Bilenler ve oynayanlar bilir. Çocukluğumuzda hepimizin oynadığı harika bir oyun vardı. Adı Saklambaç. İşte oyunun müthiş heyecanı ve sihirli cümlesi şuydu “Elma dersem çık Armut dersem çıkma.” Şimdi merak ettiğinizi ve kendi kendinize bu oyunun bugünkü yazı ile ne alakası var diye dediğinizi duyar gibi oldum. Aslın da oyunun sihirli cümlesi oyunda nasıl bir önem arz ediyorsa bugün yaşanan UKRAYNA ve RUSYA arasındaki savaşın geldiği nokta itibari ile gerek NATO/ABD/AB/BM/ALMANYA/FRANSA/VATİKAN/İNGİLTERE’nin bu savaş karşısındaki tutumları ve tarafgirlikleri açısından bakacak olursak o kadar birbirine uzak değil. Meselenin taraf noktalarına bakalım kim Elma kim Armut pozisyonuna sokuluyor. Kimler konu Elmaların kendi aralarında savaş olunca tarafını seçip Elmaları koruyor? Ve kimler Elmalar tarafından, adil olmayan adi bir savaş ile Armutlar zulme ve soykırıma uğradığı vakit dilsiz şeytan kesilip sessizliğe bürünüp kafalarını kuma gömüyor. Konuyu biraz açalım savaşın biraz gerisine gidelim. Dünya kendi ekseninde hızla dönerken dünyada ise değişmekte olan dengeler devletleri birbirine karşı karşıya savaşlara sürüklüyor. Herkes kendi topraklarını halkını korumak refleksleriyle hareket etmek zorunda. Keşke dünyada barış ve huzur egemen olsa ama değil ve olmuyor da. Dünyada adice çıkarılan her savaş ve zulmün altında parmağı olan ABD, kalkmış RUSYA’NIN UKRAYNA’YI işgal edecek çığırtkanlığı ile son aylarda iki tarafı kurduğu tuzakla savaşa zorladı. PUTİN ve ZELENSKİY bu tuzağa düştü. Ve şimdi iki tarafta birbirleriyle ölümüne savaşıyor. Bugün yaşanan bu savaşta bizim ilk işittiğimiz ABD Başkanı JOE BIDEN’IN ilk cümleleri şu oldu. RUSYA uluslararası hukuka uygun olmayan bir şekilde UKRAYNA’ya saldırdı ve işgale yelteniyor. Ve UKRAYNA’yı işgal edecek. İyi de adama sormazlar mı arkadaş senin IRAK’I işgal etmen, SURİYE’YE ve AFGANİSTAN’A girmen, PAKİSTAN ve LİBYA topraklarında askeri operasyonlar yapman, YUNANİSTAN üzerinden DEDEAĞAÇA onca asker ve zırhlı birlikler sokup askeri üst kurup TÜRKİYE’Yİ çevrelemen, işgalci SİYONİST terör örgütü İSRAİL’İN, KUDÜS şehrini FİLİSTİN ve GAZZEYİ işgaline fiilen her türlü desteği vermen, JAPONYA’NIN HİROŞİMA VE NAGAZAKİ şehirlerine atom bombası atman, VİETNAM’I işgale kalkman, hiçbir kara ve su sınırın olmayan Doğu Akdeniz’de YUNANİSTAN ve KIBRIS RUM kesiminden yana taraf olmaya çalışman, ROMANYA ve BULGARİSTAN’A Karadenize rahatça girmek için askeri üstler kurman ve bu tüm yaptıklarında NATO ve BM ‘Yİ kılıf olarak kullanman, bu söylem ve kılıflar ile dün o ülkeler ve coğrafyalarda yaptığın soykırımlar ve zalimliklere bakacak olursak o savunduğun ağzına pelesenk ettiğin, uğruna dünyayı ateşe sürüklemek için bir silah gibi kullandığın “ULUSRARASI HUKUK” kavramına ne kadar uygundu? Yani ABD olarak senin yapmış olduğun soykırımlar ve zalimlikler “ULUSLARARASI HUKUKA” ne kadar uygunsa RUSYA’NIN ki de o kadar uygun. Peki ABD ve RUSYA’NIN bu yaptıkları bizce (bence) doğrumu? Elbette ki hayır. Doğru değil ve yanlıştır. Gelelim zurnanın zırt dediği noktaya yani Elma ve Armut meselesine. 5 gündür süren savaş GÜRCİSTAN/RUSYA savaşı gibi çabuk bitecek ya da zorla “BİTİRTİLECEK.” Neden? Çünkü savaşan iki tarafta Hristiyan ve geçmişten kardeşlik bağları var. Şimdi Elma ve Armut konusuna açıklık getireyim burada niyetim iki kesime de meyveler üzerinden hakaret değil, aksine konu iyi anlaşılsın diye yaptığım bir örneklemedir. Burada Elma olan taraf HRİSTİYAN kesim, Armut olan kesim ise MÜSLÜMAN kesimdir. Anlaşıldıysam o vakit kaldığım yerden devam edeyim. Bu savaşta hiç değişmeyen öyle bir gerçek var ki o da şudur. Şu an da tüm dünya ayağa kalkmış RUSYA/UKRAYNA savaşı bitsin istiyor ve bu savaş bitsin diye olağan üstü çaba sarf ediyor buna NATO/BM/AB başta olmak üzere diğer Hristiyan devletler olarak. Hatta tüm AB ülkeleri UKRAYNA halkını bırak bir mülteci gibi görmeyi sanki öz vatandaşlarıymış gibi gelen her bir UKRAYNA’LI için tüm sınır kapılarını “KOŞULSUZ” olmak kaydıyla 3 yıl boyunca kendi toprakları yani AB sınırları içinde yaşayabileceklerini deklare ettiler. Hatta POLONYA daha da ileri giderek acilen şartsız şurtsuz UKRAYNA, AB üyesi yapılmalı dedi. Yani her türlü seçenekleri masada tutuyor ve değerlendiriyorlar. Yani bu işin “ELMA” tarafı. Hepsi hep birlikte Elma diyerek ortaya çıktı. İyi de orta doğu ve Afrika kıtasında yer altı ve üstü tüm zenginliklerini sömürmek için zulüm ve soykırım yaptığınız mazlum millet ve MÜSLÜMAN olanlar için neden kılınız kıpırdamıyor? Neden hala SURİYE, AFGANİSTAN, ERİTRE, SOMALİ, SUDAN, PAKİSTAN, MALİ, GİNE, NİJER, KAMERUN, ARAKAN, gibi benzer halklar sizlerin karasularına ve sınır kapılarınıza ne otobüs ne uçak ne de yürüyerek ulaşamıyor? Veya tekneyle, botlarla karasularınıza dahi yaklaşamadan onlara zarar vererek onları okyanuslarda ve kıyılarınızda sınır kapılarınızda ateş ederek veya soğukta kıyafetlerini paralarını çalarak donarak ölmeleri için ölümlere terk ediyorsunuz ve ettiniz? Sizden olmadıkları, sizinle aynı inancı taşımadıkları için mi? Daha açık sorayım Müslüman oldukları için mi? Ölen Armut olunca NATO/AB/BM/ABD gibi Elmalar neden dilsiz şeytanı oynuyor? Dün çocukluğumuzda masumca oynadığımız Elma dersem çık, Armut dersem çıkma cümleli saklambaç, bugün Elma dersem çık, Armut dersem çıkma yerine “HRİSTİYAN DERSEM ÇIK MÜSLÜMAN DERSEM ÇIKMA” diyerek NATO/AB/BM ABD tarafından masumluğundan çıkarılıp adice, kalleşçe, alçakça ve haince “İNSAN ve İNANÇ” ayrımı yapılarak oynanıyor. Hep birlikte tıpkı GÜRCİSTAN örneğin de olduğu gibi bu savaşı da birkaç güne bitireceklerine şahitlik edeceğiz. Lakin bize düşen bu haçlı ve Hristiyan kardeşliğinden iyi dersler çıkarıp İSLAM alemi ve mazlum milletler olarak, aramızdaki itilafları bir kenara bırakıp birbirimize sıkı sıkıya kenetlenmek ve birlikte hareket etmek olacaktır. Acilen Avrupa Birliği (AB) yerine, sınırları aralarında çelik tel ve duvar olmayan “Müslüman ve Mazlum Milletler Birliği (MMB)” 5 daimî üyeli Birleşmiş Milletler yerine, herkesin dönem başkanı olduğu daimî üye statüsü olmayan, “Birleşmiş Müslüman ve Mazlum Milletler Birliği (BMMB)” kurulmalıdır. Tek çözüm bundadır...
NOT... 28 ŞUBAT için bir şeyler yazacaktım lakin bize yapılan zulüm olan 28 ŞUBAT maalesef CHP ve KILIÇDAROĞLU tarafından elimizden çalınarak sanki o gün vesayetçi sözde askerlerden kendileri zulüm görmüş gibi sahiplenildi. Buna dün o vesayetçilerin piyonları ile sözde rahmetli ERBAKAN hocamızı anma günü diyerek kutlama yapıp teşne olan Saadet partililer huzuru mahşerde cellatlarıyla ERBAKAN hocamızın yüzüne nasıl bakacaklar çok merak ediyorum. Alın 28 ŞUBAT’TA sizin olsun. Sıkıntı yok. Siz Saadet Partililer CHP ile ortaklaşa gireceğiniz 2023 seçimlerinde onlarla birlikte kaybettiğinizde, sizi nasıl tekrar aşağılayacak bu güruh onu da rabbim bize dünya gözüyle o gün göstersin İNŞA’ALLAH. Cennet Mekân ERBAKAN hocamızdan, biz razıydık RABB’İM DE razı olsun İNŞA’ALLAH.