Aşık olduğu adamla evlenmeyi hayattaki mutluluk perdesiyle örtülen bir final zanneden kız arkadaşım, “ Kocam benimle hiç ilgilenmiyor, saçımı okşamayı, güler yüz göstermeyi çok görüyor” diyerek annesinin evine döndü geçtiğimiz günlerde.
Mutlu mu, hayır. Eşine dönünce mutlu olacak mı, hayır? Hep yarım olacak hayatta. Çünkü eşi bencilliğine devam edecek, her başarısıyla ince ince alay edecek.
Tatillerde yanyana uzanacaklar şezlonglarına, ellerinden düşmeyen telefonlarla.
Akşam yemeklerinde aynı masada aynı yemeği yiyecekler sırf ses olsun diye ortaya atılan gündelik, buz gibi konuşmalarla. Sahilde yürüyecekler birlikte, ayrı düşüncelerle sessizce.
Kadın koluna girmek isteyecek eşinin, adam, “Yürümek zor oluyor öyle” diyecek.
Çarşafla boğacak hıçkırıklarını gece kadın, en derin uykusunda kabusuyken kahraman sandığı adamın.
“Yaşanmıyor böyle” diyecek bazen… Dönsem yarım, kalsam yarım …
Oysa cevap öyle yalın ki … “Tamamlanmak için sana sadece seni seven bir sen lazım.”
Sevgi, dilenmekle de, dillenmekle de yeşermez biliyorsunuz.
Katiline aşık bir insana, “Hadi yaşa! ” diyorsunuz.
Şimdi;
Sağdaki “elalem ne der?” duvarını indirin, soldaki “Yalnız nasıl başa çıkacağım?” korkunuzu sindirin. Geçmiş yaşam çapalarınıza sırtınızı dönüp, “Doğru mu yapıyorum,bende de suç vardır” kapısını düşünmeden kapatıp, ilerleyin.
Sevgiyi merak etmeyin. Gelip sizi bulacaktır.
İlerde, yol ayrımında, tertemiz bir bakışla.
Hem de hakettiğiniz bir aşkla …