Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
BDP'ye özel birim ve İRA arabulucusu!
Talat Atilla
YAZARLAR
19 Şubat 2013 Salı

BDP'ye özel birim ve İRA arabulucusu!

Başbakan Erdoğan’ın çözüm süreci, muhalefetin, Öcalan’la pazarlık olarak isimlendirdiği,  kamuoyunun ise İmralı süreci olarak hafızasına kazınmaya çalışılan görüşmeler ilginç bir seyir izliyor. Aldığım bilgilere göre hükümet; Öcalan, Barzani ve Kandil’le yürüttüğü temaslarda henüz somut karar alınabilecek düzeye gelmese de, ciddi ilerlemeler kaydetti. Ama şu da var; İktidar ısrarla bu süreçte BDP’ye mümkün olan en küçük rolü vermeye, hatta BDP’yi örtülü olarak dışlama stratejisini tercih ediyor. Daha net ifadeyle, hükümet, çözüm sürecinde Öcalan, Barzani ve Kandil’e güvendiği kadar BDP’ye güvenmiyor. Tam aksine, BDP’nin Kandil ve Barzani’yi yanlış bilgilendirerek süreci provoke edeceği endişesi taşıyor. İşte bu nedenle iktidar süreci tesadüflere bırakmamak için henüz kamuoyuna açıklamadığı özel bir birim kurdu. Bu birimin görevi, BDP’nin Kandil, Barzani ve bölge halkına vereceği yanlış bilgilerin önüne geçerek bu unsurları süreçle ilgili doğru bilgilendirmek…

Aldığım ilginç bir başka bilgi de, Kuzey İrlanda’nın Birleşik Krallık’tan bağımsızlığını savunan İRA görüşmelerinde arabuluculuk yapan J. Person isimli kişinin iki kez Ankara’ya gelmesi. Tesadüfe bakın ki, Person’ın, ‘arabulucu’ isimli bir de şirketi var!

Sonuç olarak bu sürecin başarılı olacağını sanmıyorum ama madem hükümet böyle bir yola çıktı, silahlı terör örgütü lideriyle görüşmeyi içine sindirirken, halkoyuyla seçilen bir iradeyi dışlamasını mantıklı bulmuyorum.


Revizyon listesini Gül daralttı

Kabine revizyonu başta gazeteciler olmak üzere kimseyi tatmin etmemiş ki, yerel seçimlerden önce ikinci bir revizyon daha olacağı konuşulmaya başlandı. Aslında buna mecburi revizyon da diyebiliriz. Çünkü, Erdoğan’ın Çankaya Köşkü’ne geniş bir revizyon listesiyle gittiğini öğrendim. Taner Yıldız ve Beşir Atalay gibi önemli isimlerin yer aldığı listeyi Erdoğan, Gül’le ilk hafta masaya yatırdı. Erdoğan’ın ısrarcı olduğu listeye Gül, dengeleri anlatarak karşılık verince ikili dört isim üzerinde uzlaştı. İçişleri Bakanlığı’na Erdoğan’ın getirmeyi planladığı isme de Gül’ün rezerv koyması sonucu Muammer Güler üzerinde anlaşıldı. Ahmet Sever&Yalçın Akdoğan üzerinden patlayan gerilimin tekrar etmesini istemeyen Erdoğan’ın Köşk listesini önceden Gül’le görüştüğü de edindiğim bilgiler arasında. Bütün AK Parti muhabirleri “Kabine Revizyonu” haberleri yapmış, Köşk’ün önüne canlı yayın araçları yığılmıştı. Ancak revizyon beklenen o hafta, anlattığım nedenle olmadı ve bir hafta sonra Köşk’te belirlenen o dört isim önceden aranarak söylendi ve revizyon gerçekleşti. Burada Erdoğan hep söylediği “kazan kazan” yöntemini kullandı. Bakanları önceden aradığı için listenin “Köşk’le beraber oluşturulduğu” algısına fırsat vermeyip otoritesini korudu. Gül ise önceden görüşülmüş olması sayesinde kabinedeki “yakınlarını” korumuş oldu. Gül ve Erdoğan böylece dışarıya yansımayan gerilimi kontrol altına alarak beraberce kazanmış oldular.

