Sabırlıyımdır...
Siyaset ve medyanın bana karşı organize şekilde attığı iftira, gerçekleştirdiği linç ve kumpası mahkemede ayrıntıları ile açıklayacaktım ama...
Malum konunun Sözcü yazarı Necati Doğru, Sabah yazarı Şebnem Bursalı, Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi tarafından yeniden gündeme gelmesi…
Ergenekon iddianamesinin 1204 numaralı sayfasında "Talat'ın işini bitirin!" demesine rağmen...
Fetö'cü Savcı Zekeriya Öz tarafından hakkında işlem dahi yapılmayan eski Milletvekili'nin sahte whatsApp mesajlarıyla beni hedef alması... (150 bin liralık dava açtım)
Ve...
Her yeni gelişmenin, “Nezaket gösterdim, hayatımı kaybettim!” Fransız atasözünü doğrulaması...
üzerine…
Ve...
Her ne olursa olsun...
Şahsıma hakaret ve iftirada bulunan siyasetçi ve gazetecilerin tarihe, çocuklarına kötü miras bırakmalarına gönlüm razı olmadığı için…
Bana atılan iftiralara MANCINIK görevi yapan bir YALANI mahkemeden önce sizlerle paylaşarak çürütmeye karar verdim.
İFTİRALAR MUHARREM İNCE’NİN YALAN TWİTTER MESAJI İLE BAŞLADI!
Her şey Muharrem İnce'nin 27 Kasım saat 19:43'te Twitter’da yazdığı "Biraz önce Rahmi Turan aradı. Sağlık sorunları olduğunu, bu sorunları yaşarken Talat Atilla’nın bu haber yüzde yüz doğru diyerek kendisini oyuna getirdiğini söyledi. Aklandınız artık, buna sevindim, sizden tekrar özür diliyorum' dedi." mesajı ile başladı…
Tek bir gazeteci, sosyal medya kullanıcısı, tv yorumcusu tarafından muhataplarına dahi sorulmadan doğru kabul edilerek…
Bana karşı yapılan linç ve iftiraların en önemli KALDIRACI, İnce’nin bu açıklaması oldu.
Öyle ya…
Rahmi Turan, Muharrem İnce’ye, “Talat Atilla, sağlık sorunlarımla uğraşırken BENİ OYUNA getirdi!” dediyse…
Şayet 20 yıllık dostunu, bu satırların yazarı OYUNA getirmiş ise…
Aynı zamanda KUMPAS dahil, her şeyi yapabilecek bir potansiyele sahip bir kişilik olması gerekirdi!
Muharrem İnce’nin bu Twitter mesajına inanan gazeteci, yazar, genel yayın yönetmeni, haber sitesi sahipleri ve tüm sosyal medya kullanıcıları bana...
Güvenilmez...
Kumpasçı...
MİT'çi...
Dostunun güvenini istismar eden...
Yalancı…
Kelimeleri ile başlayan...
Akıl almaz iftiralarla saldırdılar ama…
Gerçek tam tersiydi!
Ne ben Turan’ı oyuna getirmiştim!
Ne de Rahmi Turan, Muharrem İnce’ye böyle bir kelime söylemiş, ya da yazmıştı!
İŞTE KUMPASA KAYNAKLIK EDEN YALAN VE BU YALANI ÇÜRÜTEN BELGE!
En meşru hakkımı kullanarak, Rahmi Turan’a, "Abi, Muharrem İnce'ye 'Talat Atilla, hastalık sorunları yaşarken beni oyuna getirdi’ diye konuştunuz mu? Ben böyle bir insan mıyım? Bana yönelik tüm iftira ve saldırılar, İnce’nin size atfettiği saldırılar yüzünden gerçekleşti. Böyle bir şey yazılı ya da sözlü söyledin mi" diye sordum...
Rahmi Turan'ın bana verdiği yanıtı, virgülüne dahi dokunmadan aktarıyorum...
"Ben Muharrem İnce'ye asla ‘Talat beni oyuna getirdi’ demedim. Daha önce her haberi doğru çıktığı için inandım ama bu defa yanıldığımı anlıyorum dedim. Lafım maalesef değiştirilmiş…”
Rahmi Turan bu sözlerle de yetinmedi ve…
RAHMİ TURAN: GEREKİRSE MAHKEMEDE TANIKLIK YAPARIM
"Eğer ihtiyaç duyarsan sözler çarpıtıldığı için mahkemede tanıklık yaparım. Talat oyuna getirdi diye bir ifade kesinlikle yok. Çok yanlış. Tam tersine "Şimdiye kadar verdiği haberler hep doğru çıktığı için ona inandım. Ancak bu defa doğru çıkmadı, yanıldım." dedim. Gazetemi tartışmalardan uzak tutmak için İnce’nin bu açıklamalarını yalanlamadım…”
(Yazdıklarımın tek kelimesinden zerre kadar şüphesi olanlar, Rahmi Turan’a sorabilirler...)
Muharrem İnce’nin bu DOĞRU OLMAYAN açıklamalarını dikkate alarak…
TV'de...
Gazetelerde...
Sosyal medyada...
İnternet sitelerinde...
Velhasıl tüm basın/yayın organlarında ağız dolusu hakaret ve iftiralarda bulunanların...
Bu açıklamalara yer verenlerin dikkatine sunmak istedim.
İnce’nin bu Twitter mesajına dayanarak, şahsıma ettikleri küfür...
Hakaret...
İftira...
Aşağılama dolu ifadeleri için...
Yazdıkları tüm mecralarda özür dilemelerini…
Her nerede bu açıklamaya yer verdilerse…
O mecralarda gerekli düzeltmeyi yapmalarını beklemek hakkım.
Şayet özür dilemeye…
Gönülleri, nefisleri ya da vicdanları el vermiyorsa…
Bu yazımı…
Bana duydukları nefret/sevgi duygularından bağımsız...
Gazetecilik namuslarının gereği olarak yayınlamaları ve gereğini yapmalarını bekliyorum...
İsteyerek/istemeyerek...
YALAN yazarak...
Konuşarak...
Twit atarak...
Bana hakaret ve iftirada bulunanların takınacağı tavır…
Hukuki olarak izleyeceğim yolda da belirleyici olacak.
Gereğini yapmak…
Tüm mecralarda benimle ilgili ALGI ve İTİBAR SUİKASTİ oluşturan dost/düşman herkesin kendilerine duydukları saygının da gereği olduğunu düşünüyorum…