Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Siyasetin Malzemesi Öncelikle Fikir Olmalı
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
10 Kasım 2010 Çarşamba

Siyasetin Malzemesi Öncelikle Fikir Olmalı

Bir hafta veya 10 gün önce Türkiye’nin 67’inci partisinin kuruluş dilekçesi İçişleri Bakanlığı’na verildi. Parti Başkanı basına açıklamasında, “Sağcı değiliz, solcu değiliz, liberal değiliz, muhafazakar değiliz” dedi. Bir taraftan mevcut yapı ve iktidar, partileri tasfiye ederek ikiye indirmeye çalışıyor, diğer taraftan yeni partiler kuruluyor. Hangisi doğru?

Bazıları gibi “Mevcut partiler çok fazla 2 parti yeterli, en fazla 5 parti olmalı” diyorsanız ölçütünüz ne?

Bundan sonra küçük bir milliyetçi, bir Kürtçü, bir dinci parti, ikide büyük kitle partisi olacak, biri muhafazakar, diğeri biraz daha liberal” diyenlere veya olmasını temenni edenlere katılıyor musunuz? Buna genellikle, “Prensip olarak katılıyorum ama partilerin dağılımı böyle olmaz, Türkiye’de sosyal demokrat veya sol bir partiye de ihtiyaç var” diyenler de oluyor. Tabi bu parti ihtiyacını herkes meşrebine göre belirliyor. Liberal, demokrat, sosyalist partilerin de mutlaka olması gerektiğini iddia edenler oluyor.

Yukarıda anlattıklarım girişti. Bunlarla bir noktaya dikkatinizi çekmek istiyorum: Türkiye’de siyaset klasik sağ-sol, liberal, muhafazakar tanımlamalarından çıktı. Siyaset artık bizde kimlik, kültür ve inanç eksenli yapılmaya başlandı. Bu tarz siyaset ise riskler içerir.

Partiler yine hafiften sağ-sol, muhafazakar, liberal, sosyal demokrat vs. olduklarını söylüyorlar ama pratikte siyaset kimlik, kültür ve inanç eksenli ve menfaat amaçlı oldu. Eski bilgileriniz olmasa AKP, din ve kimlik siyaseti yapan bir parti demez misiniz? AKP, liberal destekli, iyi bir Kürt ve cemaat partisi. CHP, alevi ve kültürü kentli(batılı) olanların partisi. MHP, Orta Anadolu kültürlü Türklerin partisi. BDP, Kürt partisi. Bu sıfatları net gelmeyebilir ama aynı şekilde net olarak, AKP’nin muhafazakar, CHP’nin sosyal demokrat, MHP’nin milliyetçi- muhafazakar, BDP’nin ? (İnanın BDP için liberal, sol-sağ gibi bir sıfat bulamadım) birer parti olduklarını söyleyebilir misiniz?

Siyasetin gittikçe artan bir şekilde kimlik, kültür ve inanç bazlı yapılması bizi ve bizim gibi ülkeleri zayıflatıyor. Zayıflayan toplumun en hassas noktaları, benlik, milli şuur, ortak ülkü, ortak hedefler vs. gibi kavramlar oluyor. Geçenlerde, Referandum sonrası yapılan bir kamuoyu yoklamasında yüzde 42’nin kendisinden nefret ettiği sonucunun çıktığını gören Tayyip Beyin çok şaşırdığını gazeteler yazmıştı. Şaşırmayalım. Kimlik, kültür ve inançlara dayalı siyaset karşılıklı olarak düşmanlıkları körükler, ayrışmaları artırır. Maalesef geldiğimiz noktada bu durumdayız ve birbirimizi sevmiyor, sempati duymuyor, anlayış göstermiyoruz. Gittikçe daha fazla sevgisiz toplum oluyoruz.

Farkında mısınız bilmiyorum ama ABD’de, İngiltere’de, Almanya’da, Fransa’da hala klasik siyasal partiler geçerlidir. Oralarda da kimlikler ve inançlar ön plana alınmaya çalışılıyor ama sistem buna izin vermiyor. Örneğin, Obama’nın başkan olması ABD’de kimlik siyasetinin önündeki en büyük engeli oluşturmuştur. Keza, Fransa gibi ülkelerde yabancı kökenlilere bakanlıklar verilmesi, ayrı parti örgütlenmelerini engellemiş, farklı kimlikler, kültürler ve inançlar klasik sol-sağ, liberal-muhafazakar partilere dağılmışlardır.

