Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Müesses Nizam
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
5 Ocak 2011 Çarşamba

Müesses Nizam

Geçenlerde yanlış kullanılan veya özellikle saptırılan kavramlardan “Resmi Tarih” konusunda yazmıştım. Ben konuyu günlük siyaset malzemesi yapmamak için azami çabayı sarf etmiş ama meramımı tam olarak anlatamamıştım. Siz de bana uymuş ve konuyu parti siyasetine bulaştırmamış ama bam teline de dokunmamıştınız. Tüm bunlara rağmen konunun aşağı yukarı herkes tarafından anlaşıldığını sanıyorum. Bu sefer “müesses nizam” veya “statüko” kavramını işleyelim müsaadenizle. Bu kavram da özellikle çarpıtılan kavramlardan biri ve belki de en önemlisi.

Son zamanlarda “statüko” özellikle olumsuz anlamda kullanılıyor. Birileri yani öncelikle asker, sonra yargı, bürokrat, çok sınırlı sermaye ve bir kısım medya kastedilerek “Bunlar statükoyu temsil ediyorlar, statükocular” deniyor ve her türlü olumsuzluk bu kesime fatura ediliyor. Bunlar kendilerini devletin asıl sahibi gören “derin” olan veya olmayan kesimlerdir ama “müesses nizam”ın sahibi olarak özellikle asker kast ediliyor. Tabi bu olumsuz anlamda bir algı oluşturmak, özellikle de son dönemde TSK üzerinde baskı yaratmak için kullanılıyor.

Dar anlamda bakarsak statüko=asker imajı doğru olabilir. Türkiye’de devletin kurucu ana unsuru askerdir, devletin sahibi de, dolayısı ile statükonun temsilcisi de askerdir, diyebiliriz. Ama bu bana göre her şeyi açıklamıyor.  Örneğin, buna yargıyı, bürokrasiyi, medyayı, sermayeyi de katıyorsanız devletin nerede ise tüm kurumlarını işin içine sokmuş oluyorsunuz ki bu durumda konu iyice karışıyor. Klasik yönteme başvurup “Halk nerede?” diyeceksiniz. Haklısınız, müesses nizam halkı da içermeli, bir “nizam”dan bahsettiğimize göre bu sadece devletle ilgili olmamalı, toplumu da kapsamalıdır. Devlet toplum için vardır. Toplumda nizamın, statükonun temsilcileri kimlerdir, unsurları nelerdir? Toplumda yüzyıllardır ehli sünnet veya ehli tarik bir yapı olduğuna göre bu durum da “statüko”ya dahil midir? Asıl bu durum mu değiştirilmek istenmektedir?

ABD için WASP yani beyaz Anglo-sakson ve Protestan bir ana unsurdan bahsedilir. Türkiye’de bu ‘Müslüman, Sünni ve Türk’e tekabül eder’ deniyor. Böyle olduğu için mi statüko değiştirilmek isteniyor?

Yaşadığımız kasaba ve şehirlerde “statüko” temsilcileri kimlerdi veya halen kimler hiç düşündünüz mü?

Biz “statüko”yu yıkınca kimleri ve hangi unsurları yıkmış olacağız?

Merkezde hangi unsurları, taşra da hangi “statüko” unsurlarını yıkacağız?

Yıktığımızda yerlerine ne koyacağız?

Bir de geniş anlamda düşünelim; “statüko” bağımsız mı, küresel bir yönü yok mu?

IMF ve WB’a ters gelen, ya da bu uluslararası kurumların kurullarına göre hareket etmeyen bir “müsesses nizam” mı var?

Statüko” rezerv parayı değiştirebilir mi?

“Statüko” asker ise neden bu dönemde çok istediği halde darbe yapamadı?

Yoksa “statükonun da statükosu” mu var?

Var ise mevcudu neden değiştiriyor veya pataklıyor?

Devlet statükosu değişir ise toplum statükosu da değişmez mi?

