Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Atatürk Nasıl Olur da Bilgisayar Kullanmaz?
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
5 Aralık 2011 Pazartesi

Atatürk Nasıl Olur da Bilgisayar Kullanmaz?

Hafta sonu bir sivil toplum kuruluşunun genel kuruluna katıldım. Protokol konuşmalarında bir konuşmacı hiç de gereği olmadığı halde lafı döndürüp-dolaştırıp Cumhuriyet’e, kuruluş dönemine getirdi ve özellikle ilk 20-25 yılda yapılan anti demokrat uygulamalara, haksızlıklara dikkat çekti. Bir anlamda Cumhuriyeti ve onun kurucusu Atatürk’ü üstü kapalı olarak yerden yere vurdu. Hayır sinirlenmekten çok üzüldüm. Artık bu tür konuşmalar beni sinirlendirmekten çok üzüyor. Neden kendi vatandaşlarımıza bazı şeyleri gerektiği şekilde anlatamamışız diye üzülüyorum.

Hep tartışıyoruz ama tekrarda fayda var; Emperyalizmin 1800’lerde başlayan taarruzu 1900’lerin başında meyvelerini tam olarak verdi ve 1’inci Dünya Savaşı sonunda emperyalist ülkeler Almanya, İngiltere, Fransa ve Rusya Osmanlı’yı parçalamayı başardılar. Dağılan Osmanlı 2.5 milyon metrekare toprağını ve tüm petrol yataklarını kaybetti. Emperyalistler Osmanlı’dan kalan toprakları ve zenginlikleri paylaşamadıkları için 2’inci Dünya Savaşı çıkardılar. Paylaşım savaşı 2’inci Savaştan sonra da devam etti. Bugün bölge yeni bir paylaşım mücadelesine sahne oluyor. Özellikle ABD, güç Doğu’ya daha fazla kaymadan, iş işten geçmeden bölgedeki kontrolünü sağlamlaştırmaya ve yenilemeye çalışıyor.

Gelelim bize: Biz Osmanlı sonrası emperyalistlerin aralarındaki mücadelenin onları bitap düşürmesinden yararlanıp, Atatürk’ün dahiyane askeri ve özellikle siyasi manevraları ile yeni bir devlet, bir bağımsız Cumhuriyet kurduk. 600 yıllık hanedanı yıktık, hayal dahi edilemeyen, o günlerde telaffuz edilmesi dahi ölüm demek olan halifeliği kaldırdık.

Cumhuriyetin kurulması çok zor oldu, yaşaması ise daha zor görünüyordu. İçte ve dışta düşmanı çoktu. Türkiye Cumhuriyeti her devrim devleti gibi çok zorlandı. Sovyetlerin kuruluşunda, ABD’nin kuruluşunda, Fransız Cumhuriyeti’nin kuruluşunda olduğu gibi çok kan dökmek zorunda kaldı. Eğitimli kesimini yitirmiş halk, gelir ve eğitim açısından çok sorunluydu. O günün koşullarında yeni devletin kurumlarını oturtmak, inkılaplarını kabul ettirmek çok zor oluyordu. Devleti kuranlar daha hassas oldular. Örneğin, 1923’de kurulan Cumhuriyet’e 1938’e kadar asker ve vergi vermeyi kabul etmeyen Dersim’e devlet dahi giremiyordu. Devlet içersinde devlet olması kabul edilemezdi. 15 yıl tahammül eden devlet aşırı tepki verdi. İki dünya savaşı arasındaki sorunlu dönemde, yeni kurulan devletin hassasiyeti daha da artmıştı. Bir çok sorunlar, sıkıntılar yaşandı. Devlet komünistlere, Turancılara, Saltanat ve hilafet yanlılarına ve diğer sorun gördüğü alan ve kişilere karşı aşırı tepkili oldu. Ancak devlet çağdaşı ve benzeri koşulları taşıyan hiçbir devlete göre daha adaletsiz olmadı. Kendini koruma iç güdüsü ile hareket etti. Düşmanlarını ne kadar sert gördüyse kendi de o derece sertleşti. Kurucusundan ve diğer ileri gelenlerinden “Diktatör” olmamalarını beklemek, şimdiki zamanın bilgisayarını, cep telefonunu kullanmalarını beklemek ne kadar saçma ise o kadar saçmaydı. Onların şimdiki zamanın demokrat tavırlarını göstermelerini beklemek, bu günün değerleri ile o günleri yargılamak ya cehaletten ya yada ancak kötü niyetten olabilir diye düşündüm. Kendini koruma ve kabul ettirme iç güdüsü ile hareket eden içte ve dışta bir yığın düşmanı olan Cumhuriyet yöneticisi başka nasıl hareket edecekti? Her dönem kendi koşullarına göre yargılanır ama biz dünümüzü bu günkü değerlerimizle yargılıyoruz. Maalesef bugün Atatürk diktatörlükle, Cumhuriyet anti-demokrat olmakla suçlanıyor…

