11 Ağustos
AK PARTİ: Tayyip Erdoğan, yüzde 53,5 oyla Türkiye’nin ilk halk oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı olur. Erdoğan, hükümeti kurma görevini kime verecekse, Başbakan o olacak. Erdoğan, hem Cumhurbaşkanlığı, hem de Başbakan olarak Başkanlık sistemini fiilen hayata geçirmiş olacak.
CHP: Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin klasik tabanının dışına açılmayı ilk kez Mansur Yavaş’la denedi. Mansur Yavaş’ın kişisel ağırlığına rağmen Kılıçdaroğlu kaybetti. İkinci ve belki de en riskli denemeyi Ekmeleddin İhsanoğlu ile deniyor.
İhsanoğlu, CHP tabanı ile yakından uzaktan ilgisi olmayan bir isim. CHP içindeki muhalif, daha doğrusu CHP’nin zinde güçleri, oyun bozan olmamak için ses çıkarmadılar ama 11 Ağustos, CHP’de fırtınanın başladığı tarih olabilir.
Deniz Baykal, yeniden bir seçenek haline gelebilir. Kılıçdaroğlu ya çok yıpranır, ya da kongreye zorlanır.
MHP: Türkiye’nin en önemli partilerinden birisi olan MHP, tam anlamıyla bir kara kutu. İhsanoğlu, kendi adayları olmasına rağmen, CHP’ye açıklattılar. 11 Ağustos’ta; MHP, CHP’ye nazaran daha az sıkıntı yaşayacaktır ama MHP’lilerin iç sesi sürekli yenilgiyi sorgulayacaktır.
Medeniyetin ölümü…
İsrail, 1969 yılında Mescid-i Aksa’da çok büyük bir yangın çıkardı.
Bu o kadar büyük bir yangındı ki, Mescid-i Aksa, dört bir taraftan ateş altında bırakılmış, yangın büyük zorluklarla söndürülebilmişti.
Dönemin İsrail Başbakanı Golda Meir’in bu yangınla ilgili kısa bir sözü var ki, bu itiraf için 10 cilt kitap yazılabilir.
İsrail Başbakanı Meir, “Mescid-i Aksa’daki yangından sonra sabaha kadar uyuyamadım. Dünya’nın her yerinden Müslümanlar, dört bir koldan İsrail’e girecekler sandım. Sabah olunca gördük ki, Müslümanlar hiçbir şey olmamış gibi hayatlarına devam ediyorlar. O gün anladım ki, İsrail amacına bir şekilde ulaşacak..!”
45 yıldır değişen bir şey var mı?
*Bu yazı Talat Atilla'nın Güneş Gazetesi'ndeki köşesinden alınmıştır...