‘Fabrikaya iş bakmaya gittim.’ dedi. Bin beş yüz lira emekli maaşıyla hayatta kalmaya çalışan İsmail abi.
İş görüşmesinden çıkarken fabrikanın nizamiyesinde ilişmiş gözüne..
‘Orada, kapının önündeki ekmeği aldım geldim. Adamdan rica ettim. Dedim ki bizim tavuklarımız var, ben bunları onlara götüreceğim. Yalan söyledim. Getirdim, eşim hiç üşenmeden onu..’
Boğazına dizildi kelimeler İsmail abinin, gerisini getiremedi.. Burnunu çekti. Yanındaydı bayat ekmeği yemek yapan eşi, İsmail abiye bakıyordu.
Olmayan tavuklarına diye aldığı atık ekmek, sofrasına aş olmuş İsmail abinin.. Değil insan, tavuk olsa dizilir boğazına hıçkırık.
Onun da dizildi.
Konuşamadı.
‘Şimdi bir AVM’den geliyoruz, kardeşimin bota ihtiyacı var. Yedi yüz liradan başlıyor. Yedi yüz lira ne demek ? Benim iki haftalık maaşım. İki hafta!’
Onlarca şey söyledi aslında ama, biz sade ‘Çok acı..’ dediğini duyduk sustuğu sırada kardeşine bot alamayan ablanın..
‘Çok acı.’ dedi.
Gencecik kız kardeşi omzuna dokundu, fısıldadı ablasına:
‘Ağlama..’
Havacılık mezunuymuş kadın, anadili gibidir en az iki yabancı dili; ne var ki anadilini doğru düzgün konuşamayan malûm lisenin mezunları doldurmuştu onun yerini.
Geçen hafta bu memlekette; yüzbinlerce abla gibi, o da kardeşine bir çift bot alıp giydiremedi.
‘Sadece ekmekle hayatımı geçirebilirim ama..’ dedi liseli bir genç uzatılan mikrofona, Kadıköy Bit Pazarında.
‘Ekmek su.. Bu mu yani hayata bakışımız, bu mu? Hayata böyle bakacaksak eğer, sadece ekmek suyla geçineyim, sadece tuşlu telefon kullanayım. Mesela ben iyi giyinmek istiyorum, onun için buradayım. Bunun için çok para vermem gerekiyor, veremediğim için bitpazarından almam gerekiyor. Belki de ölmüş insanların kıyafetlerini kullanıyorum ama, ülkemin bana bıraktığı durum bu.’ dedi.
Liseye gidiyormuş ölü kıyafetine fit genç, ihtimal daha yaşı on yedi..
Sağında dört yaşlarında oğlu, solunda oğlundan az büyük kızı; Tarım Kredi Kooperatifinden aldığı krediyi başka krediyle ödediklerini, ama altından kalkamadıklarını anlatan kadın, kocasının meclise sesini duyurmak için giderken tutuklandığını söyledi..
AKP Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş: Devletinin kendisine vermiş olduğu Türk Lirasını gidip dövize yatırmak ahlâksızlıktır.
Dedi.
Ablanın kardeşine bot alamadığı, emekli İsmail abinin iş dilendiği fabrikanın nizamiyesindeki atık ekmeği tavuğuna diye alıp akşam yemeği yaptığı;
Bitpazarında ölü kıyafeti arayan genci
Ahlâksızlıkla suçladı..
Bu hikâyede;
Ahlâk ne, ahlâksız kime denir..
Ahlâksız kimdi ?