Topu taca atmayalım!
Rize’yi 5-1 yenen Fenerbahçelileri Trabzon Havaalanı’na götüren otobüse, Sürmene ilçesi sınırlarında ateş açarak şoförü yaralayanlar, futbolu savaş olarak gören zihniyetin temsilcileridir.
Elbette bu olayın futbol dışı kaos unsurları ile de ilişkisi olabilir ama görünen yüzünü es geçerek, topu taca atamayız.
Türk Futbolunu verdiği demeçlerle sürekli ateş altında tutmaya çalışan, gerginlikten beslenen bazı yönetici ve futbolcuların bu canice eylemdeki hissesi olma ihtimalini de masaya yatırmalıyız.
Futbol, neticede yalnızca futboldur.
Sinema, tiyatro, müzik gibi eğlenceli bir hobi dalıdır.
Tuttuğumuz takım kazandığında sevinir, kaybettiğinde üzülürüz.
Hepsi bu.
Ya da hepsi bu olmalı.
Gerisi futbolun dışında her şeydir.
Fenerbahçe’ye yapılan saldırıyı çözmek için elimizde iki delil var;
Birincisi, Fenerbahçe’ye yapılan sözlü saldırı ve tehditlerin çetelesini gözden geçirmek;
Diğeri ise, son günlerde yeniden azdırılmaya çalışılan terör unsurlarının eylemleri.
Savcılık, bu iki olguyu tek tek, ya da birleştirerek incelerse, sonuca gidecektir.
Fenerbahçe ve tüm futbol camiasına geçmiş olsun.
Yeni Asala!
Cumhuriyet Savcısı Kiraz’ı şehit eden teröristlerin Yunanistan’dan emir aldıkları iddiası şaşırtıcı değil ama ilginç.
Ekonomisi neredeyse sıfırlanan Yunanistan’ın halen Türkiye karşıtlarına ev sahipliği yapması, neyin karşılığında sorusunu hak ediyor.
Canı ile uğraşan bir Yunanistan, muhtemelen başka ülkelerin taşeronluğunu isteyerek, ya da istemeyerek yapıyor olabilir.
Boynunu kaldıramayan, çaresiz görünen kişileri tetikçi yapan üst akılın, Yunanistan’ı tetikçi devlet yapma istekleri olası bir durum.
Yeni bir Asala terörü meydana getirmek isteyenler, bu toprakların direncini unuttuysa; tarihe yeniden baksınlar!