Bugünleri anlamak için aslında olayların ve Türkiye tarihindeki siyasi hesaplaşmaların evveline bakmak şarttır. Neden mi? Çünkü işin sırları da gizemi de oralarda saklıdır. Büyük Hakan Sultan Halife Abdülhamit Hanın Osmanlı İmparatorluğu, Cumhuriyete dönüştürülürken içerdeki işbirlikçi hainlere verilen görev günümüzle de aynıdır. Susacaksınız, karışmayacaksınız, biz ne diyorsak ne emir veriyorsak onu eksiksiz amasız fakatsız yerine getireceksiniz ve biz size ne lütufta bulunuyorsak onunla idare edeceksiniz. Onların bu emir ve talimatları içimizdeki işbirlikçileri açısından dün olduğu gibi bugünde aynıdır ve hala günceldir. İşte "2009 ONE MINUTE" depreminden sonra anlaşıldığı gibi bu küresel çetelerin arı kovanına çomak sokan Tayyip Erdoğan onların hasta adam dedikleri Osmanlının genç evladı Türkiye'nin de aynı şekilde onlara hizmet edeceğini sandıkları büyük rüyalarını bozması onların açısından alarm zillerinin çalmasına ve onların içimizdeki uyuyan veya ayık tüm kliklerinin kanlarının bitlenmesine sebep olmuştur. Erdoğan'ın çıktığı her platformda "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR" diyerek tüm mazlum milletlerin artık yalnız olmadığını ve yeni Türkiye'nin hepsine ağabeylik yapacağını ve seslerini haykıracağını ve hesap soracağını ilan etmesi ve bu çete devletlerin tüm uluslararası planlarını bozması belli ki ağır semptomlara neden olmuştur bu haydutlar açısından. İşte tamda bu yüzden 20 yıldır kapatma davalarıyla, yanına sızdırdıkları sözde yol ve dava adamı görüntülü hainleriyle, muhalefet parti ve liderleri görünümlü işbirlikçileriyle, yapılan darbe denemesi Gezi ihaneti ve 15 Temmuz darbe girişimleriyle bir türlü yıkamadıkları Erdoğan'ı bu sefer ekonomi üzerinden yıkma gayretlerine tanık olduğumuz günlerden geçiyoruz. oysa Erdoğan "DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR" demeseydi Afrika kıtasına girmeseydi, Doğu Akdeniz/Karadeniz de enerji arama faaliyetlerinde bulunmasaydı, Filistin için sesini yükselmeseydi, Libya ya katara Suriye'ye asker sokmasaydı, silah sanayine girmese, İHA/SİHA/TİHA/AKINCI gibi hava unsurlarının üretimini yaptırmasaydı, Karabağ'ın geri alınmasını sağlamasaydı, ülkede Ak kuyu gibi nükleer enerji santrali yaptırmasa, S400 füzelerini almasa Rusya'ya bu kadar yaklaşmasaydı, ırak ve Musul/Kerkük bizimdir adımları ve sesleri çıkarmasaydı kanal İstanbul'u yapacağım demeseydi, en önemlisi de ALLAH'IN açık emri FAİZE savaş açmasaydı işte bugün DOLAR yükselmeyecek ZAMLAR olmayacak onların tabiriyle her şey güllük gülistanlık olacak kurulu ve yerleşik düzenleri bozulmayacak ve çıkarları 100 yıllarca devam edecekti onlar ve içimizdeki işbirlikçileri için. Hani şu TÜİK baskınının Köfteden kahramanı Kemal KILIÇDAROĞLU ve tiyatroların usta oyuncu Meral AKŞENER'İN bu saldırganlık hallerinin sebebi onların varlığı olan sahiplerinin onların boynundaki ilmiklerini biraz daha fazla sıkmalarından kaynaklıdır. İki muhalif lider de biliyor ki Haziran 2023 seçimleri onlar için ve siyasi gelecekleri son duraktır. Bu millet bugün bunların yaptıkları her ihaneti, her kurum baskınını, şehit bacılarına edilen küfürleri, millete yavşak demelerini, oynadıkları her tiyatroyu, FETÖ iltisaklı hallerini ve terör örgütü sevicilik ve işbirlikçiliklerini tek tek not ediyor, hesap günü sandıkta bu yaptıklarını onların yüzlerine büyük bir öfkeyle OY olarak vuracaklarını da çok iyi biliyorlar. İşte bugün o yüzlerine çarpılacak sandık tokadının yaşanmaması için muhalefet ve liderleri olarak siyasi hayatlarının son demlerinde tüm umutlarını Erdoğan'ı belki bu sefer o makamdan indirir ve onun kurduğu milli düzeni yıkar yine eski vesayetçi yerleşik düzene döneriz hayalleriyle son bir umut tam kapasiteyle 7/24 esasına göre çalışmaktalar. Onun için her gün anlaşmalı organize ve sistematik yapılan fahiş fiyat zamları, kur ve dolar/faiz saldırıları, hızla artmakta bunun üzerinden de iktidara hesapsızca saldırı dozunu artırmaktalar. Esas mesele ne dolar ne faiz ne de fahiş fiyattır. Asıl mesele "dünya beşten büyüktür" diyen Tayyip Erdoğan ve onun savaş açtığı kurulu yerleşik düzenleri ve bu düzenlerinin devam etmesi nefes almasıdır. Tüm dertleri tam da budur. Bilsinler ki Türkiye'nin yükselmesini büyümesini sınırlarını aşmasını bir cihan İmparatorluğu olmasını tüm kıtalara yeniden hüküm salmasını ne kur ve dolar baskısı ne fahiş fiyat zamları ne de faiz silahlarıyla durmayı asla başaramayacaklar.
Kılıç kınından ok yaydan çıktı bir kere, ne kınından çıkan kılıç kınına girecek, ne de yaydan çıkan ok geriye dönecektir...