Varlık nedenini kaybeden her şey biter...
Bitiyor da...
Varlığımızı anlamlandırdığımız her ne ise ona gösterdiğimiz özen ömrünü de belirliyor...
İktidarın doğuşu haklı realitelere dayanıyordu.
Sadece devlet değil, büyük kentlerin lümpen egemenleri Anadolu çocuklarını sürüngen gibi görüyorlardı.
Tepeden bakan sadece dilleri, gözleri değil, eylemleri de faşistliğin kitabını yazacak kadar gaddardı.
Cahil diye suçladıkları zümrenin kız çocuklarının başörtüsü ile okuma çabalarını...
Bir rejim, hatta egemenlik sorunu görerek okuldan atacak kadar zalimdiler...
Generallerin yargısı ve medyası vardı!
Kaş işaretleri bile yazarların mahkumiyetine yetiyordu!
Örneğin dönemin kudretli generali, bu satırların yazarını tek parmak şaklatması ile 1 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırmıştı!
Sağcı/Solcu falan filan tek bir kişi yanımda durmadı!
Ne yanımda durması!
Geçmiş olsun bile demekten korktular!
Tüm yalnızlıklarımın en haklı olduğum zamanlarda olacağını kader taaa o zamanlar sessizce kulağıma fısıldamış meğer!
Korkak ve çıkarcı bir kaymak tabakası var Türkiye'nin...
Anadolu çocuklarının kritik zamanlarda ortaya çıkan ferasetinin zekatı bile bizim kaymak tabakanın tümüne yeter!
Türkiye'nin züppe ideolojik gettoları haklı olandan nefret eder, güçlüye fino fino kuyruk sallar!
Gördüm!
İşaretledim!
Yazıp/ÇİZECEGİM inşallah!
Neyse...
Dalıp gitmişim!
Ne anlatıyordum?
Hatırladım, iktidarın doğuşunu!
Diyeceğim o ki...
Anadolu'nun tıkanan damarlarına kan pompalayacak bir umut olarak iktidar çıktı sahneye...
İki dönem regülatör gibi tv patlamasın diye ısıyı dengelediler.
Yıllar geçip üzerindeki örtü sıyrılınca regülatörün fazla ısıdan eğri/büğrü hale geldiğini gördük!
2 kez regülatörü değiştirmek isteyen seçmen, çarşıda eğri/büğrü de olsa tek bir regülatör bulamayınca...
Kürkçü dükkanına geri döndü!
Ama...
Bu dönüşlerin bir sınırı olduğunu kabul etmek istemeyen iktidar, Ankara, İstanbul ve Antalya'yı kaybederek...
Yüksek ısıdan hipotermiye geçti!
Nepotizmden Cumhurbaşkanı Erdoğan bile şikayet eder oldu!
Bir de sade vatandaşı düşünün!
Başkanlık sistemini işler hale getirecek bir kolektif akıl bile kurulamadı!
Muhalefet etmeyi dahi bilmeyen bir muhalefet, iktidarın organik gücü olmaya devam ediyor...
Milli konularda bile kah mırıl mırıl sadece kendi sesini duyan, kah suskun tuhaf ötesi bir muhalefetimiz var.
Tüm sosyologlarımız birleşip kurultay yapsa, yine de mevcut muhalefeti kavramsallaştıracak bir tanımlama bulamaz!
İktidar dışarıya dalgakıran, içeriye akılcı müşfik bir politik duruşu acil olarak göstermezse...
Fırat'ın kenarında koyun, Allah korusun belki Fırat bile kalmayabilir!
Türkiyenin en büyük evden eve taşıma web sitesine hoş geldiniz linklere tıklayıp sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.
şehir içi taşıma izmit evden eve taşıma istanbul evden eve taşıma çanakkale evden eve taşıma