Birçok sevilen dizi ve filmin yönetmenliğini yapan Çağan Irmak, diziler hakkında, "Türkiye’de yaşıyorum ve Türk dizisi izlemek istiyorum ama dayanamıyorum." Demiş!
Aynen katılıyorum ünlü yönetmen Çağan Irmak'a. Bende izlerken dayanamıyorum…
Dizilerimiz gerçekten çok uzun; çünkü gereksiz ayrıntılar var!
Amerika ve Avrupa'daki dizi filmler 45 dakika ile sınırlı. Bu nedenle izleyici sıkılmadan izliyor. Ayrıca sahneler abartılı değil. İnsan izlerken keyif alıyor; bunun nedeni senaryonun abartısız yazılmasından kaynaklanıyor!
TV izleyicileri çok dikkatli ve en küçük ayrıntıyı gözden kaçırmıyor. Hemen araştırma yapıp, delilleriyle ortaya koyuyorlar.
Yönetmen Çağan Irmak dediği gibi; dizinin birinde bir sahnede kapı açılıyor, 5 dakika yürüyor, bekletiyor, bekletiyor, '120 dakika dolsun' diye, sonunda kız 'tuzu ver' diyor. Sadece zamanı doldurmak için böyle yapılıyor.
HEP AYNI YÜZLER BIKTIRDI!
O kadar çok dizi film ekrana geliyor ki, hangisini izleyeceğimizi şaşırıyoruz. Çoğunlukla da kanal değiştirerek, uydudan yabancı film izlemeyi tercih ediyoruz, tabii ki!
TV izleyicilerinin diğer bir eleştirisi de şöyle:
"Hep aynı yüzleri izlemekten bıktık… Bu arada oyuncular işleri bitince, o diziden ayrılınca öbür diziye geçiyor. Birisin de iyi adam, diğerinde kötü adam! Senaryolar ise hep birbirine benziyor… Diğer ülkelerde oyuncular bir diziden ayrıldıktan sonra, uzun bir süre ‘yüzünün eskimemesi ‘ için başka bir film şirketi ile anlaşma bile yapmıyor.
‘Bizde neden hep aynı yüzler. Acaba onlardan başkası yok mu?’ Biraz da genç nesil oyunculara destek olun. “
GENÇ OYUNCULARA FIRSAT VERİLSİN
Evet, TV izleyicileri de bıkmış aynı oyuncuları izlemekten!
Bu mesleğin okulunda eğitim görenlere, sinema ve tiyatro akademilerin de iyi bir oyuncu olmak için ter dökenlere film şirketlerinizin kapılarını açın artık.
Açın ki, izleyiciler yeni kabiliyetli genç oyuncuları izlesinler. Bu kabiliyetli gençleri kast ajanslarının eline bırakmayın. O kadar kabiliyetli oyuncular var ki; inanın kısa sürede zirveye otururlar!
Günümüzde, İstanbul başta olmak üzere diğer büyük şehirlerde 'kast ajanları' açılıyor sürekli olarak… Sizlerinde kulağınıza geliyordur.
Şikayetler arttı; kayıt ve fotoğraf parası talep edip, ortadan kayboluyorlar!
DİZİLER BİRBİRİNE BENZİYOR
Pek tabii ki birbirinden güzel diziler ekrana geliyor. Fakat bir-iki bölümden sonra her şey değişiveriyor!
Evet, dikkatli izleyicilerinde dediği gibi, senaryolar hep birbirine benziyor. Hemen en küçük ayrıntıyı not ediyor veya belleklerinde saklıyorlar.
Örneğin, 40-45 yıl önce çekilmiş yabancı sinema filmlerden alıntılar yapılarak senaryolar yazıldığı iddiaları öne sürülüyor. Bunun dışında Türk TV dizilerinin de konu açısından birbirine çok benzediği dikkat çekiyor.
Sözün kısası replikler aynı, oyuncular farklı!
MAGAZİN GAZETECİLERİ!
Magazin gazeteciliği yapan genç meslektaşlarım;
"mesafe iyidir. Ne haddini aşan oIur ne de canını sıkan."!
TV magazin programlarında izliyorum ve çok üzülüyorum. Üzerinize saldırıyorlar, küfür ediyorlar ve daha da ileri gidip, kafa atıyorlar; çünkü aşırı değer veriyor ve yüz göz oluyorsunuz!
Biraz ‘etik’ habercilik yapmanızı öneriyorum. Sakın, ‘sen ve ben’ diye hitap etmeyin. Sözün kısası, değerinden fazla değer vermeyin!
Manşetlerden indirmediğiniz kişiler, "canınızı sıkıverir.“ bir anda…
İşte o zaman çok üzülürsünüz.
Gazetecilik saygın bir meslektir; lütfen hep bu saygınlığınızı koruyun.
Yazdığınız haberlerde, sunduğunuz programlarda: Güzeller, güzeli, ünlü sanatçı gibi ifadeler kullanmayın.
Çünkü geldiği yeri hazmedemeyenler çoğunlukta! Haberlerinizle, övgü dolu sözlerinizle zirveye taşıyorsunuz …
Sonuç:
O değer verdiğiniz, ‘canım-cicim’ diyerek manşetlere taşıdığınız kişiler; sizleri tanımamazlıktan gelir bir anda!
Hoşça kalın, Sağlıcakla kalın