HDP’nin baraj meselesi!
Daha dün gibi hafızamda taze duruyor.
HDP’nin atası olan o dönemki siyasi parti, geçmişte, “Olağanüstü hal kalksın. Başka bir şey istemiyoruz.” demişti.
Bırakın olağan üstü hali, Türkiye Cumhuriyeti, Devletin bir kanalını dahi Kürt kardeşlerimize tahsis ettiği gibi bir köşe yazısına sığmayacak kadar devrimsel kararlara imza attı.
Eyvallah…
Eyvallah da;
Her adımda bir ilerisi, her iyi niyetin arkasından çıkan bir kaleşnikof, Kürt vatandaşlarımızı temsil eden bir siyaset olamaz.
HDP, Türk ve Kürt kardeşlerimizi birbirine kırdırmak alışkanlığını artık terk etmeli.
HDP’ye açık ya da örtülü destek veren bazı gazetelerin manşetleri ve köşe yazılarına bakarak, HDP’nin barajı geçtiği varsayımını hükümsüz görüyorum.
En azından şimdilik.
HDP’nin barajı geçti algısının bir çırpıda yerleşmesi, HDP’nin kendisini ana akım olarak isimlendirilen medyada ne kadar güçlü olduğunun açık belgesidir.
Medyanın siyaseti domino etkisi zayıflasa bile hala devam ediyor ama son sözü milletin söyleyeceği bir seçimde, her söz erkendir!
Mesela futbolsa; skor her şeydir!
Milli takımımızın Hollanda ile beraber kalmasından sonra milletçe ensemize ağrı girdi.
Eskiden kaybettiğimiz milli maçlarda az gol yersek, ya da direnerek kaybedersek, “Onurlu mağlubiyet” repliği ile avunurduk.
Ama o eskidendi!
Ya da ben çok safım!
Öyle zannediyorum!
Köprülerin altından çok sular aktı.
Türkiye; Dünya 3.sü, ve UEFA kupasını kaldıran bir tarihe imza attı.
Bizi artık eskinin avuntular teselli edemez.
Mesele futbol ise, skor her şeydir…
Futbolda hala bir şeylerin yerinde gitmediği açık.
Türk futbolu bireysel başarılarla değil, kurumsallaşarak kalıcı değerler üretebilir.
Şu yazıyı yazarken bile, sonuçtan dolayı ensemdeki ağrı devam ediyor!
Sahi, siz nasılsınız?
Talat Atilla/Güneş