Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Bakma Yeriniz Neresi?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
23 Mart 2011 Çarşamba

Bakma Yeriniz Neresi?

Detaylarını bilemediğimiz bir kriz dönemindeyiz. Libya krizi. Hafızamızı yoklarsak yakın tarihlerde de benzer krizler yaşadığımızı buluruz. Füze kalkanı krizi. Daha önce NATO ile Rasmussen Krizi. 1 Mart Teskere krizi. Afganistan’a muharip asker gönderme krizi. Çuval Krizi. Bunlar son 8-10 yıllık süreçteki krizler. Geriye doğru gidersek krizlerimizin çok fazla olduğunu görürüz. Son Libya krizinde olduğu gibi salt bir olaya bakarak ne olduğunu anlamaya çalışırsak asla olayları kavrayamayız. Konu daima karmaşıktır, ekonomik boyutu mutlaka vardır, ama askeri, kültürel, inanç vb. yönleri de ihmal edilmemelidir. Tüm krizleri değerlendirebilmek, ne olduğunu anlayabilmek için ise mutlaka geçmişe de bakabilmek, yaşanılmış olaylardan ders alabilmek gerekli. Tarih okumasını bilmeyenler bugünü de okuyamazlar.

Özellikle 1800’lü yıllardan itibaren Osmanlı coğrafyasında yaşananları bilmeden iyi tahlil etmeden günümüzü anlayabilmenin mümkün olmadığını düşünüyorum. 1876’da Sultan Abdülaziz’in bir darbe ile tahtan indirilmesini, Meşrutiyet ilanını, ilk anayasamızı daha sonra 1909’da Abdülhamid’in yine bir darbe ile tahttan indirilmesini irdelemeden bugünleri değerlendirme denemeleri daima eksik kalacaktır. Tabi kastım tarihsel olayları bilmek değil. Kronolojik olarak tarihte yaşananları sayabilmek değil, olayların gerçek sebeplerini yakalayabilmek ve günümüze uyarlayabilmek, tarih okumasıdır, tarihi okuyabilmektir.

Özellikle son 300 yılın tarihi, bir anlamda da dünya paylaşım tarihidir. Paylaşım tarihi olarak okursanız, büyük ihtimalle “ ” kavramını, demokrasi ve özgürlük mücadelelerini belki küçümsersiniz, ulus devletlerin mücadelelerini gözünüzde büyütebilirsiniz ama her hal ve karda görürsünüz ki olayların altında daima toplumsal duygu ve değerlerle kapatılmaya çalışılmış çıkarlar yatmaktadır.

Demin bahsettiğim mutlaka bilmemiz gereken 1800’lü yıllardan beri olan tarihimiz de irdelendiğinde, bir değerler mücadelesi gibi görünen yada gösterilmeye çalışılan, mücadelenin aslında ham maddelerin, doğal kaynakların, petrolün elde edilmesine ve gücü oluşturan unsurlara ulaşmaya yönelik olduğu ortaya çıkıyor. “Hürriyet” o dönem insanları için çok önemli, doğru, hayatlarını vermişler ama birileri de bunu kullanmış. Resneli Niyaziler muhakkak ki çok iyi niyetli, gerçek kahramanlar ama kullanıldıkları da açık. Osmanlı’dan “özgürlük” ve “bağımsızlık” adına ayrılan 30’dan fazla etnik topluluk kendi devletlerini kurarken haklı olabilirler ama birileri de bundan istifade ederek kendi çıkarlarına göre bir Ortadoğu ve Balkanlar inşa etti. Osmanlı yıkılmadan önce bilinen petrol alanlarının yüzde 70’ini barındırırken, yerine kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne bu alanlardan sıfır pay kalmış. (2. Dünya Savaşı’na girmeyişimizin asıl nedeni bu olabilir mi?) İngiltere, Fransa daima kazananlar olmuş.

