Türk siyasetinde neredeyse her gelişme, Baba filminin şu unutulmaz repliğini hatırlatır bana:
"Sakın bana masum olduğunu söyleme! çünkü bu benim zekama hakarettir..."
CHP Milletvekili'nin ordu ile ilgili maksadını aşan sözlerinde ısrar etmesi, CHP yönetiminin bu ısrarın arkasında durması, Türk siyasetinin obsesif alışkanlığı.
İktidar için de geçerli bu psikoloji, yapılan her eylemi kendi karekteri ile özdeşleştirme hatasından kaynaklanıyor.
Oysa, hatalarımız her zaman karekterimiz için bir ip ucu ol(a)maz .
Çoğu zaman hatalarımız, sadece hatalarımızdır.
Hepsi bu!
Nedir bu hatalara sahip çıkma konusunda yüksek hevesimiz?
İnsanın kendisini putlastırma merakı her yüzyılda bir resetlenerek artmaya devam ediyor.
Her gün ölüme doğru yaşayan bir canlının, 'Hayır, kazık çakacağım! ' dünyaya demesi ne kadar hazin verici, ne kadar sefilce...
Siyasetçi hata yapmaz.
Gazeteci zinhar!
Doktor haşa!
Nedir bu zavallılık?
Katar'ın yatırımları ne kadar doğru ise, yatırımların bilançosunu açıklamamak da o kadar yanlıştır.
Muhalefetin bunu sorgulamasından daha doğal bir şey yok ama sen tut Katar'ı bahane ederek içinde senin de muhtemelen askerlik yaptığın orduya kelime oyunu yaparak satılık de!
Ve bir de bunda ısrar et!
İktidar size minnettar!
ŞU ZAVALLI GAZETECİLER!
Ekranda hangi para ile aldığı belli olmayan şık elbiselerle gerdan kırıp, sanki ölümün çaresini söyleyecekmiş, sanki S 400 fırlatacakmış gibi yaptıktan sonra..
Mantar tabancası kıvamında ' PIT' deyip Clark çeken gazetecilerden tiksinme kıvamına geldik
Sağcısı-solcusu rezil bir medya düzeni var.
Siyasî partiler arka bahçesi, kolluk gücü olduklarını dağdaki çoban, şehirdeki simitçide anladığı için gazetecilerin yüzde 95'ini adam yerine koymuyor, söylediklerine gülüp geçiyorlar.
Hiç bir meslek bu kadar erozyona uğramadı...
Hiç bir meslek bu kadar nefret objesi olmadı..
Zavallı olmak için bile bir miktar masum olmak gerekiyor, Türk medyasının en az yüzde 95'i ÇUKUR!