14. yüzyıldan sonra hakkında önemli tezler yazılmış , şehirlilik kültürü üzerine oluşturulan hipotezlerde atıflarda bulunulmuş " Asabiyet teorisi " nin mucidi ibni Haldun , İslam dünyasının övünç kaynaklarındandır. Hayatının son yıllarında şam ve kahirede bulunmuş olan muallim , sosyal sınıfların oluşumu üzerine dini eksenin dışında , metodoloji ekseninde bakabilmiş bir bilim adamıdır da ..., Her ne kadar kimine göre kabile dayanışmasına ,kimilerine göre kavim bağıllılığına yorulmuş olsa da asabiyet teorisi, 21.yüzyılda tekrardan yorumlanmaya muhtaçtır...;
ARGÜMANLAR : _ Kromozomlarında ; kılıç kuşanmış olarak ata binip, at sırtında kilometreleri kat etmek olan bir neslin biyolojik devamları, yerleşik hayata geçtiklerinde tabii olarak bağdaş kurma eğiliminde olur..., Nitekim yerleşik kültüre asırlar önce geçmiş olan avrupalıların belli bir disiplinle oturdukları sandalyelerde oturma konusunda en problemli milletler de bu yarı köylü-kentli kalabalıklardır..,
_ Kaldırımda bir tanıdığına ya da uzun bir süredir görmediği bir ahbabına rastladığında , rastlantı mahallini adeta bir oturma odası farz etme itkisi bir yarı köylü-kentli davranışı olan işgale yol açar ki , kökende işine gitmekte olan ya da acelesi olabileceklerin yerine kendisini koymama arızası yatmaktadır..., Ayrıca da kaldırım için bestelenmiş bir çocuk şarkısı olduğu zannedilen ; " Sağdan git hep sağdan , kaldırımın sağından " aslında bir şehirlik eğitim tekerlemesidir..,
_ Bir ila iki nesil öncesinde; düğünü ahaliye duyurmak maksadıyla süslenmiş gelin atıyla davul zurna eşliğinde düzenlenen törenler , kentlilik yaşamında maksadı tartışmalı şekilde yerini, korna gürültüsü eşliğinde , süslenmiş gelin arabalarının gezintisine bırakmıştır..
_ Çok katlı, birbirine bitişik ancak modern görünümlü hapishanelerde yaşamayı şehirlilik zanneden zümre , köyden kente ilk göç edenlerin çocukları ya da torunlarıdır..
_ Cep telefonlarının en ileri modelini , diz kapağının hemen arka bölge hizasındaki cebinden çıkarmayı gelişmişlik olarak bellemiş bireyler de bir önceki argümanda bahse konu olan neslin devamlılığıdır..
_ Nitelik yerine niceliğin geçişi , içeriğin yerine görüntüyü kurtarma güdülenmesi yarı köylü-kentli tavrıdır .., ayrıca bu tavır örüntüsü , kısa sürede yaşanması gereken kültürel değişime ayak uyduramamanın dışsal verisidir.., Yüksek binalara ve geniş ekranlara olan tutku , kültürel aradakalmışlığın çırpınma semptomudur ..,
_ Son olarak balkonlarda çamaşır asma geleneği kısmi olarak yarı köylü-kentli davranışına yorulabilir. Ancak Avrupa birliği uyum çerçevesinde her eve kurutma makinesi zorunluluğu gelecek bu gelenek de mazideki yerini alacaktır..
BAĞLAM : Yukarıda Haldunun metodik gözlem yöntemiyle 21. yüzyıl yarı köylü-kentli davranışına yönelik argümanlar sıralanmıştır.., Sayı ziyadesiyle artırılabilir . Ancak gelinmesi gereken nokta ; mevcut kapitotümöral sistemde ve demokrasi birlikteliğinde yarı köylü-kentli nüfusun çoğunluğu teşkil ettiği şehir devletlerinde ya da eyaletlerde yaşanması muhtemel geçiş dönemleridir.., Bu geçiş dönemleri; çoğunluğu yarı köylü-kentli olan milletlerde iktidar zorbaların eline geçtiğinde yaşanır.. Hele bir de dinin yerini anane ve törelerin aldığı , lüzumu sorgulanmayan geleneklerle asabiyet bağlarının oluştuğu şartlarda bir muktedirin varlığı bu geçiş aşamasının hem müsebbibi hem teselisidir.., Bu köylü diktatoryası dönemlerinde, iktidarın paylaşımında yarı şehirlilerin de söz sahibi olmasıyla bir kültürel devinim süreci de yaşanır.., Kimi iyi yönde görünmekle birlikte, amiyane tabiriyle görmemişlik tezahürleri olan kültürel bir değişim, kaçınılmaz bir süreç olur..
İbni Haldun en iddialı şehir devletlerinin ömrünü dört nesille sınırlarken artık bütün devrimlerin, imparatorluk ya da devlet yönetim şekillerin ömrü üç ya da iki nesil sürebilmektedir.. Çağımızda artık bebekler erken ergen olmakta , ergenler zamanından önce yaşlanmakta ve yaşlılarda bunama erken yaşlarda başlamaktadır..., Yani tüm teorilerin ve devinimlerin oluş zamanları ve ömürleri kısalmış bulunmaktadır.., Bu bakış açısıyla ; dedesinin oturduğu şehrin herhangi bir mahallesinde halen yaşamakta olan torunların topluma olan oranı kentli nüfus olarak adlandırılabilir.., bu oran benim olasılık hesabıma göre ülkemizde ancak yüzde 3 dür.. Bu oran avrupada çeşitli ülkelerde yüzde 30 larda olup , bugün uyum problemlerinin dine, dile ya da başka bir değişkene yorulması hem kolaycılık hem de kendine karşı sahtekarlıktır.. Ve ayrıca ; Şehirlilik kültürü oluşturulamayan bir milletin yönetilme biçimi sadece ismen demokrasi olabilir.., en geç bir nesil sonra, totaliter oligarşi dönemi olarak tarihte yer edinecektir.., Ve bu da köylü diktatöryasının dahi olası ömrünü yirmi yılla sınırlar..