AMERİKAN KABUSU..!
" On dokuzuncu yüzyılın özellikle ikinci yarısında, kulaktan kulağa söylenen melodisi pek hoş bir beste yazıverdi kapitalizm denen bestekar ; Fırsatlar, özgürlükler ve rüyalar ülkesi.., eşitlik, adalet ve büyük fikirlerin memleketi.., özünde aslında Yankee'lerin ülkesi.., Ve pek tekrarlanan şarkı sözü gereği.., "
" Yirminci yüzyılın ikinci yarısından itibaren hak ettiği madalyalardan fazlasını yakasına takmaya uğraşmış ve bu uğurda kendi dinlerine binaen, bir çok günaha bulaşmış.., 21.yy'n ilk çeyreği itibariyle de kendi görkemli isminin nihayetini kutlamakta olan.., Amerikan rüyası.. "
" Aynı hipnozda hizaya getirilmiş göçmenler memleketinde, aynı demokrasi yalanına itaat buyuranların uyanmaya başladığı ve ne Hollywood'un ne de NASA'nın ninnilerinin uykuyu derinleştiremediği kaotik dönem.., büyük suçların veballeri ve ertelenmiş kefaret ödemelerinin olası neticesi.., Amerikan kabusu.."
SÜREÇ : Demokratik teslisinde baba, oğul Bush ve kutsal Obama dönemlerini tecrübe eden emperyal imparatorluk, artık vaftiz edilerek sudan çıkarılmaya hazırlanmıştır.., Amerika'ya bir savaş lazımdır lazım olmasına da, Vietnam veya Irak'ta olduğundan daha fazla savaş karşıtı vardır.., Ayrıca nükleer, kimyasal ya da biyolojik tehdit alt metinli set kurgularının inandırıcılığı git gide azalırken, ülke içinde ekonomik üst sınıf ile orta sınıf arası uçurum derinleşmiş ve de orta sınıf ile alt sınıf neredeyse komşu olmuştur.., Sağlık sistemi çökmüş ve asrın büyük yalanı olan Amerikan rüyası kuruyemişe dönmüştür.., Gözden kaçırılan bir gerçek vardır ki her silahın bir geri tepmesi mevcuttur. Komünizme karşı İslam'ı silah olarak kullanan Yankeeler, silahın geri tepmesi ile kalbinden vurulmuştur. Ancak ders almak bir yana bu sefer de etnik temelli bir devleti Ortadoğu'nun ortasına çakmak için çekiç elde mevzi kazılmış, diğer yandan çekicin dahi bir geri tepmesi olabileceği dikkate alınmamıştır.., Çünkü Yankeeler diyarı Faşizm elbisesine sığamayacak kadar obezdir artık..!
İMLEÇ : Tarım ülkesinden sanayi ülkesine terfi etmek üzere 300 milyon dolarlık kredi talebi ile Roosevelt ile görüşen Menderes olumsuz yanıt alınca yönünü, SSCB 'ye çevirmişti.., Bu yön değiştirmenin bedelini Türk demokrasisi adına Menderes öderken, darbecilerin reisi kendisinin aslında NATO'nun bir emir eri olduğunu da çekinmeden itiraf edivermişti ( Yankeelerin ülke genelindeki askeri üs sayısının yüze ulaştığı bir dönemdir ).., Bir savaş ödüllendirilmesi neticesi NATO'ya kabul edilen Türkiye Cumhuriyeti, Orta doğunun jeostratejik geleceğine binaen bir savaş cezalandırılması sonucu NATO'dan dışlanabilir.., Mısır darbesinden sonra Orta doğu ve güney Amerika'daki darbe kurgularında açıkça başarısızlığa uğrayan Yankeeler ve maruz kaldığı darbenin izahını karnından yapmaya uğraşan Türkler, görünen o ki önünde sonunda ( Tahminen üç yıl içerisinde ) Kuzey Suriye ve/veya Kuzey Irak'ta askeri olarak karşı karşıya gelmek durumunda kalacaktır.., Mühim olan şudur ki ; Bu tür bir olay vuku bulduğunda Türkiye Cumhuriyeti yekvücut şekilde ve ortak bir direnç itikadında bir arada olacak mıdır..? Politik şantajlar ve hukuki sabotajlarla köşeye sıkıştırılmaya uğraşılan müsebbipler, samimi bir tövbe ile aklını başına devşirip hezeyanlarından kurtulacak mıdır..? Diyetlerini, kendisi dışında herkesten ödetmeye uğraşan yönetici rütbesindekiler, vatanperverlik şemsiyesi altında hakikaten de hiç ıslanmayacak mıdır..?