Modern çağın baş belası, fibromiyalji
Hayatımız modern dünyanın nimetleriyle çevrelenmeye devam ediyor. Akıllı binalar, gelişen teknolojiyle birlikte hiç şüphe yok ki yaşamımız da giderek kolaylaşıyor. Madalyonun bu tarafı yüz güldürürken, diğer tarafında ise modern yaşamın sağlımız üzerindeki olumsuz etkileri yer alıyor.
ABONE OL
Son yıllarda adını sık duyduğumuz sorunlardan biri olan fibromiyalji de modernleşmeyle birlikte görülme hızı artan hastalıklardan biri.
Ekonomiyi, iş hayatını ve gündelik yaşamı olumsuz etkileyen ve “çağın hastalığı” olarak tanımlanan fibromiyalji dünya nüfusunun yüzde 3-6 sını etkileyecek kadar yaygın bir sorun. Ancak hastalık tek bir şikayetten ziyade, yaygın kas ağrıları, baş ağrısı, yorgunluk, bitkinlik, halsizlik, uyku düzensizlikleri, depresif ataklar ve bazen de spastik kolit denilen birçok problemin eşlik ettiği genel bir sendrom olarak tanımlanıyor.
Amerika'da yapılan istatistiklere göre, fibromiyalji iş gücü kaybına yol açtığı için, maliyeti en yüksek hastalıklar sıralamasında, kalp hastalıklarının ardından ikinci sırada bulunuyor. Uzmanlar, sorunun giderek yaygınlaşmasına karşın, fibromiyalji teşhisinin konulması çok da kolay olmadığını hatırlatıyor. Her üç hastadan yalnızca biri doğru tanı alarak tedaviye başlıyor. Ancak birçok sistemi etkilemesi nedeniyle, tedavide de sabır, kararlılığın yanı sıra multidisipliner yaklaşımı da zorunlu kılıyor.
Titiz ve hassas yapılıysanız dikkat!
Fibromiyalji sendromunun neden geliştiği tam olarak bilinemiyor. Yapılan araştırmalarda; uyku bozukluğu, ağrı algılama bozukluğu, santral sinir sisteminde nörotransmitter denilen maddelerin dengesizliği, sinir sistemi ve hormonal sistem bozukluğu, kas ve kas işlevlerinin bozukluğu, sempatik sistemin aşırı çalışması gibi birçok sorunun etken olabileceği düşünülüyor. Ancak bu sendromu yaşayan kişilerin bazı ortak karakteristik özellikleri bulunuyor.
Fibromiyalji tedavisindeki yeni yaklaşımlar
1- Hem hasta hem de yakınlarının eğitimi
Kronik hastalıkların tümünde olduğu gibi fibromiyalji tedavisinin merkezinde de hastanın kendisi yer alıyor. Bu nedenle etkili sonuçlara ulaşabilmek için öncelikle hastanın ve yakınlarının bilgilendirilmesi ve eğitimi gerekiyor. Son yıllarda yurt dışında ve ülkemizde hasta ve çevresinin eğitimi amacıyla teorik ve egzersiz uygulamalarını kapsayan “Fibromiyalji Okulu” adıyla anılan eğitim programları tedavi başarısının daha da kalıcı sonuçlara ulaşmasına yardımcı oluyor.
2- Yeni geliştirilen ajanlarla etkin ilaç tedavisi
Fibromiyalji sendromunda ilaç tedavisinde; genellikle kas gevşeticiler, ağrı kesiciler, antidepresanlar, uyku düzenleyici ilaçlar, mineral ve antioksidan vitaminler uygulanıyor. Uzmanlar, son yıllarda gabapentin türevlerinin yer aldığı ilaçlardan da etkin sonuçlar alınabildiğini hatırlatıyor. Ayrıca birçok ilacın fibromiyalji tedavisinde denendiği bazılarının başarılı olduğu biliniyor.
3- Fizik tedavi uygulamaları
Hastalığın tedavisinde fizik tedavi uygulamalarının önemli bir yeri bulunuyor. Sıcak paketler, derin ısıtıcılar ve ağrı kesici özelliği olan elektriksel akımlar ile olumlu sonuçlar alınabiliyor
4- Doğru ve düzenli egzersiz
Egzersiz, hem tedavinin, hem de korunmanın olmazsa olmaz unsurlarından biri olarak gösteriliyor. Egzersiz yapılmadığı takdirde hastalar diğer tedavilerden sınırlı yarar görüyor. Gevşeme ve germe egzersizleri, eklem hareket açıklığı egzersizleri, pilates, yürüyüş, yüzme ve bisiklete binme tercih edilebilecek alternatifler arasında yer alıyor. Egzersiz programlarının hastaya göre ayarlanması da son derece önem taşıyor. Ayrıca, etkili sonuçlar alınabilmesi için haftada üç kez uygulamak gerekiyor.
5- Suyun iyileştirici gücü
Fibromiyalji sendromunda kaplıca tedavisi, gerek ortamın değiştirilmesi gerekse suyun sıcaklık, mineral içeriği ve radyoaktivite gibi özellikleri sayesinde olumlu yarar sağlıyor. Suyla yapılan girdap banyoları, tazyikli duşlar bu katkıyı daha da kuvvetlendiriyor. Kaplıcalardan olumlu etki alınması için 21 seans sürdürülmesi öneriliyor.
6- Güneşsiz olmaz!
Gerek sunduğu sıcaklık, gerekse ultraviyole etkisi ile güneşlenme birçok hastada uzun süren rahatlama sağlıyor. Bu nedenle hastaların ağrılarında, güneşlenme ve yüzme fırsatını buldukları yaz aylarında kış aylarına göre önemli düzelmeler görülüyor. Sadece yaz aylarında değil, kış güneşi fırsatlarını da değerlendirmek önem taşıyor.