Evvelsi gün, T. Gazeteciler Cemiyetimizden bir mesaj aldım..
“Eski başkanlarımızdan Nezih Demirkent’i, ölümünün 19. yılında rahmetle anacağımız” anlatılıyordu..
Tabii her haberde olduğu gibi yine anılarım canlandı.. Bu sebeple hemen bugünkü yazımda Nezih ağabeyden söz etmeye karar verdim.. Cemiyetimizin mesajında, rahmetliden kısaca şöyle söz ediliyordu:
“TGC önceki Başkanlarından Nezih Demirkent gazetecilerin yardımlaşması, birlikteliği ve dayanışmasına verdiği destekle rehberlik yapan bir meslektaşımızdı. Yaygın ve yerel diye ayırmaksızın gazetecilerin birlikteliği için uğraş veren Nezih Demirkent, basın sektörümüzün sağduyuyu temsil eden öncü isimlerindendi. Yaşamı boyunca gazetecilerin örgütlülüğünü savundu. Meslek yaşamını, örgütlenmeyi güçlendirmek, Anadolu basınıyla yaygın basın arasındaki ilişkileri sıklaştırmak ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ni daha çağdaş bir yapıya ulaştırmak için çalıştı. Gazetecilik mesleğinin hafızası olan TGC Basın Müzesi’nin kurulması, Darıca’daki Huzurevi’nin gazetecilere kazandırılması, işsiz gazetecilere kendi olanaklarıyla yayın organlarında yer açması unutulmayacak çalışmalarından birkaçıydı. 11 Şubat 2001 tarihinde kaybettiğimiz Nezih Demirkent’i saygıyla ve sevgiyle anıyoruz.”
Cemiyetimizin bu satırlarına tabii bizler de aynen katılıyoruz..
NEZİH DEMİRKENT KİMDİR?
Nezih ağabey, uzun bir dönem TGC‘nin Başkan Yardımcılığı görevini üstlenmiş, 18 Kasım 1982 günü de Başkanlığa seçilmişti. 1992’ye kadar 10 yıl bu görevde kalmıştı.
Nezih ağabey 1930 İstanbul doğumludur. 11 Şubat 2001’de de vefat etmişti.
Haydarpaşa Lisesi ve İstanbul Hukuk Fakültesi mezunudur. Gazeteciliğe 1950 yılında Son Saat Gazetesinde başlamıştı. Sonra Yeni Sabah’a transfer olmuştu.
Kendisi ile, 1955 yılında, benim gazeteciliğe başladığım Yeni Sabah gazetesinde tanıştık..
1955 yılında Yeni Sabah'ta Ali Oraloğlu spor servisi şefimizdi.. Nezih Ağabey de, spor istihbarat şefimiz.. Ama ben göreve başladığımda kendisi Ankara'da askerliğini yapıyordu.. Onun için ara sıra Ankara’dan bize haberlerini yazdırırdı. Bir örnek.. Tarih 26 Eylül 1956, Yeni Sabah spor'un manşeti: Yaşar Doğu'nun Demeci: "Allahın Emriyle Serbest Güreşte Şampiyon Olacağız!" (Ankara Nezih Demirkent telefonla bildiriyor). Bu haberi ben telefonla alıp yazmış, sesini de ilk kez o zaman işitmiştim.. Bunları kitabımda anlatırım.. (*)
Yukarıdaki satırlarımı okuyunca, belki bir çok okuyucum diyecek ki, “biz bu satırları daha önce de okumuştuk..”
Evet doğrudur.. Nezih ağabeyimin ölümünün 16. Yılı olan 11 Şubat 2017’de de bu sütunda rahmetliden söz etmiştim.. Varsın tekrar olsun.. İnsan sevdiklerini daima anar.. Mesela her yılın 10 Kasımında milletçe Atatürk anıyoruz.. Hatta ben, her yıl değil, her ay, her hafta her gün, her saat, her dakika değil, her saniye, her vesile ile Atamızı büyük bir zevk ve gururla anarım. Eski Beşiktaşlı büyüklerim, Baba Hakkı’lar, tavla arkadaşım da olan Süleyman Seba’lar daha kimler kimler sık sık andıklarımdandır.
Bu vesile ile, 1955’te spor yazarlığına başladığım Yeni Sabah’ta birlikte çalıştığımız, Ali Oraloğlu , Erol Kaner, Yılmaz Özgen, Tuncay Erdölen, Okan Gezer, sonradan artist olup sinemayı seçen Aydemir Akbaş, basketbol yazarları Yalçın Granit, Yalçın Okaya, karikatürist Altan Erbulak’ları falan da birlikte analım, “ölenlerin mekanı cennet olsun, sağ olanların ömrü uzun olsun” diyelim..
Nezih ağabeyle ilgili yazıma son vermeden, şu satırlarımı tekrar edeyim:
«Nezih Demirkent'in damarlarını kesseniz kan değil mürekkep akar..»
Nasıl ki, Türk askerini tarif ederken, «Asker yorulmaz», «Asker uyumaz», «Asker acıkmaz» gibi sözlerle Mehmetçiğin şahsında her türlü fedakârlığı sayar dökeriz ya.. Nezih Demirkent de, gazetecilik işinde, asla yorulmaz, asla uyumaz, asla acıkmazdı.. Çünkü o da gazeteciliğin bir Mehmetçiğiydi..”
Bu vesile ile, Türkiye Gazeteciler Cemiyetimizi yönetenlere takdir ve teşekkürlerimi sunmak istiyorum.. Kaybettiğimiz eski üyelerimizi, eski büyüklerimizi bizlere anımsatıyorlar.. Cemiyetimizi yöneten ne büyüklerimiz geldi geçti.. Nezih Demirkent’i rahmetle anmışken, Burhan Feleklerin, Mustafa Yücellerin de ruhları şad osun.. Şimdiki değerli Başkanımız Turgay Olcayto’ya Allah uzun ömürler, başarılı çalışmalar nasip eylesin..
Aman aman aman.. Son satırlarımı yazarken kolumdaki saatime baktım.. Ne göreyim.. “TSYD 1998.. 35. Yıl” görülüyor. Yani Türkiye Spor Yazarları Derneği.. 1998’de 35. Yıl anısına bizlere hediye edilmişti. TSYD’yi 57 yıl önce biz kurmuştuk.. Bir hukukçu olarak tüzüğün ben hazırlamıştım.. Rahmetli Nezih Demirkent ağabeyle birlikte kurucularındandık.. Bu derneğimizi yönetenlere de başarı dileklerimi sunarıım..
(*) Ben Spor Yazarı İken/Yalçın Toker.. sa: 60