Geçen haftaki yazımda, “Oh bee! Dünya varmış, İğneada’mızdayız” başlığı altında, yazlığımıza gidişimizi ve adadaki coşku dolu anlarımızı anlatmıştım..
Çünkü artık İstanbul’da Türkiye’mizin hüzün dolu sosyal ve siyasi atmosferine tahammülümüz kalmamıştı..
İğneadamızdaki mutlu ve huzurlu günlerimizi yaşamaya bu hafta da devam ediyoruz..
Bu arada, bir çok dostumuz yazımdaki bir eksikliğe işaret ettiler.. “Hayduttan niye” söz etmedin? dediler..
HAYDUT’UMUZU UNUTMAYALIM..
Tuh be! Sevgili haydutumuzdan söz etmeyi unutmuşum..
Haydut, bizim sitemizdeki bekçi köpeğimizin adı.. Senelerdir sitede bizleri bekler.. Geldiğimizde arabamızdan indirmez, ayaklarımızın arasına kafasını sokup bize sarılmaya, öpmeye çalışır. Biz de ona bütün kış yediğimiz yemeklerin kemiklerini buz dolaplarımızda saklayıp getiririz.. O da onları bekler.. Günlerce azar azar yer..
Dün hanımım Serpil’le birlikte yine kemiklerini verdik ona.. Katur, kutur, neşeyle, sevinçle yedi.. Bitiremediklerini her zamanki gibi yandaki meşenin dibine, çalılar, dallar arasına sakladı..
Bunlar dün, yani 10 Haziran 2020 Çarşamba günü, sabah erken olanlardı.. Öğleden sonra ise Eşim Serpil’in 70. doğum günü partisi başladı..
Limanköyün ve sitemizin ileri gelen hanımları, Naziker, kızı Asuman, Balıkçı Enver’in eşi Özlem ve kızı Beste geldiler.. Köyden gelenlerin hepsi Enver’in oğlu Ömer’in kullandığı arabaya doluşup gelmişlerdi..
Siteden yöneticimiz Nilgün hanım ve annesi Server hanım, komşulardan Sevim hanım hepsi bizde sosyal mesafeye uygun olarak toplandılar.. Hep birlikte eşim Serpil’in 70. Yaş gününü kutladık. Pastalar kestik, kurabiyeler, kekler yedik..
Balıkçı Enver’in kızı Beste, getirdiği bilgisayarla, yaş günü kutlamasının müziklerini seslendirdi.. Yaş günü toplantımıza kızım Mine İzmir’deki evinde bir video hazırlamıştı.. Gönderdi, seyrettik.. Çok duygusal anlar yaşadık. Videoda, eşim Serpil’in en sevdiği okul arkadaşları, dostları, akrabaları iyi dileklerini iletiyorladı.. Bu sürprize, eşimden gizli söylediğim sözlerimle ben de dahil olmuştum.. Damadım Ahmet, torunlarımız Kaan ve Efe, oğlumuz Serhat, gelinimiz Noriko ve torunlarımız Leyla, Miray.. Hepsi de İzmir’den internet ve telefon bağlantıları ile bu sesli ve müzikli toplantıya dahil oldular..
O be!! Nidaları ile hepimiz naralar attık.
.
Yukarıda, eşimin pasta kesme anını görüyorsunuz.. Ben de gördüğünüz üzere, pasta kesimi sırasında bayanların yanına gidip eşimin yanında dikilmekteyim.. Beni şimdi yakından görenler, “ne oldu sana, sarışındın, esmerleşmişsin..” diye güneş yanık tenimi şaşırarak soruyorlar..
…İşte bugün 11 Haziran Perşembe.. Bilgisayarımın başına geçtim..
İğneada’da bütün bu olanlardan aklımda kalanları anlatmayı sürdürmek istiyorum.
Tabii çoğu satırımın başında yine Oh be!! nidalarımız olacak..
Oh be!! Yakında sitemizdeki bu yapayalnızlık sona erecek.. 16 daireli sitede sadece dört evde insan var şimdi.. İnşallah bu hafta sonu ve haftaya geleceklerle evler dolup taşacak..
Oh be!! Yüzmeler, tavla partilerimiz başlayacak..
Ben de yüzemesem de botumu şişirip denize indireceğim..
Yeğenim Dilek, eşi Apo, oğulları Galatasaraylı Basketbolcu Osman Tevrüz gelecekler, bekliyoruz..
Oh be!! Tavlacılarımdan Ömer Eroğlu, eşi Hacerle, öteki tavlacım Tuncay Gökçe, eşi Gülay ve kızı Göksu ile gelecekler.. Tavla partilerimiz başlayacak.. Rahmetli dostum gavur Ali lakabını taktığım, en eski çalışma arkadaşlarımdan gazeteci dostum Bedirhan Çınar’ın oğlu rahmetli Ali Çınar’ın eşi Sema ve kızı Burcu gelecekler..
Bitişikteki komşumuz doktor Erol Ertürk ve eşi Mihran, diğer doktor komşumuz Faruk Sözeri ve eşi Tülin hanımı bekliyoruz.. Bu iki doktorumuz, sitemizdeki sağlık ve esenlik garantimiz sayılır.
Gelecek olanarı nereden biliyorsun? diye soran olacaksa, şimdiden cevap vereyim; hepsinin iç temizlikleri bekçimiz Turan ve eşi Aynur tarafından yapıldı da ondan..