Çağın vebası: IRKÇILIK
Irkçı, İnsan ırklarının renk ve fiziki şekil esas alınarak birbirlerinden üstünlüğünü temel alan Irkçılık felsefesini benimsemiş kişilere verilen addır.
Irkçı insanların göstermiş olduğu bu tutuma ise "ırkçılık" adı verilmektedir.
Irkçılığın temel nedeni, bir ırkın diğer ırktan üstün olduğuna inanılmasıdır.
Irkçılık, ilk bakışta milliyetçilik olgusunu çağrıştırsa da, asıl dayandığı omurga, etnik merkeziyetçiliktir.
Bana göre milliyetçilik kavramının oturduğu merkez, “Milli olmak”la izah edilebilir.
Daha doğrusu öyle olmalı.
Nereden geldik bu konuya derseniz, elbette reşit olmayan zencileri sırf renklerinden dolayı kurşuna dizen ABD zihniyeti yüzünden…
ABD’nin Cleveland kentinde 12 yaşındaki zenci, ikaz dahi edilmeden kurşunla öldürüldü.
ABD’nin, ırkçılık güdüsüne teslim olduğu, 12 yaşındaki çocuğu ihbar eden vatandaş ile polis arasındaki telefon konuşmasında belgelendi.
Vatandaş, 12 yaşındaki çocuğun elindeki silahın oyuncak olabileceğini söylerken, polisin üzerinde durduğu nokta bambaşka;
-Çocuk zenci mi?
Polis, bu soruyu 4 kez sorduktan sonra, aldığı evet yanıtı ile harekete geçiyor ve 12 yaşındaki çocuğu kurşun yağmuruna tutarak öldürüyor.
Dünya’daki insan hakları ve ırkçılık ihlallerinde bağımsız ülkelere nota veren ABD, belki de ilk kez bu kadar suçüstü yayınlandı.
BDP’nin, çözüm süreci ile ilgili 3. Göz olsun dediği ABD işte bu…
Ya Türkiye?
Eline Kaleşnikof alan, Molotof atanlara bile sıra dışı sabır gösteren Türkiye bir tarafta, oyuncak silahı gerekçe göstererek 12 yaşındaki çocuğu kurşuna dizen ABD bir tarafta…
Türkiye, kurumsal olarak hiçbir dönem ırkçı olmadı ama Türkiye’yi bölmek isteyen iç ve dış unsurların ana omurgaları her zaman ırkçılık oldu.
Şunu tekrarlayalım;
Irkçılık ne kadar büyük bir akıl hastalığı ise, bölücülük de o denli patolojik bir rahatsızlıktır.
Talat Atilla/Güneş