Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Demokrasi Dersi
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
5 Mart 2012 Pazartesi

Demokrasi Dersi

28 Şubat üzerine yazmak istemedim. İstemedim çünkü, hemen herkes istismar etmeye, kendine pay çıkarmaya çalışıyor. Hemen herkes kendini çok demokrat başkalarını demokrasi düşmanı gösterme gayretinde. Allah aşkına hangimiz 28 Şubat’ta demokrat bir tavır koyabildik. Bu günden değil,  o günlerden bakın… Tavır koyabilen birkaç kişi yada kurum da demokratlığından mı yoksa çıkarları zedelendiği için mi tavır koymuştur inceleyin lütfen…

Bana göre maalesef toplum olarak demokrasiden çakmışız…

Bugün herkes o günleri eleştiriyor, demokrasi kabadayılığı yapıyor, kendinden başka herkesi suçluyor. Tamam o günlerde askerler suçlu da sanki işadamları ve gazeteciler değil mi?

Ya üniversite hocaları, aydın geçinenler?

Peki biz her darbede Amerikan parmağı olduğunu biliriz de bu darbede neden yabancı parmağı aramayız?

ABD istemeseydi, izin vermeseydi iktidara karşı yapılanlar gerçekleşebilir miydi?

Burada devam etmesi gereken bir soru daha var; Eğer, 28 Şubat’ın arkasında ABD varsa sebebi ne? Ne amaçla var dı?

Uzatmayalım, işin esası 28 Şubat’ta demokrasi dersinden çaktık…

***

AKP İktidarı yılbaşından beri önemli kanun tasarı ve tekliflerini TBMM’ye getiriyor. Örneğin, MİT Kanunu, Cumhurbaşkanlığı Seçim Kanunu, Emekli İntibak Kanunu, Çek Kanunu, Toplu Sözleşme Kanunu,  v.s. Ancak bu kadar önemli kanun tasarı ve tekliflerini Meclis’e getiren iktidar nedense gerekli detay çalışmaları yapmıyor. Konular Meclis’e gelmeden önce yeterince veya bazen hemen hiç ilgili sivil toplum ve meslek kuruluşlarında kısaca kamuoyunda görüşülmüş olmuyor. Uzlaşma aranmıyor, farklı görüşlere imkan verilmiyor.

Bunun son örneği 4+4+4 diye bilinen temel eğitimle ilgili yasa teklifi…

Bir sabah aniden Meclis’e sunulan bu yasa teklifi haklı tepkiler görünce oldukça değiştirildi. Boşuna zaman ve efor kaybettik. Beğenelim, beğenmeyelim sonuçta daha önce bu konuda uzmanlara bir çalışma yaptırmış bir STK olarak TUSİAD medenice görüşünü açıklayınca Başbakan ve iktidar yetkililerinden ağır fırçalar yedi… Hatta ortak Mardin Programı dahi iptal edildi. TÜSİAD’ın geçmişinde güzel demokrasi örnekleri yok ama bu İktidarın bahanesi olamaz, olmamalı…

Yine demokrasi dersi ve yine çaktık…

***

Eğer, daha önce yaşadığımız gibi İngiliz York Düşesi tarafından aleyhimizde bir tespit yapılsa hep birlikte çok sert tepkiler verir ve işin aslını unuturduk. Oysa Pozantı Çocuk Cezaevinde yaşananlar kim tarafından tespit edilirse edilsin hepimizi utandıracak boyutta… Detaylara girmiyorum, herkes gazetelerden okuyordur. Durum gerçekten rezalet…  Devletin cezalandırmak veya ıslah etmek için emanet aldığı çocuklar devlet eliyle tam bir kurban veya canavar haline getiriliyorlar. Başka izahı var mı bunun?

Bu konuda aslında bir demokrasi dersi ve yine sınıfta kaldık…

***

Galiba geçen hafta demokrasi dersinden geçen tek kurum Fransız Anayasa Mahkemesi oldu…   