Cumhuriyet sağlam gerçekçi, temeller üzerine oturmuştur. Halk için Cumhuriyet vazgeçilmezdir. Sorun galiba 100 yıl sonra bölgenin yeniden paylaşım mücadelesinin Türkiye üzerinden yapılmaya çalışılmasında… Bunu asla unutmamalıyız…

Merak ettim; başta bahsettiğim konuşmayı yapan değerli şahıs cehaletinden mi yoksa bilerek mi bu devletin geçmişini kötülüyordu…

Ha! Bu arada Çin’den sonra en fazla gazetecinin içerde olduğu, tutukluluk süresinin en fazla olduğu, dinlenmelerin en fazla olduğu, insan hakkı ihlallerinin en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz ama konuşmacı bu günler için tek laf etmedi…  Emperyalizme, o günlerde ve şimdi düşmanlarımızdan gelen hamlelere karşı da tek laf etmedi…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 8 Aralık 2011 Perşembe 11:50
Teyze sen neyi savunuyorsun?Şike onyıllardır Türk futbolunun içersinde!Klüpler mafya tipli adamların elinde ve bence fenerde Trabzonda şike teşebbüsü içersine girmiş zira bu onların penceresinden normal bir durum.Artık bu asalakları savunmaktan vazgeçin!Taraf olacağım derken çirkeften taraf olmak var işin içinde.futbolun içinde Olgun pkerlerin,Mecnur odyakmazların ve daha birdolu şaibeli insanın ne işi var?Artık bu insanları korumaya çalışmaktan vazgeçin..bu pisliği aklamaya çalışmayın ne olur!!
 Misafir
 8 Aralık 2011 Perşembe 10:52
Şike yasasını tekrar TBMM ye getiren AKP kendi ayağına kurşun sıkmıyor, kendi kafasına, hatta Türkiyenin kafasına kurşun sıkıyor.Zira bu yasanın çıkması ile, Türkiye tekrar 1991 lere geri dönecek ve tekrar kaoslu-koalisyonlar dönemi başlayacaktır.Üçbeş hırsız çakalı kurtarabilme adına, bir Milletin kaderi ile oynayanları tarih affetmeyecektir.Yıllar çabuk geçer, 2014-2015 çabuk gelir.
 Misafir
 8 Aralık 2011 Perşembe 10:20
Teyze Ecevitin Güneş Motel pazarlıklarını hatırlattı, benim söyleyecek sözüm kalmadı.1980 öncesiydi sanıyorum 1977 seçimleri sonrasında yapılan Milletvekili transferlerinin hikayeleriydi.Evet orkestra şefi Ecevitti,orkestranın baş davulcusuda Ali Topuzdu.Hatırladım teyze,Ecevit konusunda galiba haklısınız.Şikeyi yapan ve şikeye göz yuman dürüstür diyemeyiz.Karabük pazarlıklarından Güneş hocanın haberi olduğunu sanmam.Konu Karabüklü 61 liler ile Şener ekibi arasında geçmiş olabilir.H.Tahsin.
 Misafir
 8 Aralık 2011 Perşembe 02:30
Türk sporcusu ve spor insanı dürüstmüdür.? "Evet(!)"...Şike yapar mı.?."Hayır(!)"...peki öyleyse ne diye Şike cezasının yüksek olduğundan şikayetçi olup,TBMM de ki asıl ŞİKENİN ve şikeciliğin kaynağını harekete geçirip,ilgili cezada indirime gidiyorsunuz.
 Misafir
 8 Aralık 2011 Perşembe 02:26
2011 Genel seçimlerinden önce Türk Halkına yeni anayasa sözü veren akp nin ve chp nin yeni anaysası, Türkiyede Şikeyi serbes bırakan yasadan ibaretmiş....Hayırlı olsun beyler-bayanlar.
 teyze
 8 Aralık 2011 Perşembe 00:14
Şenol Hocayla 1 kez konuşmuşluğum var.Şenol Hoca şike yaptı demedim.M.A.Şahin ve Arınç ve birkaç daha vardı AÇIK AÇIK hemde Karabük-TS maçından önce TS ŞAMP.olsun dediler Karabüke stad yapma çalışmasında Bunlar şike sayılmaz ORTADA PARA YOK YA, İDDİANAMEDE teşvik vs varmış.SIFIR TOLERANS için mühim,BAŞKAN otelde izledi maçı(Metriste izlemekten iyidir tabi).AYRICA Bir sezonda 2. kez elenen ilk takım ünvanı almış TS.Vee ayrıca 4.olan Fransız Lille itiraz ederse UEFA dan ihraç yoluyla bir elenme daha TS bekleyebilir.Bu bir tahmindir.Eceviti sevmezdim bende asla hırsız diyemem onun içinde şöyle demişlerdi: Orkestra şefleride çalmaz ama çaldırır.Güneş Motel hadisesini hatırladım bir anda.
 Misafir
 8 Aralık 2011 Perşembe 00:07
19:38 geldim:Teyzemiz ve H.Tahsin dostum dostumuz.Sizin Allahinizi severseniz elestirilecek neyiniz varda benden elestiri bekliyorsunuz...Internet tarihinde sizin kadar candan ve iyilerin ötesinde yorum yazan kac kisi var.Sadece Yahudilikle alakali bir iki sey söylemiye calisacagim.Övülmüs bir kavimken lanetlenmis bir kavim hüvviyetini alan bu topluluk dünya insanligini esir almis durumundadir.Bunlar hububatin genlerini bile degistirdiler.Menfaatleri icin yapamiyacaklari alcaklik yoktur.I.Gecele
 Misafir
 7 Aralık 2011 Çarşamba 21:30
Teyze,teyze kardeş, siz Şenol Güneş HOCAYI tanırmısınız...?.ben tanırım söyliyeyim, Aykut Kocamana felan benzemez.Şikenin kokusunu almış olsa,milyon kere ŞAMPİYON olacağını bilse, TRABZONDA saniye durmaz.Ş.Güneş öyle bir insandır.Türk Milleti Aziz Yıldırımıda tanır,Şenol Güneşide tanır.Sadri Şener için aynı sözleri söyleyemem.Fakat Orada Şenol Güneş varsa,orada ŞİKEden bahsetmek çok ayıp olur.Eceviti hiç sevmem,fakat ona kimsenin hırsız demesine de müsade etmem.Bu böyle bişeydir.H.T.
 Misafir
 7 Aralık 2011 Çarşamba 20:34
07 Aralık 2011 Çarşamba 19:38...Dostum bilen bilmeyende bizi Yahudi dostu,İsrail yandaşı sanıcak.Özetle birşey söyliyeyim mi,sizin gibi israil ve yahudi düşmanı olacağına,benim gibi israil dostu biri,İsrailin gerçek karşıtları nezdinde daha elzemdir.Sen İsrail ve Yahudi düşmanı isen, KURAN da adı geçen İZHAK ve Yakup(Jakops) soyundan gelen peygamberlere dizilen övgülerin izahını bana yapıver.benden yahudi dostu olmaz.Gereksiz yere yahudi düşmanı da olmaz.Sevdiğim konuları açıyorsun.H.Tahsin.
 teyze
 7 Aralık 2011 Çarşamba 20:24
20:01 tartışma konumuzdan hiç ayrılmadım ben tek cümle ile emperyalistlerin geçmişte ve bugün ne yaptığına vurgu yapıyorum.Arayada petrolden daha değerli FB yi örnek gösteriyorum.19:38 TS hakem hatasına kurban gidecek diye bir his var içimde.Çünkü Avrupa TSnin şikenin taaa göbeğinde olduğunu biliyor lige almış bulundu şimdi çaktırmadan atacak.Emperyalistler hep böyledir FByi parasız bırakıp klübümüze el koymak istiyorlar TS umurlarında değil.
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime