MUHASİBİ , GAZALİ VE NEFSİN DEHLİZLERİ ..
Ruh , kalp , irade , akıl , benlik , öz ve sır gibi kavramların nefs tanımının içeriği içinde bazen birbirinin yerine , bazen de birkaçını içerecek şekilde kullanıldığını bilmekteyiz.., Filhakika ; gerek Kuran- Kerim , gerekse de Hadis külliyatında nefs üzerine anlatılanlarda kast edilen mananın çoğunlukla ruh ve kalp olduğu ve ruh sağlığına ilişkin tanımlamalarda anlatılan id , ego , süper ego gibi tanımlamaların da nefs mevzusuna açıklık getirmekten uzak olduğu kanaatindeyim.., Diğer yandan tasavvuf pirleri , fıkıh ve kelam alimleri ortak bir yaklaşımla , nefsin olgunlaşma halinde ve değişip dönüşme yeteneklerini cevherinde barındıran , kişilik niteliklerini açığa çıkaran ve özünde muhafaza eden bir kalıp veya olma şekli olarak telakki etmişlerdir.., Dağlar , taşlar , bitki ve hayvanların kabul etmediği emanet kimi tefsir alimine göre nefs-i natıka olup , nefs ; tezkiye ( Arındırma ) yoluyla çeşitli merhalelerden geçerek olgunluk ölçütüne göre isimlendirilmiştir tasavvuf ehlince .., kimi alimlere göre de ruh bedendeki yaşantısı içerisinde nefs adını alır.
" Nefs ; sürekli öğüten bir değirmen gibi yaratılmıştır , sürekli öğütecek şeyler arar. " İmam Muhasibi( Selefi Tasavvuf ).., Muhasibi nefs üzerine söz söyleyen ve kendi yaşantısında da nefsin sınavları hususunda ilham veren örnekleri barındıran değerli bir İslam alimidir.., Yaşadığı dönemde siyasallaşan İslam düşüncesine karşı çıkmış ve uzun uzlet dönemleri yoluyla kalabalıktan kaçmıştır.., Muhasibi'den tasavvuf üzerine çok değerli bilgiler elde etmiş talebesi olan Cüneyd_i Bağdadi ise Gazali'nin " tasavvufu bana güzel gösteren" dediği kişidir.., İlginç olan; Gazali'nin de kendi hayatında Muhasibi'nin yaşantısına benzer şekilde uzlet ve halvet dönemlerinin olmasıdır..Sözü bu noktadan sonra teorik bilgi cenderesinden çıkararak izah noktasında Muhasibi'nin nefsin terbiyesi risalesindeki öze ilişkin başlangıç bilgisine getirmek isterim ki ; " Nefsin tabiatında tamahkarlık vardır " ..,
Nitekim ayet ve hadislerde nefsin buhranları ve belaları üzerine edilen kelamın inceliği ; dünyevi hırs , ihtiras ve arzunun nefsin mayasındaki mevcudiyeti üzerinedir.., Bu noktada düşünceme göre ; akıl , özü itibariyle nefse her yönde yardımcı olabilir, günah ya da sevap kapılarında çilingirdir.., Nefs heva ve heveslere meylederken akıl günahları akla uydurabilir , bidatları hoş görebilir.., akıl esasında nefsin eli gibidir.., Hakka da yönelebilir cinayet aletini de tutabilir..
Gazali, Hz.Lokman'dan şöyle örnek verir ; " Ey oğul .., nefsin arzularına uymaktan sakın .., şayet onun isteklerine biraz uydun mu , daha fazla isteyecek ve azgınlaşacak.., Çakmak taşında ateşin gizlenmesi gibi , nefsin istekleri de kalpte öyle gizlidir.., Çakıldığında parlar.., kendi haline bırakıldığında gizlidir .." ( Mukaşefetü'l kulüb )
Nefs denilen varlığın vücutta bir mekanı var mıdır sorusuna çeşitli deliller mevcut olup , Maide süresi 116. ayette Hz.İsa'nın Allah'a söylediği ; " Sen benim nefsimde olanı bilirsin " sözünde tefsircilerin, kastedilen organın kalp olduğu hususunda fikir birliğinde olduğunu söylemek vaciptir.., Diğer yandan Beyhaki' nin Kitabü'z zühd adlı eserinde yazdığı hadis ; " Senin düşmanlarının en yamanı iki şakağın arasındaki nefsindir " hadisi zayıf bir senetle rivayet şeklinde Muhasibi tarafından dile getirilir.., Şayet iki şakak arasında kastedilen akıl ise , sadece nefsin uzuvlarından birinin mekanı olarak hadis anlamı ile bütünleşebilir.., Nitekim nefsin tezkiyesi yolunda temizlendikçe kalp gözünün açıldığı ve hakkın temiz nefslere verdiği gaybi hediyeleri kalbe ilham ettiği vargısı , tasavvufun mühim mevzularındandır..
İmam Şafii'nin nefsin sınanmaları karşısında yaşanacak tedirginliklerden kurtulmanın yolunu gayet rasyonel şekilde izah ettiği tavsiyesi Gazali'nin eserinde yer bulur ; " İki görüşün hangisinin doğru ya da yanlış olduğuna karar veremediğiniz durumlarda , nefsi isteklerinizin meylettiğinin tersine olanı seçiniz.., Zira nefs , insanı devamlı kınanmış amelleri yapmaya teşvik eder. "
Buraya kadar yazılan bilgiler ve kaynaklar gibi bir çok tasavvufi kaynakta nefsin yerilme şekli , İman sahiplerinde nefsin şeytani bir yaradılış biçimi olduğu fikrini doğurabilir ki , bu sonucun kendisi Rahmani olanla çelişir .., Nefsin tüm bilgi ve mahiyeti Allah'ın ilim sıfatından bir nur olup , aklın izafi tanımları ile mekan ve duruma sınırlandırılamaz.., Beden odasında kilitlenince nefs olan ruh , Allah'tan bir nefes olup yaratılmış her insan , nefsi ve nefesi mümkün olduğunca kirletmeden olgunlaştırmak ve emaneti geri götürdüğünde utanan ve yerilenlerden olmamak için imanını sağlamlaştırmalıdır..!
" Heva ve hevesini kendine İlah edinen , Allah'ın kendi ilmi dahilinde saptırdığı , kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne perde çektiği kimseyi görüyor musun..? Şimdi onu Allah'dan başka kim hidayete erdirebilir ..? Hala düşünmez misiniz ..? " Casiye Süresi 23. ayet