Çünkü yılda 18 bin dava,zaman aşımından düşmeli."Dönek LİBOŞ"...
 Misafir
 29 Ocak 2011 Cumartesi 09:27
23:57 biliyorsun Türkiye´de uzun yillar katilimci bir demokrasi yoktu,merkezci bir denokrasi yasadik uzun yillar" ben bilmem,Merkez bilir" demokrasiside buna diyebiliriz, adeta her sey halktan gizlendi, ne zamana kadar? " yeter söz milletindir" söylenene kadar.Yapilan daimi ihtilallerle yine halka, merkez bilir siz ne bilirsiniz türküsü calindi.Milleti demokrasi zede,aslini inkar zede yapanlar öbür dünyada ne cevap verecekler bilmiyorum läkin bu dünyada artik onlara rahat yok.Cilgin demokrat
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 23:57
Halka bir şey sormanıza gerek yok(!).Kafanıza göre takılın(!).İşin içinden çıkamadığınız zaman,çağırırsınız "OMUZU KALABALIKLARI", silbaştan yaparsınız. Morina supersiniz(!) ya. "Dönek LİBOŞ"....
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 22:39
Morina arkadaş, siz ne anlatmaya çalışmışsınız? Biraz açın da öğrenelim."Dönek LİBOŞ".......
 Morina
 28 Ocak 2011 Cuma 20:43
Yazının başlığına konu olan anıdaki konuşma gerçekten meseleyi özetliyor, felsefeyi ortaya koyuyor.
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 18:44
15:56 Evet,Evet,"Tam üstüne bastınız,kaldırın ayağınızı".Halka sorulmuş olsaydı,Ülkedeki Demokrasinin Gelişmişlik seviyesi bu durumda olmazdı,Memleketin kalkınmışlık seviyesi de bu durumda olmazdı.Halkının yarısından fazlasını kadın nufus teşkil eden bir ülkede,kadın nufusun %70 leri aşan kısmının Baş örtüsünü yaşam BİÇİMİ olarak benimsendiği bir ülkede,Hanımların,Kızların Öğretimden MAHRUM edilmesi TÜRK HALKINA mı soruldu?Eğitime engel olunan bir Ülkenin gelişmişliği de,Kalkınmışlığı da bu.!!!
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 18:01
16:23,Benden isim istiyorsun, evet dogrudur bunlarin isimleri Ahmet, Mehmet, Hasan,Hüseyin´dir tamamiyla kendilerini kamufle yapmak icin bu isimleri almislardir.Senden görünüp bildikleri oyunu oynamislardir.Bazen Türk milliyetcisi, bazen Ulusalci olarak karsimiza cikarlar, senden bendende sözde Müslümandirlar.80 seneden beri müslümanlar ile celik comak oynadilar,bunlarin en büyük özelligide Atatürk´ün arkasina gizlenmeyi ve Atatürk´ten gecinmeyide cok iyi bilirler.Arif´e tarif gerekmez.CD
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 16:23
Sy.15.35 müsaade edersen bir yanlışını düzelteyim. "1960 yılların ortalarına kadar gayrimüslümler devletin önemli kademelerinde bulunuyor.." diyorsun. Bana lütfen o yıllarda bir tek gayrimüslüm devlet memuru, yüksek derecede görevli kişi adı verebilir misin? VEREMEZSİN çünkü YAPILMAZDI! O dediğin Osmanlı zamanıydı Cumhuriyet Dönemi değil! Mebus vardı, memur değil! Varlık Vergisi mimarı azınlık düşmanı İsmet Paşa mı yapacaktı, yoksa 6/7 Eylül yağmasını yaptıran Menderes mi? Sahi şimdi var mı? YOK
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 15:56
Sy.15.27,İşte bu için mi Demokrasimiz demomokrasi gibi? Hukukumuz hukuk gibi?öyle mi? Bunun için mi,88 yıl olacak,birbirimizi yiyoruz? bunun için mi Muassır Medeniyeti arıya arıya dünyada sonlardayız? bunun için mi doğuda halkım dediğin insanlar MAĞARA gibi evlerde yaşıyorlar? bunun için mi bedava bir tek bedava ekmek almak için kadınlarımız çamurlara batıyorlar? bunun için mi okullarda çocukları öğretmensiz kitapsız bırakıyorlar? bunun için mi hergün halk"NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ"soruyorlar
 Misafir
 28 Ocak 2011 Cuma 15:35
Halk Cumhuriyetten sonra 1950 senelerine kadar cahil birakilmistir, devletin okullarina gidenlerin cogu gayri Muslimlerdi, bunlarin bir cogu devletin önemli kademelerinde bulunup milletin burnundan verdi agizindan aldi,halk öz yurtunda garip birakilmistir, bu Tiyatro 1960 yillarinin ortalarina kadar sürdü, IHL acilmasiyla Anadolu insani seve seve cocuklarini bu okullara gönderdi, örnek birini isterseniz bu da dahi insan Recep Tayip Erdogan´dir. Cilgin Demokrat.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime