Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener:
"Karşıt görüşler, aşı tereddüdünü tetikliyor. İnsanları aşıdan uzaklaştırıyor! Neye karşı, hangi görüşe sahip olursanız olun, vatandaşta aşı tereddüdünü körükleyecek olan söylemlerin hepimize zararı olacak." diyor!
Prof. Dr. Şener'e aynen katılıyorum...
Bu karşıt görüşlerin yüzünden hepimiz zarar görüyoruz.
Yazıklar olsun...
Utanın, saygılı olun!..
Vakaları arttırıyorsunuz, elinizi kolunuzu sallayarak geziyorsunuz, toplu taşıma araçlarına rahatlıkla biniyorsunuz, ikaz edenlere saldırıyorsunuz, maske-mesafe kurallarına da uymuyorsunuz; yazık değil mi bu insanlara?
İNFLUENZA VİRÜSÜ YAYGIN
Geçtiğimiz yıl çok görülmeyen influenza, parainfluenza virüsleri bu yıl yeniden görülmeye başladı. Acil başvuruların ise iki katına çıktı...
Şu an acillere başvurular iki katına çıkmış!.
Büyük çoğunluk boğaz ağrısı, burun akıntısı, hapşırık gibi üst solunum yolu enfeksiyonu semptomları ile geliyor.
Bu nedenle koronavirüsü dışlamak için PCR testi yapılıyor.
PCR sayıları da bu dönem iki katına çıkmış. Covid pozitif çıkma oranı yine yüzde 10-15 civarında! Geri kalan yüzde 80-85'lik grup aslında diğer virüs enfeksiyonları ya da farklı semptomlar gibi gözüküyor.
İnfluenza ve onun türevleri (parainfluenza gibi) üst solunum yolu enfeksiyonu yapan hastalıklar, havaların değişmesiyle bu sene çok daha fazla gündemde. Bu nedenle geçen seneye nispeten grip aşıları bu yıl daha fazla öneriliyor.
GRİP AŞISI ŞART
Doktorlar, "Hem maske kullanımında azalma var hem de geçen sene hastalık yapmadı bu virüsler, bu sene daha ciddi hastalık yapma potansiyeli var. Virüs yeniden dolaşıma girdi ve insanlarda hastalık yapmaya başladı. O yüzden risk grubundakilerin mutlaka grip aşısı olması gerekiyor. Bunlar dışında risk grubundaki bir hastaya bakım veren kişiler gibi dolaylı risk taşıyanların da kendileri risk grubunda olmasa da grip aşısı yaptırmalarında fayda var."
AŞI İLE KIRABİLİRİZ
Aşılara rağmen hastalığa yakalanmanın doğal olduğunu, aşıların ölüm ve ağır hastalığı engellemek üzere işe yaradığını söyleyen uzmanlar, "Tabii ki siz gene kendinizi koruyacaksınız, maske takacaksınız, sosyal mesafeye devam edeceksiniz. Aşı sizin ölmenizi önlüyor, daha ağır hastalık geçirmenizi engelliyor. İnfluenzada olduğu gibi, influenza aşısı da aynı. RNA aşılarında genellikle bu var, sizin hastalığı daha ağır şekilde geçirmenizi önleyecek bir aşı yapılıyor ama virüsü taşıyabiliyorsunuz. Daha kısa sürüyor hastalığınız ve bulaştırma etkiniz. Bir sarmal içerisine girdiğinizde diyelim ki, belki 5-6 ay vaka sayısında bir artış olacak, sayılar aynı düzeyde kalacak ama bir süre sonra aşılanma ile bulaştırıcılığın azalması sağlanacak ve bu şekilde bu döngüyü kıracağız. Bu kısır döngüyü kırdığımızda, virüsün yayılmasını da engellemiş olacağız, virüs artık üzerinde yaşayacak organizma bulamadığı zaman da zayıflayacak ya da kendi kendini yok edecek"
20'Lİ YAŞLARA KADAR DÜŞTÜ
Aşısız grubun özellikle 30'lu yaşların altında çok daha fazla olduğuna da dikkat çeken doktorlar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Özellikle 30 yaşın altına baktığımızda aşılanma oranlarının çok düştüğünü, günlük aşılamaların da azaldığını gözlemliyoruz. Hastanede yatışlarda ise bize gelen hastaların dışında çok sayıda hasta için bazı merkezlerden konsültasyon isteniyor. Burada dikkatimizi çeken şey, genellikle 20'li yaşlardaki hastaların tedavisi için sorular geliyor. Bunların ağır pnömoni olup hastaneye yatırılıyor ve oksijen tedavisine başlanılıyor. Normalde bir üst solunum yolu enfeksiyonu, örneğin bir influenza'da, bu yaş grubunda bu kadar ağır bir tablo beklemeyiz. Ama maalesef koronavirüste tablo, ağır oluyor. Özellikle Delta varyantı, gençlerde de ciddi, ağır pnömoni yaparak hastanın hayatına mal olacak düzeye gelebiliyor. Hasta genç olmasına rağmen yoğun bakıma düşebiliyor, yoğun bakıma düştükten sonrasında ölüm oranları da artıyor. Maalesef kaybettiğimiz günlük 200'ün üzerindeki vakalar arasında bu saydığımız gruplar var."
OKULLAR KAPANACAK MI?
Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, koronavirüs vaka sayılarının günlük 25- 30 bin aralığında seyrettiğini belirterek, Günlük 60 bin, 70 bin vaka sayılarına sıçrama olması durumunda ise yeniden kapanma, okulların kapanması gibi tabloları gündeme gelme durumu söz konusu olabileceğini ifade etmiş!
AŞILANMA NEREDEYSE DURDU!
Covid-19 salgınında vakaların 25- 30 binli rakamlarda sabit kaldığı gibi bir görüntü oluştuğunu belirten Prof. Dr. Şener:
"Bu sabit tablo pikler halinde karşımıza çıkmayacak gibi düşünmeyelim. Çünkü ne yazık ki, Türkiye'nin geneline baktığınızda aslında aşılanma neredeyse durdu. Aşılama hızımız iyice geriye doğru gitmeye başladı. Özellikle hasta grubu itibariyle baktığımızda 3'üncü dozunu olmaya gitmiyorlar. Genel anlamda baktığımızda aşılamaya karşı ayak direyen bir grup var. Bu ayak direyen grup ne yazık ki, 65 yaş üstünde değil. 65 yaşın altında olan bu grupların hastane ve yoğun bakıma yatış riskleri var. Hastalık yükü anlamında reel olarak ciddi bir popülasyon oluşturacak gibi görülüyor. Bu popülasyon ne gibi riskler oluşturuyor. Yakın vadede hastane ve yoğun bakıma yatış oranlarında, yatak doluluk oranlarında artış söz konusu olabilir. Günlük 30 bin vaka sayıları üstüne pikler ve sıçramalar görebiliriz. Daha önceki dönemlerde gördük. Günlük 60 bin, 70 bin vaka sayılarına sıçrama olması durumunda ise yeniden kapanma, okulların kapanması gibi tabloları gündeme gelme durumu söz konusu olabilir. Şu anda gündemimizde yok, ama bu hiçbir zaman gündemimize gelmeyecek, gündemimizden tamamen çıktı diyemeyeceğiz."
AŞIDAN KAÇIYORLAR
Aşı tereddüdünü körükleyen grubun birazcık sessiz duruma geçmesi gerektiğini de hatırlatan Prof. Dr. Şener:
"Ne yazık ki bu grupta bir grup bilim insanı, meslektaşlarımız var. Bunların aşı karşıtlığı beraberinde ülkenin sağlık politikalarına ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu karşıtlığına dönüştü. Biz, bilim insanları olarak ortak paydada buluşup buluşmamız çok önemli değil, herkesin görüşüne saygı duyuyoruz. Ama ne yazık ki, bu paylaştıkları karşıt görüşler, aşı tereddüdünü tetikliyor. İnsanları aşıdan uzaklaştırıyor. Neye karşı, hangi görüşe sahip olursanız olun, vatandaşta aşı tereddüdünü körükleyecek olan söylemlerin hepimize zararı olacak.
Bu salgından çıkmamızın yolu aşı, maske ve mesafeden geçiyor. Solunum yolu virüslerinde artış var. Solunum yolu virüslerinden korunmak için maske, mesafe ve el hijyeni gibi önlemler bizim ekstra önem arz ediyoruz."
Sözün kısası:
Aşı karşıtları yüzünden vakalar ve ölümler hızla artıyor!