Birinci Dünya Savaşı paylaşımından memnun olmayan güçler ikinci savaşı yaptı. 2. Dünya Savaşı sonrası yıllar hep düzeltmelerle geçti. Bu günler düzeltmelerin sıklaştığı yıllar. İngiltere, Fransa ve ABD’nin Libya müdahalesine Almanya sessiz kalıyor, Rusya ve Çin itiraz ediyor. Müdahale sebebi “demokrasi”, “özgürlük” ve “barış” itiraz sebebi ise “hakkın, hukukun gasbı”.  Hepsi doğru. Tabi tüm bunlar görünür sebepler. Gerçek ise çıkar çatışması ve çıkar paylaşımı. Dünyanın; ham maddelerin ve enerji kaynaklarının yeniden paylaşımı ve garanti altına alınmaları.

Libya olayı ve etrafımızda ki tüm olaylara (Genişletilmiş BOP bölgesindeki) hatta içimizdeki olaylara (Anayasa ve federalizm tartışmalarına) farklı bir yerden bakabilmeliyiz. Bu yer, iç politika penceresi asla olmamalı. Ancak, yine hiçbir konuyu asla “Bu işin altında emperyalistlerin çıkarları var” diyip küçümsememeli, reddetmemeliyiz. 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 28 Mart 2011 Pazartesi 09:15
Sn OWLEYE,açılamanızdan ötürü öncelikle teşekkür ediyorum.Şu noktayıda açıklama ihtiyacı duyuyorum.Türkiyede "darbe paranoyası" yok,darbe planlarını,yıllara sarih değiştirerek,UYGULAMAYA dökmek isteyen,kendilerinden menkul,durumdan vazife çıkaran,PSİKO MANYAKLAR sürüsü var.Bunların varlığının farkında değilsek,hayretlerimi ifade etmekle yetinirim.Bu psiko vak'a larla,muhtelif zamanlarda,günlük tartışmalarımızı,yüz yüze dahil,her ortamda yapıyoruz zaten.Bu yapılar,Lozanın görevlileri.H.Tahsin.
 OWLEYE
 28 Mart 2011 Pazartesi 00:28
Kapitalizmin işlerliğinde toplumlara paronaya enjeksiyonu gerektiğini ifade etmek istedim aslen..Bakın türkiyede 10 yıl önce islam paronayasını işleyen bir yönetme yönergesi var iken, devran döndü ve yeni paronaya ihtiyacını darbe olgusu aldı..Çinlilere ilişkin tüm paronayaların kökeninde ise bahsettiğiniz matematiği izah eden bir nüfus yoğunluğu ve bunun doğurduğu ucuz işgücü ve bununla mücadele etmek zorunda kalan kapital derebey devletlerin ızdırabı yatmaktadır zannedersem...
 Misafir
 27 Mart 2011 Pazar 23:52
Hasan Bey bir Türk dünyaya bedeldir,en azindan böyle ögrendik ,kitaplarda da öyle yaziyor unutmayin.Yani biz irk olarak mükemmeli yakaladik,calismamiza gerek yok.
 Misafir
 27 Mart 2011 Pazar 23:09
2007 Verilerine göre,Bir JAPON=22 Çinli ediyor.,Bir ALMAN=26 Çinli ediyor.Keza Bir ABD li=16 Çinli yapıyor.Bu oranlamaları,değişik rakkamlarla,192 Ülkenin halklarının durumuna dönüştürerek,192 TABLO ortaya koyabiliriz.Bu ORANTISIZLIĞA, Hangi "PARANOYA" sebebiyet veriyor,doğrusu çoğu zaman güzel isabetli yorumlar yazan OWLEYE dostum izah ederse,çok makbule geçecek.NOT:Yukarıdaki rakamlar yaklaşık rakkamlardır.H.Tahsin.
 OWLEYE
 27 Mart 2011 Pazar 20:32
Son olarak bölünme paronayasına değineyim..Kurt cobain in 2.intihar girişimi öncesi söylediği vecizesi ; paronayak olman takip edilmediğin anlamına gelmez..Esasen eyleme sürüklemeyen her paronaya nöronları da besler..50 lerde komunizm paonayası ,70 lerde çekik gözlüler paronayası, 90 larda uzaylılar ve 21. yy da islam paronayası sayesinde dünyanın jandarmalığını ilan etmiş bir ülkenin müstemlekesinde, paronaya sahibi olunmaması zaten şaşırtıcı olmazmı muhteremler.....?
 OWLEYE
 27 Mart 2011 Pazar 19:13
İkona tacirlerinin pazarlama tekniklerini anlamak için söylediğiniz tarihsel süreçdeki devinimleri incelemek faydalıdır pektabii..Ancak tarihi, olma zamanına özgü değişkenlerle incelemek kaydıyla..Bunu gerçekleştirenler bugün bize lider ya da imam olarak sunulanların aslında tamamen içi doldurulmuş ikonalar olduklarını,varlık ifade etmek için politikadan başka gereçleri olmadığını göreceklerdir..Tıpkı 3 nesil önceki ataları gibi altına girilecek emir için pejmurde olduklarını algılayacaklardır..
 Misafir
 27 Mart 2011 Pazar 02:32
Irak'a geçecek Amerikan Askerlerine izin verme, sonradan çok pişman olduk o da ayrı, silah doğrultmayız dediklerimiz kardeş Libya halkın üstüne BOMBA yağdıracak Emperyalist Uçakların sortilerine İzmir'den çıkmalarına izin ver!!! Üç ay sürecek belki de daha fazla, ÖLÜM kusacak uçaklara yardım eli uzat!!! "Biz çıkar peşinde değiliz" de git çıkarcıların yanında BOY göster!!! Topun tüfeğin uçlarında kurşun yok zeytin dalı var sanki!!!Nedir bu şimdi? İKİYÜZLÜLÜĞÜN DANİSKASI.
 OWLEYE
 26 Mart 2011 Cumartesi 13:01
Karadağın özgürlük ilanını anlamsız bir gürültüyle karşılayıp 2. gün tanıyan bir ülke olarak başımıza gelecekleri öngöremediğimize yananlar olacaktır..Rasmusseni kesinlikle natonun başına getirmeyecek olanların 3.gün verdikleri olur oyunu unutanlar..,peygamberimize hakareti unutuverme nedenlerini kendilerine ustaca izah edebiliyorsa , bugün izmir in müdahale üssü olmasından da tabii olarak gocunmamayabilirler..Tüm politika sevenlere tiyatro oyunlarını da takip etmelerini öneririm....
 OWLEYE
 26 Mart 2011 Cumartesi 12:55
Özellikle 80 lerden sonra avrupa ülkelerindeki coğrafya atlaslarınından ilim okuyan gençler.., erişkinliklerinde kürdistanın türklerce işgal altında olduğunu düşünebilirler..Tabii olarak çin in vahşi kapital kıskacından kurtulmak için 20-30 yıllık zaman içinde avrupaya yakın ucuz işçi besleme havzası geliştirmeleri gerektiğini zamanında kavramış teknokratik ülkelerden bahsetmekteyiz neticede..Birileri dünya haritasında monopoly oynarken ayak işlerini görmekten gurur duyanlar da olacaktır...
 Misafir
 26 Mart 2011 Cumartesi 10:00
Sarkozyinin "ALT ÇENESİ" Türk Ordusunun Libya faaliyetini "Emperyalist" olarak nitelemiş.Tıpkı ağabeylerinin 1974 de Türk Ordusunun Kıbrıs Barış Harekatına "EMPERYALİST" dedikleri gibi.Unutmasınlar ki,Türk halkı bu yapıları ve zihniyetlerini,ayrıca kim olduklarını çok iyi biliyor.Çünkü artık "yemiyor" H.T.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime