İstiklal…
Darbe teşebbüssü, paralel yapı ve arkasındaki ABD devleti aracılığı ile denendiği açık.
Aksini iddia etmek cahillikle bile izah edilemez, aksini iddia edenler darbe yancılığı yapıyorlar.
Şunu net bir bilgi olarak sunduktan sonra sohbetimize devam edelim.
Bu cani kalkışmanın talimatını verenler ve arkasındaki güçlerin bilgisi ve belgesi sağlam.
Belge ve bilgide sıkıntı yok.
Devlet Başkanı’na suikast, TBMM’ye bomba, halka kurşun sıkanların arkasında net olarak ABD yönetiminin etkin bir kanadı var.
Geldikleri gibi gidecekler!
Tehlike geçti mi?
Hayır.
Kalkışma en az birincisi kadar tehlikeli bir seyir halinde.
Uyuyan ve henüz denetlenemeyen hücrelerin varlığı teyakkuzda olmayı zorunlu kılıyor.
Detaylara daha sonra gireriz ama an itibari ile herkesin teyakkuzda olması gereken günlerin içinden geçiyoruz.
Neredeyse tüm siyasi partilerin tek vücut hareket ettiği bir dönemde, gezideki sanatçı, yazar-çizer takımının darbeye karşı ortaya çıkmamaları, darbeye nasıl baktıklarını açıkça ortaya çıkarıyor.
Solcu olmakla hain olmak arasındaki fark, Deniz Gezmiş’tir.
ABD filosunu yiğitçe denize döken Denizlerin torunlarının bir bölümünün darbe yancılığı yapması, ilerde aynaya bakmaya utanacakları bir mazi bırakacaktır onlara…
Şunu demenin zamanı değil:
İktidar partisi bunları hak etti, bunlar paralel yapıyı büyüttü, tahammülsüz bir iktidar var… Vs. Vs.
Ben bazı konularda sizden daha ileri kelimelerde kullanırım.
Evet, haklısınız.
Bazı konularda iktidar partisinin yatacak yeri yok!
Ama zaman şu zaman değil.
Ulusal kurtuluş liderimiz Atatürk’ün başlattığı istiklal savaşı devam ediyor.
Ne demişti;
Ya istiklal, ya ölüm!