23 Nisan resepsiyonundan izlenimler…
TBMM, geçmiş yılara oranla, katılımı yüksek ve renkli bir 23 Nisan kutlaması gerçekleştirdi.
Lazer gösterisi oldukça etkileyiciydi ama TBMM’nin karakteristik duvarları, görüntülerin net seyredilmesini engelledi.
En büyük ilgi odağı yine Başbakan oldu.
Cumhurbaşkanı Gül’de, temkinli bir rahatlık göze çarparken, seçim döneminde gerilen Başbakan, ilk kez bu kadar net gülüyordu.
Kılıçdaroğu ve Bahçeli’nin beden dillerine bakınca, TBMM’ye misafir gelen vatandaş gibiydiler.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu “Geçerken uğradım” der gibi, basına kısa bir açıklama yaptıktan sonra apar topar gitti.
MHP Lideri Bahçeli, aralarının limoni olduğu söylenilen Meral Akşener’le, “Problem yok.” pozu vermeye çalıştı.
Bahçeli, Cumhurbaşkanlığı anketinde kendisinin önünde oy alan Akşener’i, önemli bir denklem olarak görmediğini anlatmak istiyor gibiydi.
Gecede, bakanlardan bile fazla ilgi gören isim, Ankara Belediye Başkanı Melih Gökçek oldu.
Çaldıran savaşını kazanmış komutan gibi rahat, elleri arkasında dimdik duruyordu salonun ortasında.
Herkes onun yanına giderken, Gökçek sadece Başbakan’ı görünce hareketlendi.
Başta, İcra Kurulu Başkanımız Cengiz Özdemir olmak üzere Türk Medya Grubu tam kadro oradaydı.
Özdemir ilgi odağıydı. Spor Bakanı Çağatay Kılıç dahil, birçok Bakan, yanına gelerek hatır sordular.
Emin Pazarcı ile kim sohbet ederse etsin, gözü Başbakan Erdoğan’daydı!
Aniden yanınızdan kaybolmasının iki nedeni vardı;
Ya sigara içmek, ya da Erdoğan’ı görmek!
Erhan Seven’den Miray Çimen’e, Göksel Çağlav’dan Mahmut Gürer’e, Yelda Gökdağ’dan Çınar Coşkunserçe’ye kadar, Türk Medya Grubu TBMM’nin her metre karesinin tozunu attı.
Şefkat tokadı buysa!
A Haber’de Duygu Leloğlu’na konuşan Abdurrahman Dilipak, “Cemaate göre Başbakan şefkat tokadı yiyecek ve Haziran sonunda ölecek!” dedi.
Bu iddia doğruysa, bu sözleri söyleyenin sıkı bir tövbeye ihtiyacı var.
Geleceği Allah’tan başka kimsenin bilmeyeceğini Kur’an söylüyor.
Tasavvuf ehli her ne kadar, “Geleceği Allah ve bildirdikleri bilir!” diyerek, surda bir gedik açmaya çalışsalar da, kaynağını Kur’an’dan almadığı için bu yaklaşım mutlak doğru değildir.
Şefkat tokadı ise, kulun yaptığı yanlış karşısında Allah’ın kuluna verdiği yumuşak bir musibet anlamında kullanılır.
Cemaatin ‘Şefkat Tokadı’ndan anladığı buysa, ihmal ettikleri Bediüzzaman’ı yeniden okusunlar!
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...