Beyin kalpten ayrılır mı?
Nişantaşı merkezli entel sol kesimin yeni gözdesinin HDP olduğu malum.
Peki, bu çevre başka partide olmayan hangi farklı özelliği HDP’de bulmuş olabilir acaba?
Demokratlık mı?
Arkasında silahlı PKK’nın olduğu bir yapıya demokrat denilebiliyorsa, şimdiye kadar yazılmış tüm demokrasi kitaplarını tek kibritle yakmamız gerekmez mi?
Sol’culuk mu?
Irkçılık, sol’un yeni amentüsü olduysa, bir kibrit de sol’un ruhuna yakmayalım mı?
İnsan hakları mı?
İdeolojinin varlığından bile habersiz çocukları, sırf kendilerine benzemiyor diye kurşuna dizen anlayışla diz dize oturanlar mı insan hakkını temsil ediyor olabilir mi?
Yoksa eşitlik mi?
Elinde silahı dahi olmayan vatandaşlarımızı, eşinin yanında kurşuna dizenler mi?
Bilemediğimiz hangi değerler sol ve HDP’yi bir araya getirmiş olabilir?
Muhatabım, HDP’nin karar vericileridir.
Büyük dizaynı bilmeden HDP’ye oy verenlere saygılıyım.
Bu kardeşlerimize şunu söylemek isterim;
İnsanın yaşama hakkı, ırkçılık yapmaktan daha mı değerlidir?
Her nerede, hangi maske veya hangi sıfatla, Kürdü Türk’ten, Türkü Kürt’ten üstün tutan varsa, o bir haindir.
Bu toprakların çocuklarını birbirine düşüren ırkçı ve faşist zihniyet, adı ya da sıfatı ne olursa olsun fark etmez;
Irkçılık her nerede yeşeriyorsa, tam da orası insanlığa pusunun kurulduğu yer değil midir?
Sandığın içine silahın sokulduğu bir demokrasiyi alkışlamamızı isteyen zihniyeti, kendine gelmeye davet ediyorum.
Bu satırların yazarı hayatının tek karesinde, hiç kimseye, etnik ya da dini düşüncesinden dolayı ayrım yapmayan bir insandır.
Şayet yaptıysam;
Ezildiğini düşündüğüm kesimlere pozitif ayrımcılık yapmışımdır.
Hakkari bizim!
Şırnak bizim!
Kudüs bizim!
Türkiye bizim!
Kürt bizim!
Türk bizim!
Alevi bizim!
Sunni bizim!
Bizi lafın gelişi değil;
Tarih ve kalu bela şahittir ki;
Biz etle tırnak değil, beyin ve kalp gibiyiz.
Beyinsiz kalp, kalpsiz beyin yaşar mı hiç?
Talat Atilla/Güneş