Devlet ve toplum statükoları değişiyor ise bizim inisiyatifimizde mi yoksa başkalarının kontrolünde mi değişiyor?

Bindik bir alamete gidiyoruz kıyamete… Türkiye’de bir şeyler oluyor, olduruluyor. Resmi tarih, statüko, ulus-devlet, kuruluş felsefesi, vesayet, demokrasi, sivil anayasa gibi masum olması gereken güzel kavramlarla beyinler uyuşturuluyor, kafalar karıştırılyor. Osmanlı’ya oynanan oyunun bir benzeri tekrar oynanıyor. Doğru-yanlış birbirine karışmış vaziyette. Halkın bazı konuları anlamaması normal de aydın olması gerekenlere ne oluyor?

Yazımdan “statüko” yanlısı veya karşıtı olduğumu çıkarmayın. Ben bu ülkede “statüko”nun  ne anlama geldiğini dahi anlayamamış biriyim.

Endişem, sadece enayi olmamak  noktasında! 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 13:45
alma talebinden kaynaklandığını kabul edip Tayyiple uzlaşmalıdır.Yazar soruyor,mevcut müesses nizamın halk neresinde?Mesele de bu işte,yok çünkü halk orada.Müesses nizama ortak olduğunu zanneden anadolu kaynaklı unsurların durumu küresel müesses nizama karşı bizim müesses nizamın durumu gibidir.Ortak değil ya devşirme,ya taşeron yada bayii durumundadır.Çözüm bellidir,linç kültüründen vazgeçilecek,millet müesses nizama ortak edilecek,düşmanlıklar unutulacak,Türkiye dünyada hak ettiği yere gelecek
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 13:41
ergeneocon ve balyoz davalarının 1 numaralı sanıkları serbestçe gezmektedir.Bu benim vicdanımı rahatsız ediyor.Devlet bu sanıkları tutuklayacak kudretten yoksundur.Bir Haberal'ı bile hastahaneden cezaevine götürememiştir.Kim inanıyor ki Haberal raporlarına?Bunlar daha piramidin orta bölümüdür ki onlara bile diş geçirilememiştir.Devlet bu iç iktidar mücadelesinden(müesses nizam-Anadolu) zarar görmektedir.Mevcut müesses nizam verilen mücadelenin kendine düşmanlıktan değil anadolunun hakkı olanı
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 13:37
ana unsurlarına.Siyasi kanat çöktü mü?hangi ünlü siyasi bertaraf oldu?Mesela Demirel,CHP bu yapının neresinde?Yüksek yargı bürokrasisi çöktü mü?En önemli unsur olan Sermaye'de durum ne?(K)im (O)lduğunu (Ç)oğu insanın bildiği fakat söyleyemediği müesses nizamın omurgası sermaye el mi değiştirdi?Bertaraf mı oldu?Manzara şudur;Müesses nizamın askeri bürokrasi kanadı yok edilmemiş,geriletilmiştir sadece.Bugün adını bile bilmediğimiz zavallı piyonlar,Balbay,Özkan gibi devşirmeler tutukluyken
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 13:32
şimdiki bir çaba değil bizatihi 1960 darbesidir.Atatürkün 1924 anayasası ile kurduğu nizam çöpe atılmış devlete yeni bir nizam verilmiş,vesayet tüm kurumları ile tahkim edilmiştir.2.TC diye uçurulan uçaklar bu dönemdedir.1960 darbesi günü darbecilerle birlikte balkondan halkı(CHP'lileri)selamlayan İnönü müesses nizamın siyasi kanadını teşhir etmiştir.Sevgili Gerçek vatandaş Tayyip'in müesses nizamı yıkıp kendi müesses nizamını kurduğunu yazmış.Peki durum öyle mi?Bakalım bizim müesses nizamın
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 13:28
