Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Egemenlik Kayıtsız Şartsız Kime Ait?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
22 Nisan 2012 Pazar

Egemenlik Kayıtsız Şartsız Kime Ait?

Francis Fukuyama, ünlü eseri “Tarihin Sonu ve Son İnsan”da kendi ifadesi ile kısaca ne demek istiyordu hatırlatayım; “…son yıllarda hükümet sistemi olarak liberal demokrasinin meşruluğu üzerine dünya çapında dikkate değer bir mutabakatın oluşmuş olduğunu ve aynı zamanda monarşi, faşizm ve son zamanlarda komünizm gibi rakip egemenlik biçimlerinin liberal demokrasiye yenik düştüğünün ortaya çıktığını göstermiştim”

Bu satırların tercümesi “İslami İdeolojiyi de, sosyalizmi de, doğu medeniyetini de yendik”tir. Yalan değil, yendiler… Peki “Yenen” liberal demokrasi dediği aslında özü itibariyle kapitalizm ne durumda? Son küresel kriz neleri değiştirdi ve değiştiriyor?

Sorulması ve tartışılması gereken çok soru ve konu var ama ben bize ait olan bir tanesini basit bir anlatımla tartışmaya açmak istiyorum; Evet, İslam ideolojik olarak yenildi ama din olarak sapasağlam ayakta ve yeni bir ideoloji oluşturabilir… 

Çok iddialı bir cümle oldu değil mi? Mevcut duruma bakarsak pek öyle görünmüyor diyebilirsiniz. Doğru, Arap Ülkelerindeki gelişmelerin dahi istismar edilebildiği, İslam aleminin kontrol altında tutulduğu bir dönemde bu çok zor. İslam ülkelerindeki demokratik ve İslam kökenli nerede ise tüm hareketler Batı tarafından kontrol edilebiliyor veya en azından takip edilebiliyor, hatta “Ilımlı İslam” gibi bir dalga yapay olarak oluşturabiliyor, şimdi de Ortadoğu sınırları mezheplere göre yeniden düzenleniyor iken bu hiç de kolay değil. Bunlar doğru ama son yıllardaki gelişmeler de gelecek konusunda farklı yapıların da olabileceğini göstermesi açısından ilginç… Yenilmiş olan Ortadoğu toplumlarının kazanabilmesi muhakkak ki demokrasi, özgürlük, bilgi ve akıl temelli bir anlayışa İslamın yeni bir ideolojik destek oluşturabilmesi ile mümkün olabilecektir. 

Eğer, yukarıdaki satırlara prensip olarak katılıyor iseniz şunu unutmayın. 1920’de kurulan milli meclis ile Türk Toplumu bunu başarma yönünde ilk adımları attı. Kurulan laik Cumhuriyet ve Diyanet işleri Başkanlığı bu yoldaki ilk adımlar oldu. Şimdilerde konu başka yönlere çekiliyor ama yeni bir uygarlık oluşturabilmenin ilk şartı bağımsız, özgür ve demokrat olabilmektir ve bunun ilk adımları 92 yıl önce atıldı. Ne Amerikan mandası kabul edildi, ne gelen her türlü yardıma rağmen komünizm… Ve bağımsız, özgür ve demokrasi yolunda bir ülkenin temelleri atıldı. Ancak, 92 yılda çok fazla hata yaptık. Yanlış insanlar, yanlış iktidarlar ve yanlış icraatlar… Hele darbeler… Egemenlik, bir çok zaman kayıtsız şartsız bağımsız, özgür, bilgi ve akılla hareket edebilen bir milletin olmadı. Bu gün millete rağmen yine entrikalarla 92 yıl önce uzaklaştırıldığımız Ortadoğu bataklığına tekrar geri döndürülüyoruz…

Ortadoğu bizim uzak duramayacağımız bir yer, adeta kaderimiz… Bu durum kabul de neden gittiğimizi, plan, proje ve çıkarlarımızın ne olduğunu biri açıklayabilir ise ben de daha fazla umutlanacağım...

