Gökçek’in bir bildiği mi var?
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ağzından duyulmasa da, Cumhurbaşkanı adayı olmak istediği söylentileri çok yaygın.
Hatta, söylentiyi de aşan, somut olgularla beslenen bir realite.
Erdoğan’ın Başbakan olarak kalmasını isteyen birkaç kişiden birisi, Melih Gökçek.
Daha doğrusu, bu isteğini kamuoyu ile paylaşan az sayıdaki siyasetçilerin başında geliyor.
Üstelik, “Partinin selameti için Başbakanımız bir dönem daha kalmalı.” sözünü, her fırsatta tekrarlıyor.
Melih Beyin sözlerinden anlaşılan, Erdoğan’ın başında olmadığı bir Ak Parti’nin, oy kaybedebileceğinin altının çizilmesi.
Gökçek, kulislere hakim ve tecrübeli bir siyasetçidir ama söylediği kelimelerin bir bilgi mi, temenni mi olduğu henüz net değil.
Şayet bilgi ise, şimdiye kadar bildiklerimizin tam tersi.
Temenni ise, Erdoğan, Gökçek’in bu temennisinden etkilenir mi?
Gökçek elbette siyasi kıdem ve geçmişi açısından, Erdoğan’a nazı geçecek az sayıdaki isimden birisidir ama Erdoğan karar verdiyse, dönüşü olmayacağını düşünüyorum.
Ve sanki yüzde 99 Cumhurbaşkanı adayı!
PKK bunalımda!
Dün, Ankara’da, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün önderliğinde gerçekleşen, Başbakan yardımcısı Bülent Arınç ve Tarım Bakanı Mehdi Eker’in de katıldığı,“Kürtçe habercilikte sorunlar ve çözüm çalıştayı” toplantısına katıldım.
Türkiye'de farklı dil ve lehçelerde yayın yapmanın zorlukları, Kürtçe habercilikte dil sorunları, Osmanlı'dan günümüze Kürt medyası ve haberciliği, Türkiye dışındaki ülkelerdeki Kürtçe habercilik ve Kürt medyası, Kürtçe'de farklı alfabe ve lehçeler kullanılmasına bağlı olarak ortaya çıkan sorunlar gibi konular ele alındı.
Ulusal bütünlüğümüzü bozmayan, bu topraklara ait her değerin, diğerini ötelememesi şartıyla yeşermesinden mutlu oluruz.
Türkiye Cumhuriyeti, risk alarak, televizyonundan okuluna, yaşam standartlarından dil sorununa kadar, Kürt kardeşlerimizin sorun olarak kabul ettikleri hangi konu varsa, onu çözmek için seferberlik ilan ettiler.
Hareket alanı daralan PKK, tek gücü olan korkutma silahını kınından yine çıkararak, yol kesmeye, çocukları dağa kaçırmaya, bölge halkını yine taciz etmeye başladı.
Bölge halkı, çocukları dağa kaçırılan annelerin direnişini örnek alarak, sosyal bir direniş gösterirse, PKK’nın damarlarına akan kan kuruyacaktır.
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...