Papa, kimin bürokratı?
Açık yazalım;
Dünya’da yaşayan tek din İslamiyet…
New York sokaklarından, Tokyo Havalimanı’na kadar alınları secdeye değen, canlı ve dinamik yüz milyonlarca Müslüman var.
Avrupa, Kilise ya da Havra’ya sokamadığı gençliğini; reiki, yoga gibi başlıklarla ara kompartımanlarda tutarak, Kilise ve Havra’dan kaçan gençliğinin Müslüman olmasını da engellemeye çalışıyor.
Müslüman Aleminin başta meslek taassubu olmak üzere bir çok sorununu kaşıyan, bazı Müslüman ülkelerini dolarla yönlendiren/yöneten Avrupa, Papa ile vites büyütmeye çalışıyor.
Papa’nın 1915 olaylarını soykırım olarak ifade etmesi; tesadüfen, anlık, o anın refleksi ile söylenmiş sözler değil.
Son derece planlı, zihinsel mühendislik planları yapılmış ve pimi çekilmiş zaman ayarlı bir bomba gibi…
Vatikan, aynı Beyaz Saray gibi algıyı gerçeğin önüne yönetmeye özel enerji harcayan bir oluşum.
Obama’nın beysbol sopasını tutarken yapmaya çalıştığı imaj çalışmasının başka bir çeşidini Papa Türkiye’ye geldiğinde ucuz bir arabaya binerek denemişti.
Modernize edilmiş, çağın enstrümanları ile resetlenmiş bir haçlı seferi ile uzun süredir karşı karşı karşıyayız ama bu sefer ki; Papa eli ile, nükleer başlıklı psikolojik bir füze denemesi.
Elbette bunu da aşacağız ama Papa’nın soykırım açıklamalarından sonra Avrupa basını ile bizim medyanın bir kısmında çıkan yazıların aynı olması, Papa’lık ve Türkiye içindeki ihanet guruplarının senkronize çalıştığını gösteriyor.
Kısa süre önce bir gazetede, “Papa Francis’in çark etmesinin nedeni, Diaspora’nın Vatikan Bankası’na 25 milyar dolar yatırılmasıdır” haberi vardı.
Doğru olma ihtimali yüksek çünkü Papa’lık yüz yıllardır ticari bir şirket özelliklerini fazlası ile taşıyor.
Dünya’daki büyük ticari markaların hamisi, Vatikan değil mi?
Papa’nın son çıkışı, Müslümanlık dışındaki dinlerin eriyişini gözden uzak tutmak olduğu kadar, Avrupa’nın büyük sermayesine de, selam çakmak içindi…
Bu sefer gerçekten çok sırıttı!
Talat Atilla/Güneş