Bu dönemde İnönü'nün rol modelleri Hitler ve Mussolinidir.Nitekim Atatürk Medeni Kanunu İsviçreden iktibas ederken İnönü Ceza kanununu faşist Mussoli'nin İtalya'sından iktibas etmiştir.2.Dünya savaşının akabinde küresel hegamon ABD'nin hedefi olmaktansa müttefiki olurum hesabıyla İnönü ABD'ye 1947'de imzaladığı gizli anlaşma ile kendi teslim olmuştur.Tecavüz kaçınılmazsa vaziyeti yani.Bizim müesses nizamın kök saldığı,tahkim olduğu zaman 1960 darbesidir.2.Cumhuriyet birçoklarının zannettiğinin
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 10:54
görevden alacağı zaman Genelkurmay Başkanı F.Çakmak'ı çağırıp "paşa İsmet'i başbakanlıktan alacağım,ordu ardımda mı?" diye sormasının ardında çok derin anlamlar vardır.Nitekim Ata'nın sildiği İnönü onun ölümünden sonra 1. Ordu'nun yayınladığı muhtıra ve savurduğu tehditle Cumhurbaşkanı olmuş,olur olmaz da onu kamusal hayattan silmek için yıllar sonra bugün bile hiçbir siyasinin atamayacağı adımları Atanın ölümünün akabinde atmıştır.Bizim müesses nizamın devletin başına gelişi İnönü iledir.
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 10:49
Büyük Taarruz'un bir önceki evresidir.O toparlanıp tekrar büyük bir ülke yaratmanın peşindedir.Nitekim biraz belini doğrultunca Hatay için çalışmış Hatay'ı ülkeye katmıştır.Filistin için söylediği nutku bugün Tayyip bile söyleyemez.Atatürkün Lozana bakışı böyleyken İnönünün nasıldır?İnönü Lozanı nihai bir son olarak görmekte,genişleme siyasetinin başa bela olacağına inanmaktadır.Onun İngiltere ve Fransaya biatı tamdır.Belki bu nedenle Atatürk tarafından çizilmiştir.Atatürkün İnönü'yü
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 10:45
geçiyorum bunu.yalnız tüm Cumhuriyet tarihinde,Osmanlının son döneminde bunu bariz görürüz.Bizimkini anlamak için bilhassa Lozan ve 30'lu yıllar çok önemli.Lozan bir zafer mi yoksa 1.Dünya savaşının muzaffer ülkelerinin istedikleri nizamı kurup işgal ettikleri ülkeden çıktıkları belge mi?Ben Mustafa kemal'in Lozan'ı nihai bir zafer olarak görmediği savaştan yorgun düşmüş ülkenin toparlanması askeri terimle lojistik yığınak için bir fırsat olarak gördüğü fikrindeyim.Atatürk'e göre Lozan bence
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 10:40
sürdürülmelidir.Mesafe alınmıştır.Türk müesses nizamının yeniden yapılanması esas işte bu nedenle zorunludur.Çünkü mevcut nizamın teşne olup kabul ettiği pozisyonu bu millet etmez.Bizim müesses nizama gelince sayın yazar müslüman sünni Türk'ün bu yapının ana unsuru olduğunu yazmış ki çok güldüm.Müslüman sünni Türk hiçbirşeyden çekmedi müesses nizamdan çektiği kadar.Bizim müesses nizamın na unsuru ne müslimandır,ne sünnidir nede Türk.İttihat Terakkidir.İttihat Terakki için yazsak çok zaman alır.
 ÖzayAtay
 8 Ocak 2011 Cumartesi 10:36
ki durumu hazmettiklerine inanmıyorum.Elbet orada en üğst komutanlıklara gelmek onların da hakkıdır.Zaten sorun da buradadır.Küresel müesses nizama ortak mıyız uşağı mı?Bugün Türkiye ortaklık istiyor.Gücü oranında koyduğu katkı oranında ortaklık.Yoksa asgari ücretli paryalık değil.Küresel nizam pragmatiktir.İşine gelirse başka ortağını mesela Fransayı harcar seni yazar.karşı konulmaz da değildir.İrana,Çine,sair örneklere bakınız.O nedenle uşaklıktan ortaklığa geçiş için verilen mücadele
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime