Harama bakma ihtarını, kişinin zihinsel uyarlamaları nasıl kodlanmışsa; öyle anlıyor...
Gelişim göstermemiş kişilikler de ise ilk yorumlama; cinsel arzularına yönelik duyumları olabiliyor...
Halbuki haram konusu daha çok çeşitlidir..Toplumsal kültür ve yozlaşma; insanın kendi kabiliyetlerini akılcıl yönde düşünmesine engel oluyor...
Ne haramdır ?
Fakirlik haramdır!
Hastalık haramdır!
Yaşlanmak haramdır!
Gözünü ve kalbini perdeleyen çevreye bağımlılık haramdır...
Gibi gibi...
Göz gördüğüne şahitlik etmekten kişi kendine gelemiyor...
O zaman da derim ki;
İnsan başıboş bırakılacağını mı sanıyor?
İzafiyeti kalpte olmayanın hayatı hayalde dolanır, madde halini alır ve hayatını kuşatır.Dolayısıyla kişi kesret boyutundaki nefsi; yani onu kuşatan madde alemi ile başbaşa kalır..
Hiç bir güç onu bu gafletten kurtaramaz. Çünkü kendisine yaptığı bu zulmün içeriğinin bile farkında değil...
Zirâ; takip edemediği fikirleri dünyasını kararttı!
Erdem sahibi olmak insanı yüceltir.
Karakterinizin yansımasıdır dürüstlüğünüz.
Güvenilir olmaktır adalet.
Alnınızda yazan kaderiniz namustur.
Doğruluktan ayrılmamak kalpleri birleştirir.
İnsan düşüncesini gördüğünde aynaya yansıyan yüzünü tanır.
Nuru göklere yükselir asilliğine tutunanların.
Sevgi ve saygı ile değerlenir insan.
Saflığı gönlünde olanın dünyası aydınlık olur..
İyilik insanın zırhıdır kem gözlerden korur. Sabır ise kalkanıdır zamana umutları taşır...
Her gün güneşi taşıdığı gibi, yıldızları ve yağmuru taşıdığı gibi...
Emrinize amade meleklerdir onlar!
Kendinizi bilmek ise kainatı önünüze serer. Seç, beğen, al hükmündedir...
İrade kaygının düşmanıdır... Ne kadar iradeniz güçlü ise o kadar hikmet sahibi olursunuz...
İnsan inancını yoklasın!
Hayatta ne söylerseniz söyleyin asla doğruluktan vazgeçmeyin! Rızkınız; kuşun kanadında dâhi olsa size ulaşır!
İçinizi ferah tutun...
Eğer ki; merhamet yüzüne yansımıyorsa kalbin taş kesilmiştir!
O zaman ihaneti bekle, zulmü bekle, belayı bekle...
Başına alev topları gibi taş yağmasını bekle!
Çünkü kalbindeki ne ise onunla haşrolursun dünyanda...
Bilinmezliğe duyulan yoğun arzu, senin inançlarını sorgulamanı tetikler...Ondandır kudretini açığa çıkaramaman...
Öyle bir ahlâk sahibi ol ki; hayran kalsın arzularından meydana gelen kurt, kuş, böcek, çiçekler ve dâhi melekler...
Öyle bir sabır sahibi ol ki; duyduğun ve duymadığın yerde toprak, hava, su dâhi dile gelsin...
Öyle bir kenDÎN ol ki; en yakınındaki eşim, dostum, kardeşim, evladım dediklerin dâhi seni tanıyamasın...
Öyle bir ferâset sahibi ol ki; bir bakışına muhtaç olsun, seni yere göğe sığdıramayanlar...
Öyle bir sıyrıl ki varlığından; hizaya girsin kutsadığın inançların...
Öyle bir onur ve şeref sahibi ol ki; sadece senin şahsına munhasır olsun, Allah'ın sırları...
Öyle bir kelâm sahibi ol ki; şifâ bulsun senin sevgin ve aşkın hürmetine doğanlar...
Ey asi yüreğine tevhidler ve şehâdetler sıraladığım!
Ey Huzurun hakkaniyeti...
Dünyanın ve içindekilerin büyüsü gözünüzü boyamasın...
Çünkü; o kadar çok yaşadınız ki; geceleri uyudunuz.
O kadar çok uyudunuz ki; yaşadıklarınızı rüyanızda gördünüz.
O kadar çok rüya gördünüz ki; uyuduğunuzu unuttunuz.
O kadar çok unuttunuz ki; kendinizi kaybettiniz.
Ya şimdi?
O kadar çok şimdilerde yaşadınız ki; zamanı durdurdunuz.
O kadar az zaman var ki artık; zaman yok!
Günün Esra Süntar sözü:
Hiç hayal kurmamaktan olsa gerek başkalarının hayalini yaşıyor olabilirsiniz.