Sivas deplasmanından 3-2’lik galibiyetle dönen ve puanını 44’e çıkaran Beşiktaş’ın yükselişi devam ediyor. Taraftarının yüzünü güldürüyor. Beşiktaş şu anda F. Bahçenin de üzerine çıkmış durumda.. Eğer F. Bahçe bugün Kasımpaşa’yı yenerse yine Beşiktaş’ı altına indirecek.. Anadolu takımlarının başarıları da devam ediyor, Hatay ve Alanya 5’er gol atarak bizleri gole doyurdular. G Saray, kendi sahasında Çaykur Rize’yi 4-2 mağlup etti. Bunları böylece özetledikten sonra, geleyim bugünkü TÜRKTİME yazıma..
Değerli şairimiz Arif Şirin’in 3. ölüm yılı münasebetiyle yazdığım 20 Şubat tarihli yazım, okuyucularımdan çok büyük ilgi gördü.. Şu anda 28 bin yakın okuyucum tarafından okunmuş durumda.. Yazı konum olan Ozan’ın bana imzalayıp hediye ettiği Bir Devrin Destanı isimli kitap hakkında pek çok sorular ve onaylayıcı anlamında ifadeler aldım..
Mesela Türkiye’de, gazetecilik mesleğimizin bir numarası olan, değerli dostum RAHMİ TURAN da bu konuda şöyle dedi::
“Sevgili YALÇIN,
Ozan Arif'i ben de çok severdim... Düşüncelerini, fikirlerini, şiirlerini hep beğenirdim.
Onu erken kaybettik, diye düşünüyorum... Yıllar çabuk geçiyor. 13 Şubat 2019'da ölmüştü. Aradan 3 yıl geçti... Zaman çok hızlı akıyor... Allah rahmet eylesin...
Ozan Arif’in sana imzalayıp verdiği "Bir Devrin Destanı" kitabı değerli bir hatıradır...
Sevgiler selamlar... RAHMİ.”
Büyük yazar Rahmi Turan böyle yazınca, bu hafta da Ozan Arif konusuna devam etmek istedim..
İşte Ozan’ın fikir ve düşüncelerine ışık tutan, söz konusu kitaptaki Önsözü ve şiirlerinden mısralar:
ÖNSÖZ..
“Şairleri haykırmayan bir millet, sevenleri toprak olmuş öksüz çocuk gibidir..”
… Yukarıdaki mısrada ÖNSÖZ olarak okuduğunuz o yiğit ifadeyi, kendinden sonraki Türk şairlerine, Türk ozanlarına, -adeta kulağa takılacak küpe gibi miras bırakarak toprak olan Mehmet Emin Yurdakul’a Allahtan rahmet diliyorum..”
ARKA KAPAKTAN MISRALAR:
Tevellüt kırk dokuz (doğumum 1949), adım ARİF’tir, mısraı ile başlayan arka kapak dörtlükleri şöyle:
Tevellüt kırk dokuz adım ARİF’tir
Soyadım kütükte ŞİRİN bilinir
GİRESUN, ALUCRA, HAPU köyünden, “Ey Yurdakul, tembihin aklımdan gitmeyecek,
Bu milletin seveni bitmedi, bitmeyecek..”
Selam olsun, Türk-İslam davası için zindanlarda yatan Ülkü Yiğitlerine..
Selam osun, Vatanımın ha ekmeğini yemişim, ha uğrunda bir kurşun.. diye toprağa düşmüş ülkü şehitlerine..
Ozan Arif’in kitabı, bu gibi güzel şiirlerle doludur.
Kitabın arka kapağında da yukarıda gördüğünüz güzel mısralar yer alır:
Soyumu, sopumu sorun bilinir.
OZAN diye tanır, tanıyan beni,
Gönlümde yaşatmam garezi, kini,
Velakin memleket, millet haini
Olanlarla aram serin bilinir.
Siz sakın sanmayın el vurdu bana:
Öpmeye kalktığım el vurdu bana,
Bülbül idim, bülbül gibi vurdu bana
O yüzden dertlerim derin bilinir.
Hakkımda istenen ceza çok benim,
İpe de çekseler korkum yok benim.
Allaha çok şükür, alnım ak benim,
Bekleyin.. Sabredin.. Durun bilinir.
Ben ARİF’im Baba bildim Devleti,
Benim işim uyandırmak milleti,
Söylediğim bu destanın kıymeti,
Bugün bilinmezse yarın bilinir.
FİGAN
Ben bu vatan, ben bu yurdum, hemşerim,
Gözlerimden kan akmaya başladı,
Sebep sorma, yara bere her yerim,
Dizlerimden kan akmaya başladı..
Hasret kaldım, sevgi dolu çağlara,
Gül yetişen, bülbül öten bağlara,
Kar yerine kin yağınca dağlara,
Bozkırımdan kan akmaya başladı.
……
Bak hemşerim! Arif der ki yürekten,
Ben vatanım dağdan, taştan, ırmaktan,
Seni böyle hep gaflette görmekten,
Gözlerimden kan akmaya başladı