İktidar cephesinin oylarının azaldığı sır değil.
Azalmanın ötesinde psikolojik sınırın altına indiği de...
Seçmen geçmiş dönemlerde de iktidar cephesinin oylarını aşağı çekti... Hatta azınlığa düşürerek tribüne çekildi.
Çekildiği gözetleme kulesinden iktidar ve muhalefet cephesinin tepki ve kendisini yenileme iştahının olup olmadığını izledi seçmen...
Sonuç... Ne muhalefet ne iktidar; seçmenin bu ikazlarına kayda değer bir saygı duymadı.
İlk şoku atlatan iktidar ve muhalefet; kendisini değiştirmek yerine seçmeni nasıl eski kalıbına, eski reflekslerine dönderebileceğinin hesaplarını yapmaya başladı.
Bugün de durum farklı değil.
Muhalefet ne aday belirleyebiliyor, ne sokağı kuşatacak çözüm önerileri sunabiliyorken...
İktidar cephesi de çok farklı değil...
Vatandaşın itiraz ettiği temel problemleri çözmek, hatalarını gözden geçirmek, ameliyat masasını kurmak yerine..
Pansuman yaparak hastaya istirahat vermenin planlarını yapıyor.
Peki vaziyet buyken seçmen neden zihin konforunu bozsun? Niçin?
Sosyolojik olarak yaşadığı evi dahi mecbur kalmadan değiştirmeyen, hep aynı yoldan işine giden, aynı insanlarla görüşen bu toplumsal refleks hangi gerekçelerle partisini, fikrini değiştirsin? Daha da ötesi neden iktidarı değiştirmek için konforunu bozsun?
Muhalefetin bu performansıyla mı?
Toplanıp toplanıp dağılan...Sonra yine toplanan, sonra sokağı yakalayan çarpıcı 2 tane repliği olmadan yine dağılan masa için mi konforunu bozacak?
Konfor derken, bir eli yağ diğer eli bal durumu değil elbette..'Buna da şükür' diyen geniş kitlenin 'dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olma' korkusundan söz ediyorum.
Neresinden baksan bulanık, nereden baksan kara görünmüyor!