Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
1514
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
7 Mart 2011 Pazartesi

1514

E-Dergah galiba en fazla tarih yazıları üzerinden günümüze yönelik tartışmayı seviyor. Geçen hafta içersindeki Osmanlı’nın delileri ve farklılıkları ile ilgili yazım tam 97 yorum almış. Tabi rekor Hasan Tahsin’de… Herkese teşekkür ederim, fakat, Osmanlı’nın bir kişi gibi iyi yada kötü olarak değerlendirilmesini yadırgadım. Devletler güçlerine göre değerlendirilir. Günümüzde dahi ABD için iyi-kötü mü diyoruz, yoksa gücüne mi itibar ediyoruz? İyi-kötü desek de bir anlamı var mı? Bunu bildiğimiz halde bu yanlışlığı yapmışız…

Farklı tarih okumaları yapmak ve tarihi daha iyi bilmek hepimiz için bir zorunluluk olarak görünüyor. Şu sıralar okumakta olduğum kitaplardan biri tam e-dergahlık.  Yazarı Reha Bilge, adı, “1514, Yavuz Selim ve Şah İsmail, Türkler, Türkmenler ve FarslarGiza Yayınları, 2010. Kitabı henüz bitiremedim, az kaldı ama vaktim olsa inanın bir gecede bitiririm. Başlıktan kitabın konusunu anlamışsınızdır,  bu piyasadaki Çaldıran Savaşını hikaye eden romanlardan biri değil. Çok iyi bir araştırma ürünü ama roman tadında. “1514”den bugünkü Türkmen, alevi sorunları için çok şey çıkarmak mümkün. Bunu daha sonraki bir yazıya bırakarak bana özellikle ilginç gelen birkaç noktayı paylaşmak istiyorum:

Yapılan ölçümlere göre, İmparatorluğun merkezi yönetim altındaki toprakları, ll. Murat döneminin sonunda, 1451 yılında toplam 564.620 kilometre karedir. Fatih’in öldüğü yıl, 1481’de ise 867.650 kilometre karedir. İkinci Beyazid’in iktidardan düşürüldüğü 1512 yılındaysa toprakların genişliği 883.449 kilometre karedir. Yani ikinci Murat ile Fatih arasındaki fark 303.000 kilometre kare, Fatih’le ikinci Beyazıd arasındaki 15.799 km karedir.

İşte bu saptamadan yola çıkılarak, ikinci Beyazıd zaman zaman Fatih’in yayılma politikasını devam ettirmemek yada fetihleri durdurmakla eleştirilmiş, zayıf bir adam olmakla suçlanmıştır. Oysa tam tersine, ikinci Beyazıd’ın üstün olduğu husus tam da bu noktadadır.

Bu kadar büyük ve hızlı yayılmanın ardından ülkenin durup kendine dönmesi, devletin kurumsal yapılarının inşa edilmesi, çerçevenin yerine oturtulması gerekmektedir. Ülkenin ihtiyacı olan kurumların inşa edilmesini, kültürün derinleşmesini ikinci Beyazıd sağlamıştır.Kaldı ki İmparatorluğun doğal sınırların çevreleyen ve Karadeniz bütünleşmesini sağlayan, Doğu Akdeniz siyasetini yoluna koyan ikinci Beyazıd’ın kendisidir.

Hızlı fetihlerle genişleyen çok sayıdaki devlet, geriye kalıcı bir kültür mirası bırakmadan yok olup gitmiştir. Çünkü ihtiyaç duyulan kurumlaşma, kalıcı bir kültür ve yapının pekişmesi mümkün olmamıştır. İmparatorluk Türkiye’sinin uzun ömürlü bir devlet olmasını temin eden ikinci Beyazıd döneminin siyaseti olmuştur. İkinci Beyazıd’ın siyaseti, İmparatorluk Türkiye’sine bir soluklanma fırsatı vermiş, ülke pekişmiş ve derinlik kazanmıştır. Eğer İmparatorluk Türkiye’si uzun ömürlü bir devlet olduysa, o devlet bir yıkıntının ardından Cumhuriyet’le hemen yeniden kurulabildiyse, bunda ikinci Beyazıd gibi bir devlet adamının rolü pek büyüktür.”

