Baykal, Aydın Doğan’ı iftarda uyardı!
CHP eski genel başkanı Deniz Baykal, birkaç gün önce İstanbul Beykoz’da onuruna verilen, 4-5 kişilik aile iftarına katıldı.
Konuklarını evinde ağırlayan eski CHP Parti Meclisi Üyesi Korkmaz Karaca’ydı.
Korkmaz Karaca, klasik bir CHP’li değildir.
Karaca’yı, tecrübesizliğinden dolayı, siyasetin doğasını bilmese de; doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen, gerektiğinde risk alabilen zeki bir insan diye tanımlayabiliriz.
Gelelim, ilginç konuşmaların yapıldığı iftar yemeğine.
Menü sağlamdı.
Mercimek çorbası…
Kuzu tandır…
Hünkar beğendi…
Pilav…
Tatlı tutkunu olan Deniz Baykal’ın kilo almasının önüne geçmek için, iftar menüsüne özellikle tatlı konulmadı.
İftar yemeğinin ilginç simalarından birisi de, Aydın Doğan’a yakınlığı ile bilinen eski ve halen kudretli olan bir bakandı.
Kallavi iftar sonrasında sodalar içilirken, Baykal, merak uyandıran bir soru sordu, “Cumhurbaşkanlığı seçimleri için, büyük bir anket şirketinin, henüz açıklanmayan, belki de açıklanmayacak sonuçlarını biliyor musunuz?”
Aydın Doğan’ın yakını olan eski bakan, kafasını, bilmiyorum anlamına gelen sağlı sollu bir şekilde sallayınca, Baykal, “Erdoğan yüzde 58, İhsanoğlu 33, Demirtaş 9 seviyesinde çıkıyor. Sürpriz mi? Hayır.”
Kısa sessizliği, CHP eski Parti Meclisi Üyesi Korkmaz Karaca’nın, “Bundan sonra ne olacak?” sorusu bozar.
Baykal, bu soruyu, eski bakana da dönerek yanıtlar, “Ne olacağı açık zaten. Bir meselenin, nasıl olduğunu ve neden olduğunu masaya yatırmadan, ne olacağını anlayamayız…”
Eski ama kudretini halen devam ettiren bakan, “Belki de Ekmeleddin Bey seçilecek!” der.
Baykal, gecenin finalini şu sözlerle yapar;
“Siyaset, realiteler üzerinden yapılır. Yalnızca siyaset değil, gazetecilik de öyle. Aydın (Doğan) Bey de süreci yeterince okuyamıyor. Örneğin, Taha Akyol ve Murat Yetkin, ölümüne Ekmeleddin Beye destek veriyor. Hatta, Aslı Aydıntaşbaş’da öyle. Aslı, başka gazetede ama Aydın Beyin ekibinden bir gazeteci. CHP siyaseti nasıl okuyamıyorsa, Aydın (Doğan) Bey de o derece süreci göremiyor. İhsanoğlu’na köstek olunsun anlamı çıkmasın sözlerimden ama realiten koptukça, hayattan da koparsınız…”
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...