Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Yeni Dönemde Siyasete Hazır Mısınız?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
6 Ekim 2010 Çarşamba

Yeni Dönemde Siyasete Hazır Mısınız?

Geçen haftaki “Kluge”(kluuj) başlıklı yazımı alelacele, yarımyamalak çözümleri seven bir toplum olduğumuzu vurgulamak için yazmıştım. Bu hafta mükemmel bir kluuj örneği ile karşılaştık: YÖK’ün türban kararı. AKP, CHP, MHP ve BDP Meclisteki partiler olarak türbana serbestlikten yana olduklarını açıklamalarına rağmen biz kluuj bir çözüm yolu buluyoruz. Helal olsun bize…

Bir diğer kluuj işimiz ise Cumhurbaşkanlığı seçiminin halka bırakılması sırasında gerçekleşti. Halkın seçeceği cumhurbaşkanının, halktan aldığı oyla çok güçlü ve popüler olacağını bile bile yetkilerini ve sorumsuzluğunu 3 yıl önce Anayasa’yı değiştirirken aynen eskisi gibi bıraktık. Şimdi seçimden önce çözüm bulmak zorundayız, yoksa sistem tıkanacak. Düşünebiliyor musunuz, başbakanlıkta Tayyip Bey karakterli biri, Cumhurbaşkanlığında yine Tayyip Bey karakterli biri yani yetkili bir başbakan ile sorumsuz bir cumhurbaşkanı ve son derece iddialılar… Allah korusun, sistem çöker! Görünen o ki Tayyip Bey Referandumdan kazandığı moralle başkanlık sistemine geçilmesine gayret edecek ve muhtemelen 2012’de yapılacak seçimlerle de Türkiye’nin ilk başkanı, halk tarafından seçilen ilk cumhurbaşkanı olacak.

Bunlar da önemli konular ama benim sizlerle tartışmak istediğim konu biraz daha farklı. Başkanlık sistemi veya Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi ile siyasette nelerin değişeceğini yorumlamak istiyorum.

En baştan söyleyeyim, kafanızda varsa siyasete hazırlanın. Tayyip Beyin başkan olması başsız kalan AKP ve Tayyip Beyin başkanlığını engelleyemeyen CHP ve MHP’yi karıştırır ve siyaset yeniden yapılanır. Tayyip Beyin başkan olamaması da yeni bir siyaset tablosu yaratır. Yeni başkanlar, yeni kadrolar, yeni partiler. Tüm ihtimaller eğer Cumhurbaşkanlığı seçimi olursa 2012’de yeni bir siyaset döneminin başlayacağını gösteriyor. Hazır olun…

Başkanlık sisteminde de hiçbir yasal kısıtlama olmadığı için, şimdikine benzer şekilde çok fazla siyasi parti kurulabilecek gibi görünüyor ama bunlar sonuçta iki başkan adayından birini desteklemek zorunda kalacakları, dolayısı ile de iki partinin takipçisi olacakları için uygulamada iki partinin güçlü olmasını doğuracak. Ancak ben her hal ve karda en azından bir milliyetçi, bir de Kürtçü partinin yaşayacağına da inanıyorum. Eğer, bölge veya eyalet esası getirilir ve eyalet meclisleri olacak olursa bu durum kaçınılmaz olur.

Başkanın çok etkili olması gereken bu sistemde partilerin en güçlü ve en iddialı adamları parti genel başkanı olmayabilir. Parti genel başkanları daha istikrarlı şahsiyetlerden oluşabilir. Partilerin başkan adayları ise toplumun sevdiği, popüler ve güçlü şahsiyetlerden oluşmak durumunda olur.

Eğer, Meclis’ten, milletvekillerinden bakan yapılmaz veya sayıları azalır ise, Meclis’in seviyesi ve milletvekillerinin kalitesi de aratabilir. Çünkü, “Bakan olacağım” diyen değil “Kanun çıkaracağım” diyen milletvekili olur. Yani inşallah öyle olur, çünkü bir de “Dokunulmazlıktan istifade edeyim” diyenler var.

Başkanlık sisteminde çok güçlü bir devlet yapısına, çok güçlü kadrolara ve bürokrasiye ihtiyaç vardır. Düşünebiliyor musunuz, popüler diye devleti hiç bilmeyen bir sanatçı veya sporcuda başkan olabilecek. Bu durumda yanlış yapmamasını sağlayan mükemmel bir sisteme ihtiyaç olacak. “ABD de sorun olmuyor” demeyin zira orası dünyanın belirleyici yeri ve lider ülkesi.

Başkanlık sistemi ile yukarıdakilere ilave edilebilecek çok şey değişecek. Bunları tartışmaya devam edeceğiz. Ama biliyorum, “Misafir”lerim başta “ygto” ve “Teyze”,”Yayla”, “Gerçek vatandaş”  “Siyaset yeniden yapılanacak, kağıtlar yeniden karılacak, sizde milletvekili veya belediye başkanı olabilirsiniz!” maddesi ile ilgililer.

Neden olmasın?

Hazır olun.

Hayırlısı…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 7 Ekim 2010 Perşembe 23:53
Owleye şu konuda haklı: siyasetçiyi daha ahlaklı yapacak dinamik olmayınca ne yenilenecek... Fakat acaba gerçekten toplumdaki ahlak ve erdem düzeyi meclise yansımıyor mu? "Çalıyor ama yapıyorlar", "çalıyor ama halka da sahip çıkıyorlar" bizim özlü sözlerimiz olmadı mı? Acaba "niye çalıyorlar" diye mi yoksa "biz niye onlar gibi çalamıyoruz" diye mi kızıyoruz onlara? Tekrar soruyorum, bu kafayla o 1 oy sahibi bizler değişime hazır mıyız gerçekten? A.B.
 Misafir
 7 Ekim 2010 Perşembe 19:21
Teyze beni medyadan sorumlu bakan yaparsin degilmi?ilk Tv lerden insanlarin aile yapisini bozmak icin cevrilen dizileri masaya yatirirdim.Bunlarin ana gayesi belli,kimler tarafindan,nicin demcit pilavi gibi milletin önüne koyuluyor.Nihayi hedefleri nedir?bosanmalarin artmasinda ne gibi nemalari var?ortada kalan cocuklardan ne gibi cikarlari var?simdi bile biliyorum cevirdikleri filimleri!!!!!!
 OWLEYE
 7 Ekim 2010 Perşembe 16:40
Yakın zamanda birçok köşebaşında okuduğum yeni siyasi dönem..., yeni siyaset şekli gibi anlamı kendinden absürd başlıklar izliyorum..Siyasetçiyi daha ahlaklı yapacak hiçbir yeni dinamiğe sahip olmayan bir toplumda, yeni olan nedir...?İnsanlar işe akraba sokmak için oy vermekten imtina mı edecek..., seçilenler toplumun ahlak ve erdem düzeyini hiç bu kadar net yansıtmamışken sorarım size...; yürütme siyasallaşmamış bir erk tarafından icra edilirse o en büyük oy kullanma bahanesi nasıl gerçekleşir.
 teyze
 7 Ekim 2010 Perşembe 16:02
Bana bakanların meclisten değil dışardan olması daha iyi olur gibi gelmişti çünkü partililerle iş bulma vs ile uğraşmaz sadece işlerini yaparlar diye düşünmüştüm yazıyı okuyunca olumsuz boyutunu gördüm.Ayrıca başkanın popüler biri olma ihtimali düşündürücü..Aklıma bir sanatçı geldi aday olsa eminin çok oy alırdı Allah muhafaza. 15:39 seni BAKAN yapacam söz eğer beni İLK BAŞKAN seçerseniz:)))
 Misafir
 7 Ekim 2010 Perşembe 15:39