Yazarın Yavuz ve Şah İsmail’le ilgili saptamaları da ilginç;

Yavuz Selim, gücünü çevresine yaydığı devingen enerjiden, atılganlığından, disiplinden, düzenli ve eğitimli profesyonel ordusundan, istihbarat, psikolojik savaş ve yanlış haber yaymak yeteneğinden, ama onlarla birlikte babası Beyazıd’ın geliştirdiği topçu ve tüfekçi birliklerinden almaktadır.

…Şah İsmail ise, uyguladığı inanılmaz kitle psikolojisi ve propaganda tekniklerinden, kişiliğine vehmedilen yenilmezlikten, müritlerinin ona verdiği yarı tanrısal güçten, gençlik ve yakışıklılığından ama öncelikle inançla savaşıp dövüşen kızıl başlıklı Türkmen atlılarından almaktadır”

Yavuz Selim Han’ın örgütleme yeteneği ve dış politikadaki ustalığının anlatıldığı bölümlerde çok nefis…   Ayrıca yazar, dönemin ekonomik, sosyal koşullarını ve bunların yarattığı etkiyi de çok başarılı bir şekilde aktarıyor. Osmanlı’yı her yönüyle anlamak isteyen herkesin okuması gereken bir eser, 1514.   

1514’ü tüm siyasetçilerin ve devleti yönetme iddiasında olanların okuması lazım. Tabi “okuma” biliyorlarsa…         

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 10 Mart 2011 Perşembe 11:06
02:17 Mavi MARMARA olayını hiç inceleme ihtiyacı duydun mu? Duymadıysan incele,ardından da Oda tv Olayını İncele.Sıkı takip ediver.Bak bakalım ardından neler ve KİMLER çıkacak dersin, Mossad mı, yoksa MI6 mı? Yoksa yoksa XOYBUN Gizli örgütü mü?...Son yıllardaki "Hunçak+Mossad" İşbirliğinin nedeni sence nedir? 1960 da 27 Mayısı yapanlarla, 9 Martı yapanlarla,bugün Oda tv arasındaki bağı görmemek için kör olmak lazım...H.Tahsin.
 Misafir
 10 Mart 2011 Perşembe 11:01
02:17 Misafir dostum,Her şeyin olduğu gibi,hoşgörünün de sınırları vardır.Bu demek değildir ki,YAPILANLARI onaylıyalım.Unutmaki karşı taraftakilerde İNSAN ve onlarında sinir denilen bir yapısı var.1933 ve 6-7 Eylül olaylarını kimlerin nasıl PROVOKE ettiğini inceleyelim.Hani "İRTİCA" hikayesi yıllardan beri var ya=Bak dostum,1915-16 larda Ermeni Taşnak-Hunçak Çeteleri,Kendi ERMENİ Köylerini yakıp,İngiliz,ABD,Rus ve Fransız Komiserlerine koşup,"Türkler Köyümüzü yaktı.(!).".Belgesi BM de.H.Tahsin
 Misafir
 10 Mart 2011 Perşembe 02:17
Sy.H.Tahsin, Yüce Milletinin engin hoşgörü ve İnsan Sevgisi "Edirne'de 28 Aralık 1933 Yahudi katliamında ne oldu? ya da "6/7 Eylül 1955"de ne oldu??? Kara bataklara mı karışmıştı? ya da Kahraman Maraş'ta? ya da Sıvas'ta???
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 15:55
2 ci Bayazıd'ın,ENGİZİSYON GİYOTİNLERİNDEN kurtulup,kaçabilen sefarad YAHUDİLERİNE Osmanlının bağrını açıp,tümünü Osmanlı Topraklarında BAĞRINA bastığı,sanıyorum 2 Beyazıd'ın İnsanlık anlayışı hakkında en güzel örneği vermektedir.1492 lerden itibaren 1940 lara kadar Avrupada süren Yahudi Katliamından kurtulabilen,Seferad ve Aşkenaz Yahudilerinin SIĞINMA Toprakları,hep Türk Toprakları olmuştur.Yüce Milletimin engin hoşgörü ve İnsan sevgisi 500 cü Vakıf eliyle yeterince anlatılamamaktadır.H.Tahsin
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 15:18
Bir tanesiniz arkadaslar,seviyemi istersiniz,asaletmi istersiniz,bilgimi istersiniz,yolu yordammi istersiniz bu hepinizde var.Bülent Bey,cok sansli bir siyasetci ve Gazetecidir.Bu sayfanin bu kadar seviyeli olmasinda en büyük pay sevgili Yazarimizindir.Türkiye kendisinden cok büyük hamleler bekliyor.
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 12:21
11:02; Degerli kardesim, belirttigin gibi hata insana mahsustur. Siyasi, ilmi, fenni ve hatta cinsi munasebetler seyredilerek degil bizzat yaparak ve uygulayarak ogrenilir. Yalniz su naciz kardesini Hz.Hasan, Hz.Hüseyin gibi tirnagi bile olamayacagim guzel ve naif insanlarla mukayese etme. Bizler bir musibet, bin nasihatten iyidir pirensibine inanarak yetistirildik. O nedenle kasden biraz agir ifadeler kullanmak mevz-u bahis oldu. Insallah vaktin olcusunde seni aramizda gorebiliriz. YILDIRAY
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 11:38
Sevgili 11:02 Misafir dostum.Tabiki hepimiz hata yaparız.Yanlış da bilgilenmiş olabiliriz.Yanlış bilgilere sahip olabiliriz.Bunlar olabilir.Sizin yazdığınız yorumdaki,"Mercimek hikayesinin" ne olduğunu anlayamamış olmamız,bizim de konu acaba SULANDIRILMAK mı isteniyor şeklinde algılamamıza neden oldu.Şahsen benim tepkim buna yöneliktir.Yoksa yanlış bilgiye,özelliklede Tarih konusunda yanlış bilgilere alışkınız.H.Tahsin.
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 11:02
Ihtiyar Amcaya;Amca güzel Abdest almani seyrettik,sende bizi seyredip nasil Abdest aldigimizi görmek istermisin diye ricada bulunurlar,yasli adam Peygamber torunlarinin abdest almasindan sonra,sizin Abdest almaniz en dogrusu,yanlislik bende deyip yeniden Abdest almistir.Burada anlatmak istedigim insanlar yanlis ve eksik yazabilirler,eksik olmiyan tek Yüce yaratandir.Size darilmadim desem yalan konusmus olurum,size küsmedim ve sevginizden zerre kadar eksiklik olmadi.Yüksek muhabbetlerimle
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 10:56
Sevgili Hasan Bey ve Yildiray Bey 16:49 da kaleme aldigim yorumda tarihimize ve Padisahlarimiza karsi asiri bir sempatimin olmasi ve zamanimin kisitli olmasindan ötürü 1.Beyazit ile 2.Beyazit Padisahlari karistirdim,bir sonra ki yorumda ise sizlerden özür dileyip hatami kabül ettim.Sizlerde biliyorsunuz, Peygamberimiz zamaninda daha yeni yeni Islamin kabül edildigi ilk yillarda, Cesme basinda Abdest alan bir Ihtiyari izliyen Hz.Hasan ve Hz.Hüseyin yasli adamin yanlis abdest aldigini görünce -1
 Misafir
 9 Mart 2011 Çarşamba 09:19
Yıldıray kardeş,Osmanlının Yavuz dönemine ilişkin akılda tutulması gereken bilgileri herkesin bildiğini tahmin ediyorum.Bunlardan biri Halifeliğin Osmanlıya "transferi",diğeride Türk Halkı arasına sokulan Alevi Suni ayrışmasının temellerinin kalın kirişlerle atılmış olması.Türk Halklarının tamamı Alici-İslam geleneğinden gelmekte iken,Yavuz ile birlikte Emevi-suni İslam geleneği ile de müşerref olmuş olduk.Türkistandan,Horosandan Anadoluya gelişimiz,Emevi karşıtı Alici-İslam ile dir.H.Tahsin.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime