Kral , üç günlük at sırtındaki yolculuğu boyunca yorgun düşmüş ve kahin'in ona ayrılmadan önce söylediği ; " yılan yakın bir zamanda seni zehirlemek isteyecek .., ve o uzun zamandır senin evinde yuvalanmış " sözlerini yol boyunca aklından çıkaramamış vaziyette , akşam üzeri kraliyet şatosuna ulaşır... Gecesinde ..., kayadan şekil verilmiş tanrısının huzurunda mum yakıp yardım diler.., sonrasında ,kahinin sözlerinin kıymetini ölçmek için mumlar sönene dek düşünür.., yorgunluğun galibiyetiyle , yaklaşık bir saat kadar uyur ..., sonrasında bir fikirle uyanır.., günün sabahında üç vezirini,muhafızları, din adamları ve soyluları huzuruna çağırır ve salonda bulunanlara seslenir : " Sizlerin şahitliğinde bugün ..., vezirlerimden birini , başvezir ilan edeceğim ve kendisine, benim için manevi değeri çok büyük bir hediyenin de içinde bulunduğu gördüğünüz şu sandığı vereceğim ".., o sırada tahtın yanındaki büyük altın yaldız ve işlemeli sandığı gösterir . Kalabalık gördüğü sandık karşısında adeta efsunlanır.., kral sözlerine, vezirlere dönerek devam eder :
" Bana olan bağlılığınızı ispatlamak için sunabileceğiniz şeylerden bana göre en değerli olanı hangisi ise bu ispatın sahibi başvezirim ve veliahtım olacaktır ..., yalnız bunun için bir zaman sınırlaması vardır.., burada toplanan kalabalık huzurunda ve şimdi gerçekleşecek bu sınav gösterisi " .., Kısa sessizlik olur ..., sonrasında vezirlerden ilki , ki o , krallık adına düşmanları ile ordusunun başında savaşmış bir kahraman ve ordu komutanıdır ..., kralın huzuruna yaklaşıp kılıcını kınından çıkarır.., herkesin şaşkın bakışları arasında söz alır : " Bu kılıç..., tam üç nesil komutan olan atalarımdan bana miras gelmiş ve yüzlerce düşmanı havayı ısıran sesi sonrası ölüme götürmüştür.., bu kılıcı bağlılığım ile birlikte huzurunuzda kralıma sunarım " .., kral başı ile kabul eder ve ikinci vezire döner..., ikinci vezir çeşitli tabiat ilimleri ve gökbilimleri konusunda eğitimli ,ağırbaşlı ve ketum bir vezirdir .., kralın huzuruna yaklaşır ve söz alır : " Bir savaşçı değilim ve sunabileceğim bir kahramanlığım yoktur ..., güneş , ay ve yıldızlardan bildiklerimden de kutsal hikayeler uyduracak yeteneğim yoktur ..,ancak kendimi sizin hizmetkarınız olarak görerek , şunu vadedebilirim..., hayatımın sonuna kadar , sadece üç öğün yemek karşılığı size hizmet edeceğimi ve herhangi bir ayrıcalık, ganimet ya da bağış dahi kabul etmeyeceğimi taahhüt edebilirim "..., kral yine başı ile onaylar ve son vezire döner..., sonuncu vezir , dini ve tarihi hikayeler anlatan , tecrübe ve mantık sahibi ,olgun ve biraz daha yaşlıcadır ..., kralın huzuruna yaklaşıp diz çöker ve belindeki kuşağından kadife bir bez çıkarır , bezin iplerini çözer ve içerisinde ceviz büyüklüğünde ve gözleri ışıltısı ile bir an işlevsiz bırakan bir elmas belirir..., kalabalık arasında şaşkınlık ifadeleri ve iç çekmeler devam ederken söz alır : " Bu elmas , tam yedi nesildir babadan oğula korunarak aktarılmıştır ..., huzurunuzda , bağlılığım ve başımla birlikte bu elması kralımıza sunarım " ..., kalabalık şaşkındır .., kral vezire döner .., " Neden başımla birlikte dedin ..? Zaten bağlılığını ispatlamak için senin için çok önemli bir değeri bana sunmuş bulundun üstelik " ..., vezir cevap verir : " Ailenin yedi nesillik geleneği gereği bu elmas , ancak sahibi öldükten sonra başka bir kişinin malı olabilir ..., bu bir ahittir " ..., bu esnada kadife bezin içinde katlanmış bir kağıt gözükmektedir ..., kral söze devam eder: " Peki kralın olarak senin hayatının bağışlanması isteyemez miyim..? .., Bir gelenekten dolayı , başvezir olacak bir sadık yardımcı kaybetmek istemem doğrusu "..., vezir kağıdı kadife bezden çıkarır ...: " Bu durumda hayatımı bağışlarsanız , gelenek gereği elmasın sahibi olacak kişi olarak bu kağıtta yazana tabi olmuş olursunuz " .., kağıdı krala doğru reverans eşliğinde uzatır.., kral kağıtta yazanı , kalabalığa doğru sesli şekilde okur : " Elmasa yeni sahip olan kişi , elması aldığı kişinin hayatı boyunca hizmetkarı olacaktır " .., kalabalık toplu bir sersemlik hissiyle söylence içine girer .., kral eliyle herkesi susturur .., " Şartlar herkesin şahitliğinde belgelendi , hayatını bağışlamış ve elması kabul etmiş biri olarak , şu durumda ben başvezirin hizmetkarı olmayı kabullenmek durumundayım .., ve ilk hizmet olarak da başvezirin hak ettiği sandıktaki hediyeyi sunarak görevime başlayabilirim " .., sandığı yavaşça açar ve içerisinden bir kağıt parçası ve uzunca bir halat çıkarır .., halatı tahtın üzerine koyup kağıt parçasındaki yazıyı sesli şekilde okur : " Başvezir olmaya hak kazanan kişi .., bağlılık ve sadakatini sunmuş ve bu şahitliğe ihanet etmemesi gerektiğinden asılarak idamı ile ödüllendirilmeye hak kazanmıştır " .., kağıdı başvezire uzatır .., vezir panik ve korku halinde sesini yükseltir : " Bunu yapamazsınız ..., benim hayatımı bağışladığınızı herkesin huzurunda söylemiştiniz " .., kral gülümser ve : " Senin hayatını bağışlayan kişi ..., tahtta oturan kralındı .., ben ise artık sadece bir başvezir hizmetkarıyım .., Son bir hizmet olarak yapabileceğim.., taburenin üzerinde , halatın boyunu ve sağlamlığını doğru ayarlayabilmektir.., bağlılığının kıymetine saygı göstermektir...! "