Bizim muhalefetin durumu zorla evlendirilen küçük gelin örneği gibidir. Aile meclisleri toplanır bir masa etrafında ve bir karar alırlar. Bu düğün devlet ve toplum kurallarına aykırı olsa bile bu düğün zorla yapılacak misali.
Evet muhalefet ve onların iradesini elinde tutan ebeveyn güçler bunu son seçimler üzerinde tüm güçleriyle bu evliliği denedi. Sırf Erdoğan’dan kurtulma hedefleri uğruna. Millet seçim sonuçları ile böyle bir zorlama evliliğe izin vermedi.
Şimdi gelinen nokta masa bileşenleri birbirine tüm nefretleriyle saldırmakta ve birbirlerini suçlamaktalar. Bugün Kemal Kılıçdaroğlu baş suçlu ilan edilmiş diğerleri işin mağdurları konumunda gösterilmekte. Önümüzdeki yerel seçimler bu pencereden bakınca muhalefet için zorlu bir imtihan ve sınava tabii. Aslın da masanın en mağdur kişisi Kemal Bey. Hem vekil kaybı yaşadı hem itibar. Diğerleri pastadan ne koparabildilerse kopardılar.
Düşünün seçim anketlerini Kemal Bey %65 farkla kazanacak diye zorlama ve sipariş anketler sürekli medyaya servis edildi. Cumhur ittifakı kaybedecek Erdoğan yargılanacaktı. Hatta millet ittifakı elinde tüm sözde bakanlıklar ve atamalar görevden alma listeleri dahi hazırdı. Külliye bile yurt yapılacaktı.
İşte bu kafalar şimdilik birbirini suçlasalar bile o ebeveyn güçler bu küçük gelinlerle büyük damadı, Mart 2024 yerel seçimlerinde yine o evlilik masasına oturtacak. Ve o masaya oturanlar yine dün hiçbir şey yaşanmamış gibi tekrar yüz yüze bakıp seçim startı verecekler. Siz bakmayın onların ayrı ve ittifaksız seçimlere gireceğiz demelerine. İradeleri kendilerine ve aidiyetleri bu topraklara ait değil ki. O masa kurulacak pasta bölüşülecek. Bakalım bu zehirli, kumpaslı, entrikalı pasta kaçının siyasi hayatının bitmesine mal olacak?
AİLE VE AHLAK
Bir toplumu oluşturan en küçük yapı taşı ailedir. Ve bu yapı taşının kıyamete kadar bozulmadan dağılmadan devamlılığını sağlayan en önemli faktör tabi ki ahlaktır. Bugün toplumumuza baktığımızda bizi rahatsız eden şeylerin başında neslimizin devamı olan geçlerimiz ve çocuklarımızın düştüğü düşürüldüğü durumlardır. Zira bu gençlerimiz ve geleceğimiz çocuklarımız ileride bu devamlılığı sağlayacak anne ve baba adaylarıdır.
Onları çevreleyen o kadar tehlikeli faktörler var ki bu faktörleri ancak toplum olarak bir ve beraber bir bütün olarak tabi ki de devletimiz iradesinde ortadan kaldırabiliriz.
Bugün en büyük tehditlerin başında LGBTİ denen sapkınlık en büyük tehdittir. Yılanın başı küçük ezilmelidir sözü bir örnektir. Bu tehdittin acilen bertaraf edilmesi ortadan kaldırılması şarttır ve elzemdir.
Bu konuda aileye ve topluma ne kadar görev düşüyorsa en büyük görevde devlete ve o devleti yöneten yöneticilere düşmekte. Bugün devlet eliyle yayın lisansı verilen tüm yabancı yayın platformları ve ulusal kanalların yayın içeriklerine bakacak olursak aile ve ahlakı yok etme birlikteliği bariz ve net görülmektedir.
Toplumda milli duyguları kabartan bir takımda eşcinsel olduğunu deklare eden sporcular oynarsa, ve bu sapkın kişilikler bir rol model olarak sunulmaya çalışılırsa, iğrenç kişilikler TV’lere çıkartılıp sabah veya öğle kuşağı adı altında izlettirilirse, sapkın kişilik olduğunu ilan eden bu tarz insanlar gençlerin ulaşacağı ürünlerin reklamlarında oynatılırsa yazılı ve görsel medya ile sosyal medyalarda bu kişilerin sürekli reklamları yapılıp millete nakşedilirse o vakit toplumda ne nesil kalır, ne aile, ne de ahlak...
Devlet olarak sanayi ve üretim anlamında her şeyi üretebilirsiniz, lakin bozulmuş bir aile yapısını ve kaybettiğiniz nesillerinizi geri getiremezsiniz. Tüm sapkınlıkların merkezi olan STK’lar dernekler kapatılmalıdır. Bu tür faaliyetleri yapanlar özendirenler hakkında ağır hükümler yasa yolu ile ilan edilmelidir. Aile ve nesiller mutlak korunmalıdır. Bir devletin devamlılığı aile ve ahlak ile mümkündür.
LGBTİ SAPKINLIKTIR HASTALIKTIR AMA ASLA BİR TERCİH OLAMAZ VE DEĞİLDİR.