Kimlik, kültür ve inanç esaslı siyaset toplum yapılarını zayıflatır, ülkeleri böler. Türkiye bu tür bir siyaset anlayışı ile tehlikeli bir noktaya doğru gidebilir. Acilen, özellikle CHP ve MHP’nin farklı kimlik, kültür ve inançlardaki kadrolarla takviye edilmeleri lazım. Kesinlikle ana yapılarını, çekirdek fikri yapılarını bozmadan bu takviyeyi gerçekleştirmeleri gerek. Bu Türkiye için elzem, zira, sağ-sol, liberal-muhafazakar diye bölünürseniz bu geçici, konjonktürel olur, ama kimlik, kültür ve inançlar ekseninde bölünürseniz bu kalıcı ve tehlikelidir.

Mesleki, sektörel, hobi ve düşünce bazlı sivil toplum kuruluşları ile toplumların kimlik, kültür ve inanç enerjilerini olumlu kullanamazsanız, siyaset toplumun sorunu olur. Sorunlarımızı siyaset çözemediği gibi, çoğunu da siyaset oluşturuyor.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 12 Kasım 2010 Cuma 10:36
Ülkemizde hic kimsenin kendine yakistiramadigi kelime "BÖLÜCÜ" kelimesidir.Insanlarda küfür gibi bir cagrisim yapar.Isterseniz bir deneyin,agizinizdan ciktigiandn itibaren,hemen Müzigin sesini duyarsiniz:))Dagdaki eskiya diye aslandirdigimiz kisilerede ayni kelimeyi söylediginizde de ayni tepkiyle karsilasirsiniz.Durum böyleyken burada cok ince bir cizgiyle karsilasiyoruz.Demek ki hic kimsenin Vatani bölmek diye bir ideolojisi yok,Dinci yakistirmasi yapilan Cemaatlerde.Capanoglu
 Misafir
 12 Kasım 2010 Cuma 02:56
Gerçek vatandaşa Selam.Hava Harp Okulu Kapısından DEFOLUSUN diye geri çevrilen Ermeni genci"Ahdım Aht"bu sevdiğim Subay Elbisesini giyeceğim diye And içer. Galatasaray Üniv.Bilgisayar Müh.1.likle mezun olur ve 6 ay yerine Bir sene askerliği seçip Yedek Subay olur. Önce Etimesgut Tank Birliğinde sonra da Kıbrıs'ta Vatani görevini tamamlar SUBAY olarak da askerde büyük projelere imza atar ve bir Türk kızıyla evlenip çok sevdiği Komutanlarıyla halen ailece görüşürler.İşte Ülkemde yaşanan gerçekler.
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 22:58
Sabriye,bugün senin yaptigin elestiriden sonra baygi üzüldüm.Bunun birde yan etkisi oldu,kafami dolaba carptim,hic yoktan bir arkadasa güzel bir firca attim,bindigim Taksi´nin söförüne bahsis vermedim,sinirimden istahimda kacti.En son yaptigin yarim elma ,gönül alma yorumundan sonra biraz kendime geldim,simdi afiyetle pisirdigim taze Hamsüleri yiyebilirim
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 22:28
Gercek anlamda %42 degildir Referandumda cikan sonuc daha azdir.%42 lik kesim büyük oranla az cocuklu Ailelerden olusturan kesimdir,Köroglu,Ayvaz bir yada iki cocuk.%58 lik kesim ise en az dört cocuklu Ailelerden olusmaktadir.Simdi ben burda size bir hesap cikaracagim buda %29 denk geliyor.Kedi de burda et de burda buyurun kendiniz hesap edin.Kizmadan sakince...!
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 22:05
SABRİYE:Bağışlayın bugün kafam allak bullaktı ve teyzemi eleştirdiğinizi zannettim ÜZGÜNÜM ve KIRICI olduğum için.vee her zaman BÜYÜK BİR KEYİFLE OKUDUĞUM H.Tahsin bey kardeşim ve diğer yorumcu dostlar azçok bilirsiniz yazdıklarımdan FİKİRLERİNİZİ azcık tenkit etsemde HAKLI olduğunuz çok yönler var;YÜREĞİNİZE SAĞLIK...vee ANACIĞIM seninde yüreğine sağlık.Sn Kuşoğluyla birlikte hepinize saygı ve sevgiler!!!
 Gerçekvatandaş
 11 Kasım 2010 Perşembe 18:58
E.B. arkadaşım sen benim açıklamalarımı yanlış anlamışsın.. Senin verdiğin örnek benim yorumumun içeriğinde de var zaten.. Ben yasalarımızda (buna TSK da dahil) etnik, dini bir ayırım yok dedim.. Uygulamada ise ne yazık ki durum farklı.. Yani TSK nın mevzuatı ile uygulamacıların takdiri (pek çok konuda olduğu gibi o nokta da da) birbirini tutmuyor.. Askeri okullara girişte, sınavlar ve sağlık kontrollerinden sonra bir de mülakat denen yüzyüze görüşmeler var.. İşte orada TSK ilgilileri bir şekilde takdir haklarını kullanarak gözünün üstünde kaşın var diye kişiyi eleyebiliyorlar.. Tabii yazılı hale getirdikleri eleme gerekçeleri içerisinde (yasal olmadığı için) asla etnik kimlik, siyasi veya dini inanç farklılığı gibi nedenleri göremezsiniz..
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 17:26
10 Kasım, 18.06 Gerçek Vatandaş, Ülkemizde yaşayan TC Vatandaşı Gayrimüslümlerle ilgili der ki "yasalarımızda bir engel, ayırım söz konusu mu"? Maalesef Evet, Yaşanmış örnek olarak Ermeni komşumuzun oğlu geçmiş yıllarda ÖSYM'de çok yüksek puan aldığında Hava Harp Okulundan, isminden anlamamışlar, Tebrik ve Okul Tercih Davetiyesi almış.Çocuk da Sevinç içinde Müracaat ettiğinde "SEN DEFOLUSUN OĞLUM" diyerek geri çevirmişler!Buyrun size ayırımın DANİSKASI!Ama Bizim Ahmet FBI'da görev alabiliyor!E.B
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 15:35
10:29 Arkadasini savunmak cok güzel bir duygu,tesekkür ederim.Burda birisi yorumlarindan dolayi elestirilecekse bu kesinlikle Teyzemiz degildir.Her halde Yorumu fazla dikkatli okumadiniz kanaatini tasiyorum,iceriginde arkadasina yönelik elestiri olmadigi gibi,tebrik var.Benim yorumlarim ve felsefem bütün insanlari sevmek ve saymak üzerine kurulmustur.Benim gibi birini n.dönmez küplere bindiriyorsa,sizden bu nedenle saygili olmam hususunda azarlanmamam gerekiyor inancini tasiyorum.syglr
 Misafir
 11 Kasım 2010 Perşembe 13:46
Sn Sabriye kardeş,Ülkemizin uygar dünya standartlarında bir SOSYALDEMOKRAT partiye,ekmeğe,suya İHTİYAC olunduğu kadar İHTİYACI var.Ama Gerçek anlamda SOSYALDEMOKRAT partiye ihtiyacı var,ÇAKMA Sosyaldemokrat partilere değil.Demokrasinin teminatı olacak,ÖZGÜRLÜKLERİN ve Birey Hak ve HÜRRİYETLERİNİN teminatı olabilecek bir SOSYALDEMOKRAT partiye ihtiyacı var.Böyle bir yapı,Ülkenin rotasına,İktidarın rotasına yön çizecektir.Halkımız Milliyetçi ve Özgürlük düşmanı faşist partileri silmeli.H.Tahsin.
 teyze
 11 Kasım 2010 Perşembe 13:28
Sabriye 22:24 bana değil N.Dönmeze kızmış sanırım ben öyle anladım:)) 22:46 yorumcu 10 amca dedim ama sayıda hata yapmış olabilirim 9 da olabilir 11 de onlar adayın peşinden ayrılmamışlardır heralde akibetleri hakkında malumatım yok.Adayı merak ediyorsan onun hakkında kolayca bilgi bulurum istersen:)
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime