Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Şu konuyu halledelim mi Haşim Bey?
Talat Atilla
YAZARLAR
14 Nisan 2014 Pazartesi

Şu konuyu halledelim mi Haşim Bey?

Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'la tanışırım.
Aynı zamanda hemşerimdir.
Tanıdığım kadarıyla; mütevazı, muhafazakâr, muhatabını dinleyen, kendisini dışlayan kesimlerle de arasını iyi tutmaya çalışan bir yapısı vardır.
Sert görüntüsünün aksine; esprili, mesafeyi korumakla birlikte cana yakındır.
Emin değilim ama kolay etki altına alınacak bir kişilik olmadığını düşünüyorum.
Özal döneminde, "Evinde televizyon dahi izlemeyen, çağ dışı." suçlamalarına maruz kaldı.
Birçok yayın organı ve sol kesim, Kılıç'ı linç etmiş, evinden çanak anten çıkınca, Kılıç lehine, tek bir tekzip dahi yayınlamamışlardı.
O dönemde, Haşim Kılıç'a yapılan saldırıların ön yargılı olduğunu düşündüğüm için Kılıç'ın yanında yer almıştım.
Sözü döndürmeye gerek yok;
Sol siyaset ve sol yazarlar, Haşim Kılıç'ı hiç bir zaman sevmedikleri gibi, saygı da duymadılar.
Sanırım, muhafazakâr kimliğinin tarafsız olmasına engel olduğunu düşündükleri için, Kılıç'ın objektif olabileceğine hiç bir zaman ikna olmadılar.
Bu yazdıklarım, yakın tarihimiz içinde geçerliydi.
Kılıç'ın gücünden dolayı önünde ceket ilikleyenler, geriye dönüp, ceket düğmelerini açarken bile müstehzi bir tebessümle uzaklaştılar yanından.
Hatta son bir seneye kadar!
Sonra bir şeyler değişti.
Haşim Kılıç'a ağır bir tereddütle bakan kesimler, önce cılız, sonra hararetli alkışlarla destek vermeye başladılar.
Peşin bir itirazım yok.
Elbette insanlar değişebilir ama; ağır, katı ve uzun yıllara dayanan kemikleşmiş bir ideolojinin, ruhen ve fikren demlenme süreci geçirmeden, aniden geçirdiği transformasyon dikkat çekici...
Belki; hukuken, siyaseten, sosyolojik olarak bir açıklaması olabilir ama aklımızı ve ruhumuzu doyuran yanıtı henüz bulamadım.
Asıl problem şu;
Bu değişimi, siyaset ve cemaat dinamiklerine bağlayan geniş bir kesim var.
Daha açık yazalım;
Haşim Kılıç'ın Cumhurbaşkanı olmak için, rota değiştirdiğini, adaylık için sol ve cemaat desteğini yanına çektiği iddiaları var.
Anayasa Mahkemesi'nin yasal yaptırım gücünü, toplumsal ağırlığını, statü ayrıcalığını kullanarak, siyasal güç açısından çekim merkezi oluşturmak, Haşim Kılıç'a yakışmaz.
İsmi bilinmeyen, sıradan bir vatandaş Cumhurbaşkanı adayı olacaksa, bu durum  haksız rekabete girmez mi?
Sayın Kılıç, görevinden hemen istifa ederek, "Ben, Cumhurbaşkanı adayıyım." derse, kendisine ilk saygı duyan bu satırların yazarı olacaktır.
Yok, son güne kadar, makamının kredisini kendi kredisine çevirmeye kalkar, "Madem çok isteniyorum, o halde adayım." derse, kendisine yüksek sesli itirazlar olacağı kesindir.
İtirazların yaslandığı temel kuşku şu olur;
Cumhurbaşkanı olmak için mi değiştiniz?
 
 
*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…
 
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 15 Nisan 2014 Salı 13:35
Herkes Haşim Kılıç konusuna odaklanmış ancak herkes biliyor ki,Haşim kılıç yada bir başka ismin Erdoğan karşısında pek şansı yok o sebep ile bana göre bu aylarda Pkk kartı kullanılacak zira elle tutulur ve kamuoyunu etkileyebilecek tek enstrüman bu. Ben önümüzdeki günlerde bu konun daha ağırlık kazanacağını başta deniz kuvvetlerinin içinden olmak üzere bir takım sivri çıkışlar söz konusu olabilir bu arada ben muhalefetin yerinde olsam Erdoğan ın Cumhurbaşkanı olmasının önünü açardım.
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 21:08
Sn: Atilla AKP baskısıyla medyada ALO FATİH, HSYK ADALET BAKANLIĞI TWİTTER YOUTUBE YASAĞI, VS VS RÜŞVETÇİLERİ AKLAMA...Kemalist baskıcılığın VESAYETİ ARASINDA NE FARK VAR ???? İkisi de baskıyla toplum kurma yönetme düşüncesinde değil mi? Kalsın...
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 20:00
Bu iktidar çöktüğünde yolsuzlukların boyutuna hep beraber AKP'ye son seçimde oy verenler dahil çok ama çok şaşıracağız.AKP şimdi medya yoluyla bir tehdit buldu ve bu medya askere gitmek istemeyenlere çürük raporu verenlere bile sarıldı...Bu ülkede hakimler var...Hırsız eninde sonunda hakim önüne çıkar...İllüzyon bitince Sabahlar Akşam akşamlar Takvim olur yalancı Starlar yıldızlar batar...Kimse Halkımızdan büyük değildir...Kendini HİNT KUMAŞI sananların çulu yakında görülür.
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 18:49
Bence dinci muhafazakar Haşim Kılıç hiç de değişmedi, aynen duruyor, değişen ve bozulup yozlaşan Tayyip ile Akp iktidarı oldu. Aradaki KALIN nüansı ya fark edemiyor ya da fark etmezden geliyorsunuz:))
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 16:54
Değişim; fikren gelişim iyidir ama rüşvete bağış diyenleri, sıfırlayamayanları "gör - mez" bir değişimse çöküştür. KÖR- MEZ Mehmet gibi değişim çöküştür mesela...Hakkı söyleyemeyen diller...
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 15:48
Peki Atilla Bey neden degisti? Neden AKP agziyla konusuyor?
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 14:30
Üslupta muzaffer AKP tarafı bariz.AYM kim ki ne ki kapatırız gerekirse.TWİTTER MİVİTTER KASIMpaşalı eli maşalı... yazarları da izindeyiz USTAM tarzı...Hey garip ülkem.
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 12:27
Ülkede herkes değişti bir Talat Atilla Bey değişmedi:-)
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 08:44
Değişiğini nereden biliyorsunuz? "Daha önce solcular şöyle yapıyordu, şimdi böyle yapıyorlar" diye geçmişten ikilik çıkarmak doğru mu? Haşim Kılıç'ı kimse sevmek zorunda değil, ancak makamına saygı duymak zorunda. Dolayısıyla eğer birileri ceket ilikliyorsa makama duydukları bu saygı sebebiyle olamaz mı? Bu arada birileri Talat Atilla'da bazı değişiklikler olduğunu iddia ederlerse onu da kayıtsız şartsız kabul edecek miyiz?
 Misafir
 14 Nisan 2014 Pazartesi 07:30
kimse onun atandığı zaman aslında HUKUKÇU OLMADIĞIndan bahsetmiyor, ne kadar da MANİDAR değil mi? Muhasebeciden yargıç yaratan Özal zihniyetinden de kimse bahsetmiyor da neden değiştiği, elbette zülfürecebe dokunduğundan, sorgulanıyor. Hukukun katline kimse ses çıkartmıyor ama birisi kazayla, fincancı katırlarını ürkütürse bu onun linç edilmesine "gerekçe" oluyor. HUKUKUN GÜCÜNE DEĞİL DE GÜÇLÜNÜN HUKUKUNA TESLİM OLANLAR UNUTMASIN, keser döner, sap döner, gün olur hesap döner, ve o hesap sorulur.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime