.
AK Partili Afyon Belediye Başkanı
Burhanettin Çoban , “
Afyon’a Yunan heykeli dikelim” demiş.
Aynı şahıs 2 sene önce de, “
Yunan askeri de şehit” dediğinde; acaba dil sürçmesi mi, kastını mı aştı diye düşünürken yazmayı unutmuştum ama yıllar sonra bir de Yunan heykelini dikmekten söz edince niyeti iyice ortaya çıkmış oldu.
Vay canına!
Çocukları bile süngülerin ucuna takan, hamile kadınların karnını yararak çocuk ceninlerini çıkaran Yunan askerinin heykellerini dikmek isteyen bir Türk Belediye Başkanı var karşımızda.
Üstelik, “
Onlar da kendilerine göre şehit” diyerek…
Bak Burhanettin Çoban isimli zat;
Sen o kadar Yunan askerine meraklıysan, evinin bahçesine Yunan askerinin heykelini dik.
Anıta da, “Türkiye’de şehit düştü!” diye yaz.
Hatta, bahçeye çıkmaya eriniyorum, bu heykelleri her an görmek istiyorum diyorsan, evinin salonuna koy.
Çayını yudumlarken keyifle (!) seyredersin…
Yetmez!
Evinin kapısını da bir Zeus heykelinden yap!
Yeri gelmişken sorayım;
Afyonkarahisar’ın Belediye Başkanı Burhanettin Çoban;
Sen Pensilvanya’ya hiç gittin mi?
Gittin diye biliyorum ama isterseniz siz yanıtlayın!
Gittiyseniz, ne zaman, neden ve kimin yanına?
Çocuklarınız FETO’nun okulunda okudu mu?
Erdoğan’ın uyarısına rağmen;
Hiç Feto’cu belediye meclis üyesi listeye yazdın mı?
Bekliyorum yanıtları…
Unutur, yazmayı bırakır sanıyorsanız, baştan söyleyeyim;
3 sene fikri takip yaptığım yazılarım oldu!
Kaçamazsın, saklanamazsın!
Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban konuyla ilgili bir açıklama gönderdi. Bu açıklamaya buradan ulaşabilirsiniz...
İslam’ın seküler çocukları…
Vahiy peygamberimizle kapandığı halde fetva kılığında (haşa) peygamberliğe soyunanların din öğrettiği bir yeryüzüne uyanmak iç acıtı.
İslam’ı (haşa)karpuz gibi;
radikal İslam,
alevi, Sünni, maliki v.s. gibi kompartımanlara bölmek, bu kompartımanlardan güç devşirmek İslam’a yapılacak en büyük ihanetti.
Yaptık, yapmakla kalmayıp; bu kalıcı hasarla övünecek kadar cahil cüreti gösterdik.
“
Allah’ın ipine sarılın” diyen Allah’a karşı, “
Ayrılıkta rahmet vardır” diyecek kadar kendilerinden geçen bir anlayıştan söz ediyorum.
İslam’ın seküler çocukları, İslam’a karşı bu suikastte bulunmasalardı, Allah’ın indirdiği din ile karşılaşacaklardı.
İşte bu yüzleşmeyi istemediler.
Böl, parçala. Parçaladığından saltanat, güç ve para devşir ve bunları Allah adına yapıyormuş gibi davran.
Allah’ın dediğinin tersini yaparak Allah adına çalıştığını iddia etmek ve buna inanmayanı kafir, münafık ilan etmek…
Bu kadarını şeytan bile düşünemezdi ama insanoğlu bunları düşündü ve yaptı.
İşte bu zihniyet; Namaz kılmaktan dizleri nasır kaplayan hain
Mülcem’e, Allah adına peygamberin amcasının oğlu ve damadı
Hz. Ali’yi namaz kılarken öldürttü…
Yine
Hz. Ömer’i namazda,
Hz. Osman’ı evinde katlettiler…
Kimdi bu katiller?
Halifeleri bile tekfirle suçlayarak öldürecek kadar alçalan bu alçaklar kimdi?
Allah’ın düşmanları, Allah’ın gölgesine sığınarak cinayet işleyebilir miydi?
İslam dünyası işte bu zihniyetle dahi yüzleşme cesareti gösteremedi…
“
Aklını çalıştırmayanın üzerine pislik yağar” diyen Allah’a karşı, “
Aklınızı bana kiraya verin” diyerek Kur’ana, Allah’a rest çekenlere İslam dünyasının büyük bölümü tek bir söz söyleyemedi.
ABD’nin kucağında saltanat kuran İslam Devletinin yöneticileri, İslam’ın seküler çocuklarıdır.
Bu İslam kılıklı seküler saltanata tek bir kelime söylemeyip, cerihata işaret edenlere saldırmayı tercih ettiler.
Sözde İslam ordusu kuruldu.
İslam ordusu resmi geçit yaparken, ordu kumandanları altın klozetlerde def’i hacet yapmayı mahşerde Allah’a anlatırlar artık.
Füze ile vurulan çocuk çığlıklarına gözlerini kapatan bu münafık zümre, mahrem vücutlarla sabaha uyanmaktan haya etmediler.
Endişe mi? Asla… Allah nurunu mutlaka tamamlar…