Beni anlayan bu sitede tek Teyze oldu, o da yanlis anladi.Beni secmek istedinizde yok mu dedim?Halka hizmet Hakka hizmet hedefim olacak.Insanlara karsi cok adil ve sefkatli davranmak ana karakterimdir.Odamin kapisina vurmadan girin yazmiyacagim cünkü devamli acik duracak.Bügün git yarin gel degil.Bugün gitme isini hallet yazacagim.Insanlar arasinda ayirim yapan,torpil yapan bunu bir sefer yapacak,ikinci sefer beni kesinlikle göremeyecek.Cünkü gözü görmeyecek duruma gelecek.
 teyze
 7 Ekim 2010 Perşembe 13:02
Sayın yorumcular beni hayal kırıklığına uğrattı doğrusu.Ben en az 2 vekil 4 belediye reisi adayı çıkarırız diye tahmin ediyordum:))) Tek umudum Sabriye
 Misafir
 6 Ekim 2010 Çarşamba 22:21
Yillarca bende burda Verein (dernek)Karadeniz kültür derneginde üst düzey yöneticilik yapma gibi bir yanlista bulunmus idim.Anam derdi, yemisem kaz etinden doymusam nezetinden bu bizim kulagimiza küpe olmadi,Basbakanin veya diger devleti yönetenlerin hatta APT.Yöneticilerinin cektigi izdiraplari cileleri cok iyi bilirim,paranla zamaninla hic kimseye yaranamazsin.Gel sen yönetmeye talip ol gelmez,destek ver olmaz.Peki sen ne ise yararsin,efendim Allah beni özel yaratti ben elestirecegim.Ayni Chp
 Misafir
 6 Ekim 2010 Çarşamba 21:37
Ister kabul edin ister etmeyin,bizim yedi Bölgemizde yedi ayri karaktere sahip insan toplulugu vardir.Bizim mayamizda Baskanlik sistemi kotlanmis ve sifrelenmistir.Hic saga sola yalpalamayalim,bu bir zenginliktir.Hem bölgeler arasinda tatli bir yaris olur,hem insanlarin itentleri muhavaza edilmis olur.Alisa gelmislere alismak tenbelligin alametidir.Insan ve Devletler devamli arayisi,degisimi kizil elma olarak görmelidirler.Yigitoglu
 Gerçekvatandaş
 6 Ekim 2010 Çarşamba 20:47
(3) Yeniden senato ve senatörlük kurumu düşünelim diye taş devrinden kalma bi öneride nasıl bulunabiliyorsunuz, akılınızı peynir ekmekle mi yediniz?.. Eğitimde ve kamusal alanda türban ya da başörtüsünü biz çözeriz diye ortaya çıkıp da, “aslında başınızı söyle bağlarsanız sorun kalmaz” gibi Cemil İpekçi özentili abuk subuk çalışmalarınızı alın da…” diye (kendisine sempatimi ve kural olarak da desteğimi falan anında bi tarafa bırakır) Kılıçtaroğlu ve ekibine zılgıtı basardım.. Böyle bi insanı ne milletvekilliğine aday gösterirler ne de milletvekili olduğunda katlanabilirler.. Bu nedenle dilinin kemiği olmayan benden “şu dönemde” siyasetçi falan olmaaaz..
 Gerçekvatandaş
 6 Ekim 2010 Çarşamba 20:47
(2) Gerçekten benim yapım karakterim bu günün koşullarında milletvekilliği yapmaya asla uygun değil.. Ben aklıma yatmayan her konuda diretir, aklıma yatan her hususta da gereği için mücadele veririm.. Parti yönetimin ricası imiş, grup kararıymış, her halükarda iktidar ya da muhalefete paralel düşünülemez veya katkıda bulunulamazmış, biat etme parti disipliniymiş gibi antidemokratik anlayış ve uygulamaları es geçer giderim.. Örneğin bu sıralar görüş ve düşüncelerime en uygun bulduğum CHP de milletvekili olaydım; gerek TBMM nde ve gerekse grup toplantılarında “Siz nasıl olurda güneydoğu da şehit kanları nehir olmuş akar dururken, teröriste aftan falan bahsedersiniz?..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime