Geçen haftaki ATATÜRK BEŞİKTAŞLI başlıklı yazım okuyucularımdan çok büyük ilgi gördü.. TÜRKTİME’da onbinlerce kişi tarafından okundu. Bazı arkadaşlar bana, eski yazılarımdan birçok hatırlatmalar yaptılar. Bu arada şu satırlarımı hatırlatanlar oldu:
‘‘1914 ile 1920 yılları arasında Akaretler Spor Caddesi'nde Beşiktaş Kulübü'ne komşu olan Mustafa Kemal Atatürk, görevleri icabı sık sık İstanbul dışına çıktığı günlerde, birlikte oturduğu annesini Siyah-Beyazlı sporcu ve idarecilere emanet etmiştir, böylece gözü arkada kalmamıştır...’’
Şimdi, bu yazımın çıktığı geçtiğimiz yedi gün içinde, maç programı yönünden çok güzel günler yaşadık.. Trabzon, evindeki maçta Antalyaspor’la berabere bile kalsa şampiyon olacaktı.. 2-1 galip durumdayken, 79. Dakikada yediği golle maçı 2-2 tamamladı.. Ve sonuçta şampiyonluğunu ilan edip Trabzonlulara harika bir sevinç yaşattı.. Gösteriler, turlar.. Şampiyonluk bayramı.. Adeta Bordo mavi bir çılgınlık yaşandı..
Beşiktaş da deplasmanda Kayserispor’u 3-2 mağlup ederek puan cetvelindeki yerini 6. sıraya yükseltti.
Beni tanıyanlar iyi bilirler.. Ben tam bir Beşiktaşlıyım..
Spor Yazarlığı yaptığım 1950’ı yıllarda, o zamanlardaki Beşiktaşlı Babalarımız Hakkı Yeten ve Süleyman Seba aram çok iyi idi. Beni onlar Kulübe üye yapmışlardı.
Hakkı Yeten’in o sırada Sirkeci’de bir yazıhanesi vardı..
Hemen her gün evimden gazetem Yeni Sabah’a giderken Sirkeci’de trenden iner, Hakkı Yeten’e uğrar, ondan son haberleri alıp gazeteye gider ve yazardım. O da beni çok severdi..
Ne..? “Şimdi sevmesin” mi dediniz..
Çok sağolun..
Başkanımız Hakkı Yeten’le Sirkecideki yazıhanesinde görüşmekteyim..
Sonraki Başkanlardan Süleyman Seba ile de aram çok iyi idi.. En çok, o dönemdeki spor yazarı arkadaşım Orhan Vedat Sevinçli ile birlikte, Süleyman Seba Babanın yanına giderdik.. Röportajlar yapardık..