Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Enayi Yerine Konduğunuzu Hissettiğiniz Oldu mu?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
20 Ekim 2010 Çarşamba

Enayi Yerine Konduğunuzu Hissettiğiniz Oldu mu?

Zaman azman kandırıldığınız, enayi yerine konduğunuz hissine kapıldığınız oluyor mu? Ben çok kuşkucu bir adam değilim ama yine bu duyguya kapıldığım çok oluyor. Bu duyguyu çevremdeki “küçük” şahıslardan dolayı da devletten dolayı da yaşıyorum. Çevremizde sanatçı olmadığı halde “Çok iyi bir sanatçıdır” diye yutturulan, torpille milli olan, takıma giren kişilerden tutun da, medya şişirmelerine kadar müthiş yalancılıklar var. Ancak yalanın en büyüğünü, istatistiklere dayanarak kamu söylüyor galiba… 

Geçen hafta TÜİK Haziran-Temmuz-Ağustos dönemi istihdam raporunda işsiz sayısını 2 milyon 782 olarak açıkladı. Buna göre, işsizlik oranı yüzde 10.6'ya düşmüş.

Konuyla ilgili olarak pek basında yer verilmeyen, benim de Turktime’da yakaladığım bir açıklama vardı. DİSK, işsiz sayısının doğru hesaplanmadığını, çünkü, 'Umudu kalmadığı için iş aramaktan vazgeçen' 211 bin kişinin 'İşi olanlar' hanesine, eve ekmek götürmek için tırı-vırı, günü birlik işlerde çalışan 268 bin kişinin de 'Çalışanlar' hanesine yazıldığını açıkladı. Ayrıca, şehirlerde iş bulamayıp, daha fazla rezillik çekmemek için köye dönen 538 bin kişi de 'Tarım kesiminde çalışıyor' olarak gösterilmiş. Bu ekleme-çıkarma illüzyonları ile yüzde 20.46'ya ulaşan gerçek işsizlik oranı, yüzde 10.6 olarak sunulup toplum kandırılmış.

Haberi okuyunca enayi yerine konduğumu hissettiğim anlarda ki tepkiyi verdim…

Bu konuyla ilgili bir tespitte Habertürk  ekonomi yazarı Hakan Özyıldız’dan gelmişti. Ağustos’taki bir yazısında TUİK’in işsizlik rakamlarını irdelerken şöyle demiş;

“… aylık verilerde göze çarpan diğer bir gelişme de “Kanun yapıcılar, üst düzey yöneticiler ve müdürler” grubunda yaşanmış. Mayıs ayında 56 bin üst düzey yönetici, müdür iş bulmuş. Bu rakamın dikkat çekmesinin nedeni, aynı gruptan son beş ayda 58 bin kişi işe yerleşirken, bunların 56 binin Mayıs ayında iş bulabilmesi.

Kanun yapıcıların iş bulabilmesi için seçimlerin yeni yapılmış olması gerekiyor. Öyle bir şey olmadığına göre, olsa olsa üst düzey yöneticiler ve müdürler işe yerleştirilmişlerdir.

O zaman kamu kurumlarının durumuna bir bakalım. Mayıs ayında kamuda yeni müdür alımları olabilir mi? Biliyorsunuz kamuda müdür olabilmek için belirli bir süre kamuda çalışmak gerekiyor. Öyle açıktan, işsiz adamı müdür yapmak imkanı yok. O zaman müdür olup yeni iş bulabilenler kamuda değil.

TÜİK’in üst düzey yönetici tanımını tam olarak bilmiyorum. Ama, benim anladığım kadarıyla şirketler bir ayda CEO’larını, genel müdürlerini yoğun olarak değiştirmişler. Kriz döneminde olsa bu gelişmeyi bir yere kadar açıklamak belki mümkün. Ama kriz bittiğine göre özel sektörde bu tür değişimi anlamak hiç kolay değil.”

Biliyorsunuz son yıllarda işsizlik ve büyüme hesaplama yöntemleri değiştirildi. Buna rağmen dünyanın en yüksek işsizliğinin olduğu birkaç ülkeden biriyiz. Bu bir üzüntü sebebi ama enayi yerine konulmak üzüntüyü kronikleştiriyor. Yukarıdaki yazılanlara cevap dahi verilmedi, belki de verilemedi.  Nasıl verilsin, Mayıs’ta 56 bin üst düzey işsiz iş buluyor!

Erzurumlunun hayretle sorduğu gibi, “Essah mı gardaş?” diye sormak sonrada cevabı beklemeden ‘şaplağı basmak’ geliyor içimden. 

Allah aşkına kimse eskiden de böyleydi, şöyleydi demesin. Bunun siyasetten önce demokratlıkla, adamlıkla, kurumsallaşmakla, devlet olmakla, insan olmakla ilgisi var. Eskiyle-yeniyle ilgisi yok.

Vatandaşını kandıran devletin bahanesi olabilir mi?

Eminim sizin de yaşadığınız, rastladığınız, bildiğiniz örnekler çoktur.

Bizim adam olma sürecimizi hızlandırabilmemiz için bu tür örnekleri siyasetin dışına çıkıp ayıplamamız lazım.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 22 Ekim 2010 Cuma 14:46
Gercekvatandas bilemiyorum tekrar bu yorumu okuma imkäniniz varmi yokmu?bu yorumu okuyacaginiza ihtimal vererek, elestirdiginiz Türkcem´le ilgili bir iki konuya temas yapmak istiyorum.Ilk önce hakli elestirilerinizden darilmadim dersem yalan söylemis olurum.Evet ben Yurt disinda ikamet ediyorum, bura dogumluyum.Türkce´yi kullanmakta sorunlarim vardir,sizin hos görünüze siginiyorum.Güzel Türkce´nizin bozulmasindan endiseniz var ise geregini yapmaya hazirim.Syglr.Capanoglu
 Misafir
 22 Ekim 2010 Cuma 09:43
Kuşoğlu, Ellerine sağlık. Yürüyüş arkadaşın
 Misafir
 22 Ekim 2010 Cuma 00:07
Insanlarin birbirini enayi yerine koymasi etik bir davranis degildir.Hele bIr Müslümanin diger bir Müslümani kandirmasini Allah haram kilmistir.Öyle bir asirda yasiyoruz ki evden disari adimini attigin andan itibren enayi olmak ve olmamak ile karsi karsiyasin.Hani bizim bir Atasözümüz var, sen enqayiligi kabül ettigin andan itibaren baskalari Semeri hazir tutar.Enayi olmamak dilegi ile.
 Gerçekvatandaş
 21 Ekim 2010 Perşembe 23:36
Misafir 19:08 arkadaşım, Teyze ve benim yorumlarımı “çözemediğin” için kendini “eneyi (herhalde enayi demek istedin)” gibi hissetmene üzüldüm doğrusu.. Kurduğun cümlelere ve kullandığın kelimelere bakınca; uzun süredir yurt dışında kaldığın ve bu nedenle de bildiğin beş dil içerisinde en zayıf olduğun Türkçe gibi görünüyor.. Bence sen ikamet için kullandığın o eleği değiştir ve delikleri ufak, dövme bakırdan kaliteli bi Türk malı olanını seç.. Böylece "kalburun üstünde" kalma ve yorumlarımızı anlayabilme şansın artsın:))
 Misafir
 21 Ekim 2010 Perşembe 22:27
Gerçekvatandaş, bir dünya uğraşıp, dökümanlar koymuşsun ortaya.Ben Türkiyede GELİR ADALETİNİN tesis edildiğini savunmuyorum ki.Gelir dağılımı itibarı ile, gelişmiş ve gelişmekte olan Demokratik ülkeler arasında Türkiye en son sıralarda bulunduğu malesef bir gerçek.Benim vurgulamaya çalıştığım nokta şudur.2002 Yılındaki bir emeklinin, alım gücü, bugün 2010 da 2010 da İKİ katına çıkmıştır.Bu yeterlimi hayır.AB standartlarına ulaşmamız için Emekli bugün aldığının en az ÜÇ katını alması gerek.H.T.
 Gerçekvatandaş
 21 Ekim 2010 Perşembe 19:11
(3) Bu koşullarda (Eğer DIE nin enflasyon artışlarını belirlerken temel aldığı kriterlerin ve tespit ettiği oranların gerçeği yansıttığını kabul edersek) son 8 yılda SSK emeklilerine yapılan ücret artışları ile enflasyona ezdirilmedikleri doğru olmaktadır.. Ama enflasyon paralelindeki ayarlamalar, zam değil, ücretlerin alım gücünü muhafaza anlamını taşımaktadır.. İşte bu nedenle sadece enflasyon ayarlamalarının üzerinde artış oranı varsa, o kadar miktarda alım gücünde bi artış meydana gelmiş demektir.. Son sekiz yılda milli gelirin 3,75 katına kadar ulaştığı (%275 arttığı) söz konusu iken, alt seviyelerde ücret alan 1998 yılı SSK emeklisi eşimin alım gücündeki artış 0,15 kat (%15) seviyesinde kalmış olmaktadır:(((
 Misafir
 21 Ekim 2010 Perşembe 19:08
Bes tane dili ana dilim gibi bilirim yorumcular, gel görün ki,yazilarinizda kisaltma yaptiginiz harflerden bir sey anlayamiyorum,yani kendimi eneyi yerine koyuyorum.Bulmacayi cözmek yazilarinizdaki sifreleri cözmekten kolay.Bkz.Teyze´nin GercekVatandasin yorumuna bana hak verirsiniz sanirim.Yorumlariniz kalbur üstü,bunlari benim anlamamam icinmi Sifreliyorsunuz?
 Gerçekvatandaş
 21 Ekim 2010 Perşembe 18:50
(2) Ekim 2009 da %5,80 (Ücret 215,70 TL); Ekim 2010 da (Kasım başında da açıklanacağından tahmini) % 9,24 (Ücret olur 235,63).. Yani sadece 8 yıllık enflasyon oranında ayarlamalarla Ekim 2010 da ücretler % 135,63 yani 1,35 kat artmış olursa bu durum alım gücünü korumuş olacaktır.. (DIE nin tüketici enflasyon kriterleri ile hesaplamalarının doğru olduğunu kabul ediyorsak) Ücretinizdeki artış bu oranın ne kadar üzerinde ise Ekim ayı itibariyle son sekiz yılda alım gücünüzde o kadar artı yükselme; ne kadar altında ise alım gücünde o kadar da azalma meydana gelmiş demektir.. Bu ilave açıklamamın ODTÜ mezunu matematik mühendisi yakınlarının hesaplamalarında yardımı olur umarım:))..
 Gerçekvatandaş
 21 Ekim 2010 Perşembe 18:49
(1) Hasan Tahsin arkadaşım; aslında aşağıdaki yorumumda 1 yılı eksik bile girerek 8 yıllık kümülatif enflasyon oranını belirlemişim. Doğrusu DIE Tüketici endeksine göre Ekimden Ekime yıllık enflasyon artışları şu oranlardır; Ekim 2003 de %27.40 (Yani Ekim 2002 deki 100,00 TL bi ücret sadece enflasyon oranına artırılırsa Ekim 2003 de 127,40 TL olacak ve alım gücünü muhafaza edebilecektir, hesaplamalara böyle devam edersek); Ekim 2004 de %12,20 (127,40 TL ücret bu oranda artınca 142,94 TL olacak); Ekim 2005 de %7,52 (Ücret 153,69 TL); Ekim 2006 da %9,80 (Ücret 169,03 TL); Ekim 2007 de %7,70 (Ücret 182,05 TL); Ekim 2008 de 11,99 (Ücret 203,87 TL); Ekim 2009 da %5,80 (Ücret 215,70 TL);
 teyze
 21 Ekim 2010 Perşembe 13:34
Evet enayi yerine konduğumu hissettiğim oldu.Hatta buna HİS bile denmez bir realite.Tek başıma olmadığımdan fazla üstünde durmadım.GSEMH hesaplayınca tıpkı GSMH gibi düşük çıktığı için.(GSEMH deki E=Enayi gerisi bildiğinizden) Benim rakamlarla ilgim 6-0 la sınırlı bu hafta sonu 7-0 a terfi etmeyi umut ediyorum.Bir istatistik sonucuda ben buldum.Bütün bu karışık rakamları çıkaranlar % 99 AMCALAR,% 1 TEYZELERDİR:))
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime