Erken seçim yüzde 99 ve Aytun Çıray..
Akşener hareketinin neler yapacağını görmek için önce partinin kuruluşu, arkasından da bir kaç ay geçmesini beklemek lazım.
Akşener’in yürüdüğü yolun sonu tahminle anlaşılabilecek gibi değil.
Daha net yazayım;
Balon da çıkabilir, tahmin edilenden fazla da oy alabilir.
2 değişkenli faktörün belirleyeceği bir hareket bu.
Akşener, biriken negatif algıyı kendi mevzisine çekebilecek mi?
Erdoğan, 6 yıllık iktidarla birlikte yıpranan hücreleri onararak Akşener’e alan bırakacak mı?
Bu iki ana unsuru ölçebilmek için zaman gerekiyor.
Akşener’in yumuşak karnı, halen FETÖ’ya yeterli tepkiyi göstermemesi ve onunla ilintili kişilerle bağlantı iddiaları.
Bu iddialara vereceği yanıtlar Akşener hareketinin yörünge ve oy oranları konusunda belirleyici olabilir.
Söz, Akşener hareketinden açılınca, bu harekete katılan CHP İzmir Milletvekili Dr. Aytun Çıray’a birkaç kelime ile değinelim.
Kemal Kılıçdaroğlu ve Çıray aynı dönem bürokratlık yaptılar.
Bu tanışıklıkları daha sonra siyasetle birleşti.
Kemal Bey merkez sağ temsilcilerinden gördüğü Çıray’ı memleketinden TBMM’ye gönderdi ve orada durdu!
Birkaç ay genel başkan yardımcısı yapması hariç!
Oysa, CHP’nin merkez sağ ile kaynaşması için Aytun Çıray ve Bülent Kuşoğlu gibi merkez sağın önemli isimlerine taşıdıkları misyonla mütenasip sorumluluklar verilmesi, siyasetin doğası gereği zaruri idi.
İzmir il teşkilatı, parti merkezinin sürekli alan daraltmalarının yanında, büyük bir gelenekten gelen CHP’nin HDP ile yaklaşması, bu yakınlaşmanın flört düzeyine gelmesinin sağda siyaset yapanları rahatsız edeceği hesap edilmeliydi!
Bir Milletvekilin seçildiği partiden başka bir partiye geçmesi elbette sevimli bir durum değil ama siyasetçileri zorlayan şartlar da gözden kaçmamalı.
Terör örgütünün uzantısı olduğu açık olan bir parti ile,
Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ün partisinin siyasi yakınlaşmasını herkes sindiremez!
İktidar partisine gelirsek…
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, partisinin patinaj yaptığını, hatta bir miktar gerilediğini çok iyi biliyor.
Son 6 aydır aldığı tüm kararları bu pencereden yorumlamak gerektiğini düşünüyorum.
Belediye başkanlarının görevden alınmasının iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.
Çok gerekli ise, başkanların yanına iki danışman atanır, o danışmanların izni ve onayı olmadan hiçbir karara imza atılmaz ve konu kapanırdı.
Belli ki şu an bilemediğimiz zorunluluklar var.
Sürecin kötü yönetildiği açık.
Ve bu başkanların bir bölümünün özgül ağırlıkları seçim sonucuna nasıl etki edecek, bunları kesin olarak bilmek mümkün değil. Meçhul torbasına atılan bir nokta da burası.
Erdoğan son açıklamasında, “Erken seçim gündemimizde yok!” dedi.
Buradaki kilit söz, “Gündemimizde yok”
Yani, duruma göre gündeme gelebilir!
Yani, ”Kazanacaksak elbette erken seçim var!” demenin diplomatik hali.
Kritik konularda kelimelerini özenle seçen Erdoğan’ın bu sözünü seçerek kullandığı açık.
Tabanına, “Her an, her şey olabilir” mesajını vermeyi hedefliyor.
İktidar açısından erken seçimin kapısını aralayacak en önemli kriterlerden birisi de...
Akşener hareketinin alacağı mesafe…
Hiçbir siyasi hareket, başka bir siyasi hareketin dallarını kesmesini bağdaş kurarak seyretmez.
Akşener hareketi büyüme emaresi gösterirse, erken seçimin kaçınılmaz olduğu bir tahmin değil, adeta matematik kuralı gibi…