 

Öcalan’ın yanındayken kayınpederi gözaltına alındı

Geçtiğimiz günlerde çok ilginç bir olay gerçekleşti. İmralı’da Öcalan’la görüştüğü bilinen MİT Güvenlik İstihbarat Başkanlığı’nda üst düzey bir yetkilinin kayınpederi Emekli Tümgeneral Fuat Büyükcivelek gözaltına alındı. İmralı’da görüşmelerini sürdürürken gelen bu haber hayli heyecan yarattı. MİT’te görevli bu bürokrat adeta Ankara’yı ayağa kaldırdı. Ancak olayın aslı kısa sürede anlaşıldı. 14 Şubat’ta gerçekleşen gözaltının 28 Şubat Soruşturması kapsamında olduğu öğrenildi. Büyükcivelek Paşa’nın 28 Şubat’ta Genelkurmay İstihbarata Karşı Koyma ve Güvenlik Daire Başkanlığı gibi iki kritik görevde yaptığı faaliyetler nedeniyle gözaltına alındığı öğrenildi. Büyükcivelek Paşa, mahkeme tarafından adli kontrol şartıyla tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılınca MİT’te üst düzey görevde olan akrabası da rahat bir nefes aldı.

Eskişehir Operasyonu’nun Sırrı

Eskişehir Belediyesi’ne yapılan yolsuzluk operasyonunun altından trajikomik bir durum var. Çünkü operasyon neredeyse 7 yıl önceki bir mevzuuyla ilgiliydi.

Başlama sebebi ise “yeni”…

Hatırlayacaksınız, Sayıştay Yasası, Ak Parti tarafından değiştirilmiş ve Sayıştay’ın “denetim yetkisi” kaldırılmıştı. Ancak CHP bunu Anayasa Mahkemesine götürmüştü. Anayasa Mahkemesi de bu değişikliğin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek iptal etmişti. İşte bu iptal üzerine hükümet CHP’nin canını Sayıştay’ın dosyalarıyla sıkmaya karar verdi. Ve Sayıştay’ın CHP’li belediyeler hakkındaki dosyaları anında masanın üstüne geldi.

Sayıştay’ın 7 yıl önce yaptığı Eskişehir Belediyesi’ndeki denetim anında operasyona dönüştürüldü ve belediye çalışanları gözaltına alındı, kimisi ise tutuklandı. Sırada CHP’li başka belediyelerin de Sayıştay dosyaları var. CHP’li belediyelerin pür-ü pak olmadığını düşünüyorum ama AK Parti ve MHP’li belediyelerin tümüne kefil olmak da her babayiğidin harcı değil! Soruların anası şu; Onlara niye operasyon yok?

 

Gül el koydu

Takip edenler hatırlarlar; Bir süredir Dr. Abdurrahman Yurtaslan Onkoloji Hastanesi uzmanlarından Dr. Hasan Yıldırım’a hastane ve bakanlık yetkililerinin yaptığı mobbing’i yazıyorum. Nihayet Cumhurbaşkanı Abdullah Gül konuya el atarak, problemin çözümü için Başbakanlık, Sağlık Bakanlığı ve Cumhuriyet Başsavcılığı’na havale etti. Bu adaletsizliğin çözümü için gösterdiği duyarlılıktan dolayı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e teşekkür ederim. Konuyu takip etmeye devam edeceğim.

 

*Bu yazı Talat Atilla’nın Güneş Gazetesi’ndeki köşesinden alınmıştır…

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 TOTEM
 25 Şubat 2013 Pazartesi 19:56
Sadece gülüyorum:))) ama u gülüşüme 40 tan aşağı eksi kabul etmem:)
 TOTEM
 25 Şubat 2013 Pazartesi 14:40
Yada bu yorumumda ki hangi düşünceyi yada fikri beğenmedilkerde eksi vermişler cidden merak ediyorum dedim.Ve gerçekten merak ediyorum bu arkadaşları,hiçbir siyasi düşünce yada ima barındırmayanb salt kişisel bir beğeni ve tebrik mesajı içeren bir yazıya eksi vermeye iten ruh hali nedir dedim.Şimdi bunu sormamda ne sakınca var? bu yazıyı okuyan tüm arkadaşlardan bir tanesi bana şundan doılayı eksi vermişler desin de bende anlayayım.Lütfen ön yargıdan kurtulalım..
 TOTEM
 25 Şubat 2013 Pazartesi 14:37
Dün yayınlanmayan onlarca yorumun arasında şu basit ve samimi soru da vardı ancak ne hikmetse dünkü sayın editör yorumlarımı yayınlamam konusunda yeminliydi!Bir okuruna böyle net ve hasmane tavır almak o koltuğun sorumluluğuna hiç yakışmıyor.Dün yorumumda Şunu sormuştum 19.09 da sayın Atilla nın programını beğendiğimi belirtip tebriklerimi sunduğum ve keşke haberimiz olsaydı da canlı izleyebilseydik deyip herkesin izlemesini temenni ettiğim bir yoruma eksi veren arkadaşlar neyyi beğenmediler de
 TOTEM
 24 Şubat 2013 Pazar 19:06
Sayın Atilla Erkan Tanın programına konuk olmuşsunuz ve bununla ilgili haber bantını izledim ancak sizden ricam bu tür programlara katılacağınızı bizlere bir yada iki gün öncesinden haber verirseniz bizlerde canlı olarak takip etme imkanına kavuşuruz.bu programdaki düşüncelerinizi bu siteyi takip eden tüm yorumcuların izlemesini temenni ederdim,tüm fikirlerinize katılmasam da bu derece tarafsız,yalın ve öz anlatımları özledik sizi dinlerken keyif aldım keşke herkes sizin gibi net olailse.
 TOTEM
 21 Şubat 2013 Perşembe 18:49
Bir meramımı anlattığım yoruma bile eksi verebilen ruh halini anlamakta zorlanıyorum..
 TOTEM
 20 Şubat 2013 Çarşamba 20:42
Sayın Atilla! Sizin gibi objektif olduğuna inandığım bir insanın yönetiminde olduğu bir gazetede editörlerin bu derece keskin sansürler uygulamasını şiddetle kınıyorum.Eğer sitenizde yazan yazarları eleştirmek yasak ise bunu söyleyin bizlerde ucuz şakşakçılık yapalım ancak eğer siz ifade özgürlüğüne inanıyorsanız sitenizde en basit ifade özgürlüğüne bile sansür uygulanıyor.Yazarlarınızdan birini eleştirmeye kalktığımızda en ustruplu yorum bile editörlerce çöpe atılıyor.Bu durumu şiddetle kınıyor
 hulya
 20 Şubat 2013 Çarşamba 11:35
Sudan çıkmış balık gibi olmamıza müttefikimiz olan ABD üzülür sanıyorsanız yanılırsınız.Çünkü ne kadar onlara muhtaç vaziyete gelirsek o kadar onlar için iyi demektir.Etkisiz bir Türkiye'de hiçbir zaman türk yönetici olamaz ama türk askeri her zaman ve her yerde olur.ABD'side Fransızıda türk askerini hemde "TÜRK" ismiyle yanlarında görmekten onur duyarlar tabi türk askeri onların emrine girerse.
 hulya
 20 Şubat 2013 Çarşamba 10:28
Ben bir vatandaş olarak olarak üniter yapımızın korunmasını istiyorum çünkü koca bir ekmeği (köy somun ekmeğini düşünün)kimse yutamaz ama parçalara ayırırsanız bebekler bile yutar."Türk" kavramıyla çekişilmesini istemiyorum.600 yıllık Osmanlı İmparatorluğunda bile "TÜRK" kavramı bir güç olarak tüm dünyayı titreten yegane sihirli sözcük olmuş.Bu kavramı bu coğrafyada içimizden çıkarırsak sudan çıkmış balık gibi oluruz.
 TOTEM
 19 Şubat 2013 Salı 21:12
Bizler vatandaşlar olarak olayları daha sağduyu ile değerlendirmemiz gerekir.Hepimiz biliyoruz çözüm adına ne yapılsa birileri eleştirecekler belkide demokrasi denen şey böyle birşey.Benim kişisel düşüncem ise her şeyin ülkem ve halkım için hayırlı olması.Gerçekten dönem at izi ile it izinin birbirine karıştığı bir dönem her olay şaibeli herkes artniyetli ve samimiyetsiz.Kimin neye hizmet ettiği belirsiz şahsen ben bu konuda çok ümitsizim keşke herkes daha akıllı ve sakin olabilse.
 TOTEM
 19 Şubat 2013 Salı 21:07
Bu Barış süreci çok su kaldırır bir konu aslına bakarsanız kim ne söylese haklılık payı var Ancak olaylara geniş bir çerçeveden bakıp çok yönlü değerlendirmek gerek.Bu konuda her ne düşünürsek düşünelim şurası gerçek ki! bu terör sorunu çözülmeli nasıl çözmek gerektiği hakkında fikir söylemek ayrı,çözümsüzlüğü körükleyen ucuz ve boş sloganlar atmak başka.Hangimiz ne desek kesin yargıya ve çözüme ulaşamayız evet sorun çok boyutlu iç ve dış dinamikler sözkonusu yani durum ziyadesi ile karmaşık-
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2024 Turktime