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 8 Mart 2012 Perşembe 10:51
Sn Kuşoğlu,28 Şubat 1997 ile birlikte başalayan süreç içerisinde, 2002 yılına kadar Türkiyede içi boşaltılan BANKALARIN akıbeti hakkında bir ARAŞTIRMA,soruşturma önergesi vermeyi DÜŞÜNÜYORMUSUNUZ.Bu araştırma ve soruşturma önergesini vermek bir VATAN borcu olduğununu düşünmüyormusunuz.Ana Muhalefet partisinin tüm milletvekillerinin altında imzası olan bu teklifin TBMM ye verilip,takipçisi olmak en büyük yurttaşlık gereği olduğunu düşünüyorum.Sivil İnsiyatif.
 Misafir
 8 Mart 2012 Perşembe 10:15
12 Eylül 1980 ile 2008 arası Türk Hazinesinin ödediği toplam FAİZ 1.5 Trilyon Dolar.Bu miktarın %74 ü 1991-2003 arasında ÖDENDİ.Doğrumu doğru.28 Şubat 1997 süreci ne zaman başladı?-12 Eylül DARBESİ ile başladı.Hayır 11 Kasım 1938 den itibaren başladı.
 Misafir
 7 Mart 2012 Çarşamba 14:39
Sayin yazar;Bugünden tezi yok,üniversitelerde ikna odalarinin mimarlarini partinizin uzaklastirip,laik olduklari yere göndermelisiniz.Bu tür kafa yapisina sahip olanlar icin belki partinizin icinde ikna odalari karabilir onlarinda toplumla kaynasmasini saglayabilirsiniz.Dünyada gezmedigim görmedigim ülke yok gibi,bu tür inkärci sadist insanlara raslamadim.Inkärcilik ve at gözlükleriyle dolasmak ana muhalif partiye yakismiyor.Kilicdar beyin en büyük sorunu Basbakan degildir bu modern cahillerdir
 Misafir
 6 Mart 2012 Salı 22:56
Emperyalist batı karşıtı bir solcuyum,fakat batının kirli eli ve maşası olan 28 şubatın batı çalışma gurubunun Türkiyede aldığı kararların tamamının uygulanması için adeta yırtınırcasına mücadele ederim.Nasıl solcuyum ama(!).Solculuğumu beğeniyorsunuz değil mi?
 teyze
 6 Mart 2012 Salı 15:21
Demokrasi dersinden geçen tek kurum Fransız Anayasa Mahkemesi oldu doğru da, bu sefer ben çelişkide kaldım.Bizim anayasa bazı şeylere müdahale edince kızıyordum Fransızlarınki edince ohhh iyi oldu dedim.
 Misafir
 6 Mart 2012 Salı 10:25
Demokrasi nedir? Kelimelerle süslenerek kesilen yaş günü pastası değildir. Demokrasi; Saygıyı, yetkiyi ve imkanları paylaşmaktır. Ve demokrasi konusunda geçmişten ilginç bir örnek; Osmanlı bir cihan imparatorluğu olmasına rağmen, meydanlarda bağıran bir kaçyüz kişinin "istemezük" itirazları ile bir imparator değiştirilebiliyor,alaşağı edilebiliyordu. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde sokaklarda binlerce insan çeşitli konularda itiraz etmesine rağmen neden bir şey değişmemektedir? (canmehmet)
 Misafir
 5 Mart 2012 Pazartesi 21:12
Totem,"ordu göreve" diye pankart acanlar, biricik nazli cocuklarini askere göndermemek icin her kapiyi her kiliti denemislerdir.Ordumuzu babalarinin yazlik evi olanlar görenler birde Türk olsalardi gam yemezdik vallahi.Kripto kimlikli bu zevatlar bir gün yakayi ele vereceklerini hic düsünmemislerdir.Iste keserin bir gün dönecegini, hesabin ödetilecegini gtördüler.Mevlam eylerse güzel eyler..
 Misafir
 5 Mart 2012 Pazartesi 20:34
Yasayan, yasamayan her demokrat kimlikli veya tövbekar olmus postal yandaslari bir araya gelip rahmetli N.Erbakan´in kabrine gidip ilk önce dua edip daha sonra kendilerini af etmesi icin YALVARMALIDIRLAR.Erbakana yapilanlar rahmetli Menderese yapilanlari aratmayacak seviyedeydi.Eger bir ülkede hirsizliktan arsizliktan dolayi ceza varsa,parti kapatmak icin her türlü canbazligi yapanlarada cezayi müeyyide uygulanmalidir ki bir daha hic kimse bu tür densizlige kalkismasin.YS
 Misafir
 5 Mart 2012 Pazartesi 17:54
Sayın Vekil,"Bana göre maalesef toplum olarak demokrasiden çakmışız…" demektedir. Biz zamanında her konuşanın (muhalefet edenin) kafasına ilmik geçirdiysek ulaşılan sonucun bu olması doğal karşılanmalıdır. Osmanlı bile muhalefeti asmıyor sürgün ediyordu. Anlaşılan bu konularda konuşulması gereken çok meselemiz bulunmaktadır. Günümüzde hala okuyucu yorumlarını domates misali seçen gazete yönetimleri bulunmaktadır. Bu ülkede kısa sürede çokseslilik gelişebilir mi?(canmehmet)
 Misafir
 5 Mart 2012 Pazartesi 15:59
OWLEYE ; Gerek BÇG gerekse de bahse konu süreçlerde dahli olduğu bilinen ancak metafizik varlık muamelesi gören çevik bir vardı..Hafıza hücrelerine yapılan huruç harekatının başarısından olsa gerek pek anımsanmamakta..Medya ayağındaki müsebbiblerin günah çıkarmadan önce ayakkabılarını çıkarmaları esasında hoş bir görüntü..Sizin de vurguladığınız gibi geç kalmış cesaretten olsa olsa kokusunu gizlemeyen necaset çıkar.....
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime