Kadın demek zaten emektir. Çalışanı da çalışmayanı da, doğuranı da doğurmayanı da varoluşundan itibaren çilekeştir.
Sabahtan akşama kadar evde çalışan kadın emekçi değil mi şimdi?
Çocuk sahibi olmak istemeyen ,yüreğine değen biri olmadığından anne olamayan bir kadın, kadın değil mi ya da?
………………………………………………………
Bize çocukluktan itibaren kadınlığın anayasasını direttiler.
“Edepli oturun, hanım hanım konuşun,erkeklere güvenilmez,akıllı olun.
Biz de kurallara uymaya gayret ettik.
Sonra ne oldu biliyor munuz? Herşeyden korkar olduk.
Evlenmekten,boşanmaktan,hamile kalmaktan,kalamamaktan,işe girmekten,işten çıkmaktan hatta özgür olmaktan.
Sus pus oturduk.
Sonunda;
Şort giyenler tekmelendi, tek taraflı istenmeyen gebelikler sona erdi.
Ahlakı kurtardınız gerçi!
Zira tüm ahlaksızlıkları biz kadın başımıza yaptık.
Tahrik ettik,baştan çıkardık.
Ne emeğimiz olacak,;evi sil süpür, iki kap yemek, evli değilseniz sevdiğinizi beklemek …
Siz erkekler, gece araba kullanırken saçınızı bir şapkayla saklama zorunluluğu hissettiniz mi? Biz hissettik. Bence de ahlaklı kadınlar çıkmamalı dışarı. Hastası varsa ölsün mesela,çocuğunu havaalanından almasın,kızcağız taksiye atlayıp gelsin mesela.
Bugün ellerimizde karanfil,yarın katledilirsek mezarımızda.
Kadın, sevgi demek her hücrede ilmek ilmek, kadın demek doğumdan ölüme emek demek.
Canım kadın,korkma. İçinde kalan ne varsa işte tam da bugün yapmaya başla
Ursula K. Le Guin’in dediği gibi;
Daha çok kızkardeşimin yükseklere kanat çırpmasını istiyorum zira özgürlük hiçbir zaman kadınların kolay kolay elde edebileceği bir şey olmadı.
Kadınlar günümüz kutlu olsun.