Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Borç Yiyen Kesesinden Yer
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
4 Mayıs 2012 Cuma

Borç Yiyen Kesesinden Yer

Hayatınızda hiç firma yönettiniz mi? Eğer işletmeniz faaliyeti dolayısı ile zarar etse dahi siz bir yerlerden para bulup işçi ücretlerini ödüyor, reklamınızı iyi yapıyor ve işletmenizi çeviriyor iseniz kimse bir süre sizin zararlı olduğunuzu anlamaz. Herkes sizi takdir dahi edebilir. Cironuz artmış görünür, firmanızdaki demirbaşları, otomobilleri yenileyebilirsiniz ve ortak ve de çalışanlarınızı memnun edebilirsiniz. Ancak borçlarınız çok artar ve yeni borç alamaz duruma düşer ve  görüntüyü dahi kurtaramazsanız herkes sizi beceriksizlikle suçlar ve eleştirir. Hesapsız borçlanmak çok tehlikelidir. İşletmenizi dahi kaybedebilirsiniz…

Bu durum ailenizin geçimini sağlamanız konusunda da geçerlidir. Bir şekilde para bulup çoluk-çocuğunuzun ihtiyaçlarını karşılıyorsanız takdir edilirsiniz, sevilir-sayılırsınız. Kimse size nereden para buluyorsun diye sormaz ama onların alıştıkları ihtiyaçlarını karşılamamaya başlarsanız kötü olursunuz… Hesapsız borçlanmak çok tehlikelidir. Ailenizi dahi kaybedebilirsiniz…

Ülkelerin borçlanması muhakkak ki şirket ve şahıslardan farklıdır. Ülkeler iki şekilde borçlanırlar. İlki devletin borçlanması, ikincisi ise vatandaşların ve özel kuruluşların borçlanmasıdır. Borçlanma, maliyetinden fazla getiri sağlamıyor ise çok tehlikelidir, hangi türden olursa olsun…

Bunları benzetmek gibi olmasın ama Türkiye’nin ekonomik durumunu açıklamak için yazdım. Biz, 2002’ye kadar devleti borçlandırmayı tercih eden bir anlayışta iken, son 10 yıldır vatandaş ve özel sektörünü de borçlandıran bir politika izlemeye başladık. İşin başında bu durum fark edilmedi ama şimdilerde durum net olarak görülmeye başlandı; Hazine borçlanması GSMH oranı olarak azalmış ama ülkenin genel borçluluk oranı ise artmış. Hatta 2002’den dahi yüksek bir orana ulaşmış…

Türkiye’de hanehalkı borçlarının varlıklara oranı son 10 yılda yüzde 4.3’ten yüzde 40.5’e yükselmiş. Tüketici kredileri ise son 9 yıllık dönemde 28 kat artış göstermiş.

2002 Aralık ayında dış borçlarımız 129.546 milyon dolar iken 2011 Aralık ayında 306.551 milyon dolar olmuş. İç borçlar ise yine aynı tarihler esas alındığında 122.157 milyon TL’den 368.778 milyon TL’ye çıkmış.

Dış borçların kamu (MB dahil) ve özel dağılımı ise şöyle; 2002’de kamu borcu 86.536 milyon dolar, özel ise 43.056 milyon dolar iken 2011’de kamu 103.798 milyon dolar, özel ise 202.754 milyon dolar.

2002’de Cumhuriyet Hükümetlerinin borç yükü (Kamu borç yükü) dolar olarak 242.665 milyon iken, AKP iktidarı 2011 sonuna kadar 275.623 milyon dolar borç yapmış ve toplam borç 2011 sonunda 518.288 milyon dolara yükselmiş. Bu borç şimdi 550 milyar doları geçmiş durumda…

Evet, iktidarı bu rakamlarla eleştiriyorum ama bir konuya da dikkat çekmek istiyorum; Türkiye borçlanmasına maalesef hızla devam ediyor. Eskiden yalnız devlet borçlanırdı şimdi ise kamu ve özel birlikte borçlanıyorlar ve bu borçlanma tehlikeli bir seyir izliyor. Ben şahsen samimi olarak itiraf edeyim ki bu durumdan rahatsızım. Vatandaş bu durumu fark etmez, normaldir ama düşünen insanların bu konuda analizler yapması ve tehlikeyi görünür kılması gerekiyor.

Hiçbir ülke, firma veya birey sürekli borçlanarak, özellikle de üretmeden borçlanarak hayatını devam ettiremez. Allah korusun! Yunanistan’ın durumuna düşmememiz lazım, onlar ki Batının kadim şımarık çocukları oldukları halde ne duruma düştüler!

2011 verilerine göre GSMH sıralamasında 17’incilikten 18’inciliğe düşmüşüz. Çok dikkatli olmamız lazım…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 6 Mayıs 2012 Pazar 13:58
Bu bizim ezeli düşmanımız ne dese çürütmeye çalışacaksın:)İşte beyinler bu şekilde çalıştığı sürece burada ne söylesem boş bunu biliyorum.Benim işlem hacminin büyümesinin tek başına ekonomik bir analıiz oluştumayacağı gibi sayın yazarın 2002 de borç şu kadardı şimdi bukadar demeside tek başına doğru bir analiz içermez.Ama olsun vatandaş benim analizime muhalefet edip ben bunu yemem derken,Sayın yazarınkini afiyetle yer.Olayları ve kişileri eleştirirken arada bir kendinize dönüp bir bakın.
 TOTEM
 6 Mayıs 2012 Pazar 13:55
Bende zaten daha önce yaptığım koç benzetmelerini ve ekonomik yorumları bu kül yutmazlar için yapmıştım:) Ben herzaman söylüyorum,İnsanlar inanmak istediğine inanıyor!Benim koç benzetmemi yutmuyor ama sayın yazarın askıda kalmış birçok örneğini zevkle ve hiç sorgulamadan yutuyor:)Neden biliyormusunuz?Çünkü;Vatandaşın beyni sadece iki ayrışmaya odaklanmış.Yazara bakıyor evet bizden ne dese eleştirmemek gerek,yanlışta olsa çarptırıyorsa da susacak ve destekleyeceksin!Sonra bana bakıyor TOTEM ana-
 Misafir
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 22:17
Bi de "Mesela şimdi KOÇ'un benden daha çok borcu vardır,peki Koçun durumu benden kötümü?" gibi basit bi yaklasimdan daha akilci tezler uretirsen, konuyu da bulandirmamis olursun. Cunku en azindan ben bu komedyayi yemem. Ekonomi - ekonomistler icin yapilmaz gibi tiyatral bi yaklasim da tutmaz haberin ola..
 Misafir
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 22:13
Islem hacmi artisi - borc artisi tamam da, kazanc artisi - borc artisi biraz komik. Islem hacminin artmasi takdir ediliyor zaten AMA borc artisi ozellikle ozel sektor icin cok ciddiye alinmasi gereken bir meseledir. Ornegin bir sirketin oz sermaye ve borcla saglanan isletme sermaye orani %50-%50 dengesini borc tarafinda bozarsa tehlike vardir. Google'da bu dedigimi arastir :-)) Sonra elin varmaz yazmazsin ama ic dunyanda bu sicak para neden tehlike arzediyor onu bi degerlendiriver.
 TOTEM
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 21:23
Vahihimdir? Aslında bazen kendimi kaptırıyorum neden kendimi yoruyorum ki?Nasılsa herkes sadece inanmak istediğine inanacak.Türkiyenin ekonomik hacmi yüz kat büyüdü desem ne olacak vatandaş basacak eksiyi haydi yürü pis Akp li diyecek zira gerçekler kimsenin umurunda değil,Günümüz türkiyesinde tek önemli ve belirleyici unsun;Bizden yada onlardan.Eğer bizdensen yalanda söylesen,saçmalasanda alkışlarım ammaa eğer senin onlardan olduğunu bir düşünürsem,Allah bir desen yinede destek alamazsın benden
 TOTEM
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 21:15
Ben ekonomist değilim ama onlardan daha üstün bir meziyetim var!Ahlaklıyım.Ve o yüzden konuları çarpıtıp istediğim yönü ile göstermek gibi bir tavra girmem.Şimdi sayın kardeşim ilem hacmi büyüdükçe rakamlarda büyür diyeceğim ama sen yine anlamayacaksın yada anlayacaksın ama işine gelmeyecek.Mesela şimdi KOÇ'un benden daha çok borcu vardır,peki Koçun durumu benden kötümü?Yada bir işçinin sadece taksit borcu vardır mesela bin lira ama ticaret yapanın birmilyon borcu vardır peki hangisinin durumu-
 TOTEM
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 16:11
Editör yuhh artık buradaki yorumu mu neden çöpe attın!!Yine bana gıcık olan editör mesaide galiba.İnsanlara gerçekleri anlatmanın hiçbir faydasının olmadığını biliyorum.Zira biliyorum ki!Herkes inanmak istediğine inanırmış.
 Misafir
 5 Mayıs 2012 Cumartesi 01:24
Allah'im herkese bu arkadaslar gibi yandaslar nasib eyle yarrabi! Borc artiyor, kazanc arttigi icin diyen kor gozler nasib eyle yarabbi! Bizim bakkalin bile kazanci artarsa borcu azalacagini bilmesine ragmen, borc ihsan ettikce sukreden kullar nasib eyle yarabbi! Her iktidara "ekonomi muthis gidiyor ama bir tek ben bataktayim, o da beceriksizligimden" diyen kullar ihsan eyle! Bir de o borclari odemek zorunda kalacak kusaklara bunlara kufur etmemek icin sabir ver yarabbi!
 Misafir
 4 Mayıs 2012 Cuma 17:03
Sayin degerli dostumuz, iyi yaziyor ve rakamlari alt alta siraliyorsunuzda her hangi bir alternatif cözüm ve fikir sunmuyorsunuz, burdada size halk partisinin "cözümsüzlük, en iyi cözümdür" hastaliginin erken bulastigini sezinliyebiliyorum.Önemli olan her seyi bilmek degil, her seye cözüm getirebilmektir.Eger sizin ekonomiyle ilgili kayginiz ayyuka cikmissa sizin hatiriniza bizde kederlenmeye basliyalim öyleyse...1453
 TOTEM
 4 Mayıs 2012 Cuma 13:32
Daha büyük?Ve angisi daha çok iş yapıyor?Tabiki genel merkeze bir milyon borcu olan.Sayın yazar 2002 20011 rakamları yazmış ama aynı yılların iş hacimlerini yazmamış.Hacim büyüdükçe borçta büyür kazançta.Ama böyle analizler sizi aşar değlmi?Vaay demek borçlüyüz hellal olsun yazara be hükümete ne biçim çakmış der alkışlarız!Çünkü gerçekler hiçbirinizin umurunda değil.İnsanları aldatmanın türlü yolları vardır.Bu tür eksik bilgilerde etkili bir yoldur.Bu size hiç yakışmadı sayın,Kuşuğlu hiiççç.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime