Turktime
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Arap Sokağını, İsrail Kalkanını İyi Tartışalım
Bülent Kuşoğlu
YAZARLAR
15 Eylül 2011 Perşembe

Arap Sokağını, İsrail Kalkanını İyi Tartışalım

Osmanlı gibi büyük bir devletin torunları, mirasçılarıyız. Hepimiz tekrar büyük ve söz sahibi bir devlet vatandaşı olma özlemi taşıyoruz. Hatta özlemden öteye ihtiras içersindeyiz. Bu durumu anormal görmüyor, bilakis bununla övünüyorum. “Büyüklük bizim genlerimizde var

Erdoğan’ın Arap ülkelerinde özellikle gençler tarafından çılgınca karşılanmasını, Türkiye’de AKP’lilerin dahi göstermediği sevgi gösterileri yapılmasını inanın mutlulukla karşılıyorum. İki yıl  önce Suriye’de gördüğüm Erdoğan simgeli Türkiye ilgisi de gururumu okşamıştı.

Bu ilgiyi iç siyaset için değerlendirmek isteyenler olabilir, normaldir. Ancak bazılarımız görevlerinin ve mürekkep yalamışlıklarının yüklediği sorumluluğun gereği olarak düşünmek, bu ilginin nedenlerini araştırmak, muhtemel sonuçlarını görmek zorundadır. Gelişmeleri takımı şampiyon olmuş fanatikler  gibi karşılama mutluluğu hepimize nasip değil…

Daha öncede yazdım ve mutlulukla gördüm ki çoğunluk da benim gibi düşünüyor; Bölgede dünyanın en iddialı ülkeleri arasında bir güç mücadelesi yaşanıyor ve biz bölgenin en önemli ülkelerinden biriyiz. Bu bölgede ve bizde gerçekleşen her olayda bu mücadelenin izlerini aramak zorundayız.

Bu arayışta olursanız Yeşil Hat ve BOP Projelerini uygulamak için ABD’nin İngilizcesi “Off-shore balancing” olan bir konsepti devreye soktuğunu görürsünüz. Uygulamada bu kavram şu anlama geliyor; ABD, artık Kara Kuvvetlerinin (Army) yerine Deniz (Navy) ve Hava (Air Force) Kuvvetlerini devreye sokuyor, Kara Kuvvetlerinin işlevini ve hedef bölge ile ilgili temasları ise bir müttefik ülke üzerinden yürütüyor. ABD’nin bu işlevi uzun süredir yüklemek istediği ve çoğu zaman yüklediği ülke ise Türkiye ve Erdoğan’dır. Bu dezavantaj mıdır? Eğer, irdelemez, sorgulamaz iseniz tabi ki dezavantaj oluşturur.

*** 

Arap sokağı bize ve Erdoğan’a neden sıcak davranıyor? Çünkü, 1-Arap ülkeleri 100 yıl öncesine kadar bizim tebamızdı, 2-Arap alemi ile din birliğimiz ve kültür yakınlığımız var, 3-Petrol ve para onlarda olmasına rağmen onlardan ilerdeyiz, örneğiz, 4-Bizim yaşantımız ve dizilerimiz onlarda hayranlık uyandırdı, 5- Erdoğan’ın İsrail çıkışları ve öz güvenli tavırları onları çok etkiledi.

Peki, Arap sokağı bizim laik-müslüman demokrat yaşantımıza mı imreniyor yoksa bizi de arkaik din anlayışında olan bir ülke olarak mı görüyor?

Bence çok net; Arap sokağı çoğunluk itibarıyla bizim Atatürk’ün çizdiği yolda laik-müslüman ve demokrat yaşantımıza imreniyor. Bunu Erdoğan Mısır’daki bir konuşmasında da söyledi. Ancak, bana göre Arap sokağı çok net değil. Arap sokağında laik-müslüman-demokrat yaşantıyı seçenlerle, özellikle İhvan-ı Müslimin taraftarları arasında çok mücadele izleyeceğiz gibi görünüyor. Zaten Müslüman Kardeşlerin Erdoğan’a tepkisi de bunu ispatlıyor. Hatta bölgede sunni-şii çatışması yaşanması ihtimali çok fazla…

Unutmamamız gereken bir diğer konu da Arap Sarayının yani Arap yöneticilerinin, Arap sokağı kadar bize hayran olmadığıdır. Hatta düşmanlık dahi yapabilirler… Aklımızda olmalı!

***

Bir diğer konu: İsrail, Türkiye’nin tepkileri karşısında geri adım atar mı, tazminat ödeyip, özür diler mi? Ben olabileceğini düşünüyordum. “Çünkü, hayati konu füze kalkanının Türkiye tarafından kabul edilmesi idi. Bu gerçekleşti. İsrail en önemli amacına ulaştı. Bundan sonra sıra Türk Hükümetini rahatlatmaya geldi. Gerekiyor ise o da yapılır. İlk bölümde tartıştığımız konu çerçevesinde önemli olan ABD-İngiltere-İsrail ekseninin çıkarlarıdır.” diyordum, ancak gerekmeyebilir. Baksanıza ne Arap sokağında, ne de Türkiye medyasında kimse “İsrail kalkanı” konusunu eleştirmiyor… Erdoğan’ın tavrı-tarzı ve destekçi medyanın başarısı ile Hükümet korktuğu kadar rahatsız edilmedi. İki yıl önce Hükümet’in talep ettiği şekilde konu Nato çerçevesine alınıp, İsrail ve İran isimleri çıkarıldığında hafıza-i beşer nisyan ile malül oldu…

***

İki soru;

1-Bizim bölgedeki risklere katılmakla çıkarlarımız ne olacak? Almasını becerebilecek miyiz?

2-Bizim bölge için bir projemiz var mı, yoksa başkalarının yazdığı ve yönettiği rolü mü oynuyoruz?

Dört dikkat konusu;

1-Terör sinsice tırmanıyor, uyumuyor ve uluslararası boyut kazanıyor. Terör için “Koordinatör ülke”miz de varmış…

2-Dinlenmeyen yada dinlendiği faş edilmeyen Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’ndan sonra bir istihbarat kuruluşumuz kalmıştı, onu da yaşadık. Güvenliğimiz kalmamış…

3-Kamuoyunun ve halkın tepkisi, hassasiyeti iyice dip yaptı. Hiçbir şey umurumuzda değil…

4-Milli meselelerde iç siyaset fanatizmine kapılmak ihanetten beterdir… 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 23:34
Okudum, bizim yetkili kaynaklar bu konuda şunu demiş "önümüzdeki yıl ABD’de yapılacak başkanlık seçimiyle ilişkili olduğunun düşünüldüğünü belirten kaynaklar, “Yönetim bu görüşü ortaya atarak Yahudi lobisine çiçek atıyor” değerlendirmesinde bulundular." Bu açıklama yeterli öyle mi? Zaten sana kalsa olumsuz bakan herkes Gominist ve ABD düşmanı. Muhakeme yok, araştırma yok. İşine gelmeyen görüş bildiren herkes hunçakçı. Gerçi bu da AKP mutabakat anlayışıyla bayağı uyumlu. BıttımSabunu
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 18:38
Ortadoğuda bir gün dananın kuyruğunun kopacağını tahmin edenlerdenim,bu süreçte beni sevindiren ise Arap aleminin pekte sempayiyle bakmadığı palavracı Halkcıların iktidarda olmayışıdır.İktidarda olmamalarına rağmen ellerinden geleni artlarına koymuyorlar.Müslüman Arapların gözünde İsrail ne ise CHP de o dur.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 14:34
Ayrıca bu projeyi bu kadar gizli kapaklı ve kontrolsüz bir şekilde hayata geçirerek Türkiye ile İran'ı kapıştırmaya yönelik siyonizm tezgahının enstrümanı olan asıl taraf AKPnin belli odakları olabilir mi? Niye belli odakları diyorum biliyon mu? Çünkü bence değil teşkilat ve taraftarları, AKP milletvekillerinin büyük bir çoğunluğunun da bu projenin detayını bilmediğine inanıyorum. Hepsi senin gibi laf ola beri gele olmuş durumda. BıttımSabunu
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 13:49
1911 de 1912 de Enver bey ve Mustafa Kemal Libyaya,Trablusa GÖNÜLLÜ gitmişlerdi.Libyada bir tane değil,iki tane Mustafa Kemal vardı.Bugün Türk Başbakanı ve Heyeti de Türk Milletinin GÖNLÜ ile Mısıra,Tunusa,Libyaya gitmiştir.Aynı şekilde Türk Anamuhalefetinide bölgede görmek istiyoruz.O bölgede,Dış Politikada Muhalefet ile İktidarı EL-ELE görmek istiyoruz.İçerdeki REKABET yine devam etmeli,Fakat dışarıda Türkiye yekvucut-TEKVUCUT olmalı.H.Tahsin.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 13:45
Pazar 12:33,Konu ile ilgili "ABD yetkililerinin künyelerini ve yetki makamlarını ifade eden kurumların sıfatlarını,açık açık yazıvereceksin dostum.Los Anglesteki Diaspora Ermenilerinin döşenmiş olduğu yazılardan esinlenerek,Türkiyede çakma ulusalcılık rollerinde gezmiyeceksin.Türk Dış İşleri Bakanlığının açıklamasını öğreneceksin.Dış İşleri bakanımızın ağzından çıkan cümleleri iyi dinleyeceksin."Böyle bir ABD li yetkilinin olmadığını ve ABD tarafından böyle bir açıklamanın yapılmadığını öğren.HT
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 12:33
H.T. abi yazarımızın yerine cevaplamak olmasın ama NATO ülkesiyiz evet; bu bir NATO projesi olarak paketlendi ama ABD yetkililerinin açıklamalarını özellikle senin ilgine sunmuştum ama sanırım seni tatmin etmedi ki illa CHP cevaplasın diyosun ama kötü bir haberim var: bildiğim kadarıyla AKP proje detaylarını Meclis'e getirmediği gibi muhalefet veya sivil toplum ile hatta projenin uygulanacağı Malatya halkıyla kesinlikle paylaşmadı. Bence sen soracak bir AKP yetkilisi bul ve aldıklarını paylaş.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 12:03
Sn Kuşoğlu,bi tarihte,çok yakın bi tarihte,İRAN ile ilgili Birleşmiş Milletlerdeki Nükleer tesis oylamasında,Türkiyenin RED oyu kullanmasını,Türkiyedeki malüm DÜKKALIĞIN "Eksen kayması" şaklabanlığı ile, günümüzdeki "İsrail Kalkanı" sıfatı üretme güzellemesi(!) arasında ne gibi bir bağ kurabiliriz.Bu soruyada net ve açık yanıt bekliyorum.H.Tahsin.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 11:59
Ana Muhalefet Partisinin MİLLETVEKİLİNDEN açık ve NET açıklama bekliyorum.1-İsrail bir NATO Ülkesimidir.?..2-Malatyaya kurulan ERKEN UYARI Radar sistemi,bir NATO üssümüdür?..3-Türkiye NATO dan çıkmalımıdır,çıkarılmalımıdır.Bu sorulara açık ve net yanıt bekliyorum...Bir NATO Askeri üssüne "İSRAİL ÜSSÜ" sıfatını yapıştırmanızın ardında,Türkiye ile İRANI kapıştırmayı pilanlıyan Uluslar arası SİYONİZMİN tezgahının enstrumanı olmaya hevesli bir politika ürünü aramalımıyım.H.Tahsin.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 11:23
"ARAP SOKAĞI"...1911 de 1912 de Enver bey, Mustafa Kemal bey hangi amaçla Libyada TRABLUSTA Bingazide bulunduysa,bugün Tayip bey de aynı maksatla Trablusta Libyada,Mısırda bulunuyor,bu nedenle sn Bulent bey,Kılıçtaroğluda Trablusta bulunmalı,Mısırda bulunmalı,Libyada bulunmalı.Türkiye ORTADOĞU ve Kuzey Afrika COĞRAFYASINDA,iktidarı ve MUHALEFETİ el el yürümeli.Bu arada Türkiyede irticanın odağı neymiş ve kimmiş, bu konudaki sorum bakidir.H.Tahsin.
 Misafir
 18 Eylül 2011 Pazar 10:15
TOTEM, ABDyi sevmek veya sevmemek hiç önemli değil, Türkiyeyi sevmek önemli. ABD ile girilen bir işte yanlış yapılıyor demek Slogancı olmaktır diyebilmek sadece yanlışı yapanlara hizmet eder. Hep muhalefet veya muhalifler şöyle böyle deyip iktidara her daim serbest geçiş kartı vermek en çok yine o iktidara zarar verir. Yanlışları büyür. ABDci olmayalım, AKPci olmayalım, CHPci olmayalım. Fakat tarafsız muhakeme yeteneğine sahip olalım. Burada ABD karşıtısın demen yetmiyor, tatmin etmiyor. BıttımS
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Turktime uygulamasını indirin, günün gelişmeleri cebinize gelsin.
Google Play
App Store
Facebook Twitter Instagram Youtube
GÜNCEL SİYASET DÜNYA MEDYA MAGAZİN SPOR YAZARLAR RÖPORTAJLAR PORTRELER ANKARA KULİSİ FOTO GALERİ VİDEO GALERİ KÜLTÜR SAĞLIK EKONOMİ TEKNOLOJİ ANALİZ TEKZİP
Masaüstü Görünümü
İletişim
Künye
Copyright © 2025 Turktime