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 hulya
 26 Nisan 2012 Perşembe 10:09
Dindarlık ve politika nasıl yanyana gelebiliyor aklım almıyor.Gerçek dindar asla politikaya girmez ve asla siyaset yapamaz.Din'de kandırma yoktur.Din'de kibir yoktur,din'de yaradandan ötürü birbirini korkutma yoktur,yaradan bu hakkı insanoğluna vermemiştir.Din şifrelerinin insanoğlu tarafından çözülmesine izin vermeyecek kadar gök'lerdedir.Din'in şifrelerini çözmüş gibi yaparak insanoğlunu ancak korkutarak yönetici olabilirsiniz ama asla dindar olamazsınız.
 TOTEM
 25 Nisan 2012 Çarşamba 23:19
Piyonu ve çirkin emellerinin piyonluğunu yapmakta bu derece ısrar ediyorsun?Gözünü bu derece boyayıp seni bu derece düşünemez hale getiren ne?Sen bu hükümeti neden sevmiyorsun?Dindarlardan nefret ettiğin içinmi?yoksa çevrendekiler hep farklı görüşte onun içinmi?Benim çevremde öyle ama ben sadece kendi beynime,gözlerine ve muhakeme gücüme inanıyorum.Ve kendimi kimseye göbekten bağlı hissetmiyor,Hiçbir cenah yada insandan nefret etmiyorum aptal ve saldırgan olanlar dışında.
 TOTEM
 25 Nisan 2012 Çarşamba 23:17
Partizan hırsları bir kenara bırakıp bu soruların cevaplarını düşünmeliyiz bence ama olmaz değilmi?Zira bizim öncelikli işimiz Akp yi karalayıp,Eskiyi cilalamak değilmi?ama neden?Neden bir vatandaş olarak bunu yapmakla mükellef hissediyorsun kendini.Ülken,ailen ve kendin siyasi inadından dahamı önemsiz.Ne çabuk unuttun dünüde bugüne dikta rejim diyorsun?Ben 40 küsür yaşındayım ve yakın geçmişide birebir yaşadım sen benim iğrenç bulduğum geçmişemi özlem duyuyorsun?Kardeşim sen neden birilerinin-
 TOTEM
 25 Nisan 2012 Çarşamba 23:14
Küçük siyasi hırslardan olayları göremiyor,izliyemiyor ve genel görüntülere bakıp yorumlayamıyoruz.Bu ülkede neden sürekli yüksek enflasyon vardı?Neden biz sürekli IMF den borç almak zorunda kalıyorduk?Neden hazinemiz 70 Cente muhtaç oluyordu?Neden sürekli iç karışıklıklar oluyor ve sonunda ordu darbesi gerçekleşiyordu?Şimdi enflasyon nasıl düştü?IMF neden artık Türkiye de cirit atmıyor?Ve Bu hükümet bu parayı nereden buluyor?Yada daha önceki hükümetler neden bulamıyordu?Ucuz militanlığı ve-
 Misafir
 25 Nisan 2012 Çarşamba 21:39
24 Nisan 2012 Salı 02:50,Sevgili dostum,ve yorumcu dostlar,artık TWİTTER de takılıyorum.Muhabbetin alası orada,Beher yorumdan zeka fışkırıyor.Muhtesem ironi esprili ibretli bilgevari dusundurucu twittlerle haşırneşiriz.Takılan dostlar,"ht.H.T.Danis" den twitleyebilir.:)).Değişim şart.Evrimi kimse durduramaz.Değişim bir sel gibidir,önünde kimse duramaz.Statik durağanlık paslanmaya sebep olur.Bol muhabbetler,herkese sevgiler dostlar.H.Tahsin.
 teyze
 25 Nisan 2012 Çarşamba 18:22
00:07 yeğenum Lüle taşını konumuza döşeyen hulya ablan benden ne isteysun:) İlk fırsatta lüle taşından bir tesbih alıp lüle taşı esnafına katkıda bulunacağım.Hep ağır abiler tesbih çekecek değil ya.Temel Dayi yere bir daire çizmiş çapınıda çizmiş çap üzerinde zıp zıp zıplıyormuş.Ne yaptığını sorana da :Kendi çapımda eğleniyurum demiş.Çemberi çizenlerin çemberinin dışına çıkmadıkça egemencilik oynamak serbest diye düşünmekteyim.
 TOTEM
 25 Nisan 2012 Çarşamba 12:34
Hülya kardeşim bende senden mecazi anlatımdan vazgeçmeni isteyeceğim!Senin mecazlarını çözüp biryere bağlayacağım diye göbeğim çatlıyor:))Ve lütfen şunu unutmayın;Demokrasi isteyenlerin birincil görevi demokrat olmaktır.
 Misafir
 25 Nisan 2012 Çarşamba 01:52
LÜTFEN,yorumlrinizda öz Türkce kelimelerini kullanmaya azami dikkat gösterin.Bazi yorumcu dostlarin kullandiklari cümleleri anlamakta güclük cekiyoruz. Temelin her ihtimale karsi cekip vurdum oni sözünü unutmayin, bundan sonra öz Türkce yazilmayan yorumlari eksi manyagi yapmaya karar verdim.Eskiden bir Owleye vardi, simdi birde ikindi Aksam cikti !
 hulya
 24 Nisan 2012 Salı 12:20
Burada lüle taşını döşemek isteyen,dişlerini sıkarak metanetle sabredenlere ben bir şey söyleyemem.Ben kendisini SARRAF diye ortaya atan ve elması hiç işlemeyen, hatta halkın önüne cam kırığı gibi atanlaradır sözlerim...Kimse kendi üstüne alınmasın.
 hulya
 24 Nisan 2012 Salı 12:11
Elmas işlenmeden halkın önüne yığılırsa halk için ayaklarını kesen cam kırıklarından farksız olur.Halk isyan eder kaldırın şunları yeterki yürürken ayaklarımız kanamasın der.Lüle taşını döşemek isteyenler için ise gün doğar, lüle taşının döşenmesini halk istiyor diye..Kendisini SARRAF sananlarsa halk lüle taşını istiyorsa bizim yapacağımız bir şey yok der;Halkı suçlar.Deniz Baykal'lar gibi...Yıllar boşa akııp gider işte böyle.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime